1. Hukuk Dairesi 2015/14916 E. , 2018/12204 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2015/14916 E. , 2018/12204 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada
Davacı, dava konusu 2333 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ölü ... oğlu ...’nin ve mirasçılarının bulunamaması nedeniyle kayyım atandığını ve payının 10 yıldan fazla zamandır kayyımla idare edildiğini ileri sürerek TMK 588. maddesi uyarınca ölü...oğlu ... mirasçılarının gaipliğine, dava konusu taşınmazdaki paylarının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, herhangi bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz payına kayyım atanmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, söz konusu payın kayyımla resmen yönetilmesine henüz başlanmadığı, taşınmazın tapu sicilinde buna ilişkin bir kayıt da bulunmadığı, her ne kadar dava konusu taşınmazın hali hazırda dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılsa da, TMK 588/1. maddesinde düzenlenen on yıllık kayyımla idare şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü.
-KARAR-
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesine göre gaiplik ve tapu iptali ile ... adına tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu payın kayyımla yönetilmesine ilişkin kararın kesinleşmediği, her ne kadar dava konusu taşınmazın hali hazırda dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılsa da TMK 588. maddesinde düzenlenen kayyımla idare süresinin dava şartı olduğu, dolayısıyla öncelikle dava şartının gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2333 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ... oğlu ...’nin bulunamaması nedeniyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/103 esas 2004/192 karar sayılı 18/03/2004 tarihli kararı ile kayyım atanmasına karar verildiği, tapu kaydına bu hususta bir şerh verilmediği, söz konusu taşınmazın Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunca dava dışı ...’a satışının yapıldığı ve bu kişinin de taşınmazın tamamını 12/03/2014 tarihinde dava dışı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği,eldeki davanın 22/09/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir”, aynı Kanunun 2. maddesinde ise “22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım tayin edilmesinde de uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, 388. maddesinde kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince, kayyım atanmasına ilişkin kararın çekişmesiz yargı işi olduğu ve çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlemesi karşısında kararın kesinleştirilmemiş olması nedeniyle kayyımla idare süresinin başlamayacağı sonucuna varılması doğru olmayıp dava konusu 2333 parsel sayılı taşınmazın dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu ve gayrımenkulün aynına ilişkin iptal tescil istekli davaların kayıt malikine karşı açılması gerektiği hususları gözetilerek bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön