1. Hukuk Dairesi 2018/2248 E. , 2018/11733 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2018/2248 E. , 2018/11733 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ...Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.07.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat, davalı ..., davalı ..., davalı ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, taşınmazın devredilmiş olması halinde tazminat, bu istek de kabul edilmezse tenkis ile miras payları üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...’nin 1990 yılında kadastro çalışmaları yapıldığı sırada mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 209 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalılar ... ve ...’ya bıraktığını, tapuda satış olarak gösterilse de asıl amacın bağış olduğunu, davalılar ... ve ...’nın dava konusu taşınmaz üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, geçersiz sözleşmeye dayalı ayni hak kazanılamayacağını, tapuda aleniyet ilkesi gereğince baba – oğul arasındaki muvazaalı işlemi bilebilecek olan davalı bankanın iyiniyetli olmadığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, taşınmaz devredilmiş ise tazminini, mümkün olmazsa tenkisini ve miras payları üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasını istemişlerdir.
Davalı ..., mirasbırakanın çekişmeli taşınmazı haberleri olmadan adlarına kayıt ettirdiğini, kardeşi ile herhangi bir bedel ödemediklerini belirtmiş, davalı ... ise, davaya cevap vermediği gibi duruşmaları da takip etmemiştir.
Davalı ...vekili ipoteğin tesisinde müvekkil bankanın iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, tapu kayıtlarına bakarak devrin muvazaalı olup olmadığının tespitinin imkansız olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline ve davacıların payları oranında adlarına tesciline, davacıların payları üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar 29.06.1990 tarihinde kesinleşen kadastro sırasında mirasbırakan ...’ün ( ölüm: 22.08.2011 ) yazılı muvafakati alınmak suretiyle dava konusu 209 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 1/2’şer oranda davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiğinden anılan taşınmaz yönünden 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmış ise de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ayrıca, davacı ...’ün miras payının 2/8, diğer davacı ve davalıların miras paylarının 1/8’er olduğu gözetilmeksizin tüm mirasçılar adına 1/7’şer oranında pay tesciline karar verilmiş ise de yine temyiz edenin sıfatına göre bu husus da bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu tespitlerden sonra davalı bankanın temyiz itirazlarına gelince
Davalı bankanın çekişmeli taşınmazdaki ipotek hakkını edinmesinde iyiniyetli olup olmadığı hususu çözümlenmesi gereken husustur.
Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinde ‘’ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalılar ... ve ... ile davalı bankanın el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, davalı bankanın durumu bilen ya da bilebilecek kişi konumunda bulunduğu hususunun davacılar tarafından kanıtlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, davalı bankanın sınırlı ayni haklardan olan ipotek tesisinde iyiniyetle hareket ettiği ve TMK’nun 1023. madde koruyuculuğundan yararlanacağı gözetilerek davalı banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davalı ...vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön