1. Hukuk Dairesi 2015/6530 E. , 2018/1109 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.02.2018 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... Süt ve Et Ürünleri Besicilik Gıda San. Tic. AŞ. Vekili Avukat, dahili davalılar ... vd. Vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...'nun tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı ..., davacı ...’nın maliki olduğu 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümün vekili olan davalı ... tarafından 15.7.2003 tarihinde satış suretiyle davalı ...’a, ...’ın da aynı taşınmazı 9.4.2007 tarihinde diğer davalı ... Süt ve Et Ür. Besicilik Gıda Mam.San.ve Tic.A.Ş'ne satış suretiyle devrettiğini, temliklerin ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenleriyle geçersiz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada davacının ölümü üzerine terekesine temsilce atanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı ..., temlikin davacının iradesine uygun yapıldığını, davacının kendisini 26.01.2007 ve 24.01.2007 tarihli ibranameler ile ibra ettiğini, diğer davalılar taşınmazı iyiniyetli satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın redddine dair verilen karar Dairece Hem Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden hem de Adli Tıp Genel Kurulundan alınan raporlarla ... fiil ehliyetine haiz olduğu saptanarak ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı isteğin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. '... ancak toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde, ilk el durumundaki davalı ... ediniminin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğinin saptanması halinde ikinci el durumundaki davalı Mihriye'nin edinmesinde TMK'nin 1023. maddesinin koşullarının araştırılması, ikinci el konumunda olan davalı ... iyiniyetli olduğunun saptanması halinde iptal-tescil isteğinin reddiyle kademeli isteklerden bedelden kaynaklanan tazminat isteğinin değerlendirilmesi gerekeceği açıktır...Hal böyle olunca yukarıda sözü edilen ... .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/204 Esas sayılı davanın da, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden, 24.01.2007 ve 26.01.2007 tarihli ibranameler altındaki davacı ...’ya atfen atılı imzaların, gerçekten davacı ...’nın eli ürünü olup olmadığı yönünde alınacak raporun beklenmesi, alınacak rapora göre, ayrıca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davalı Esen yönünden vekalet görevinin kötüye kullanılması, davalı Mihriye yönünden iyiniyet araştırması yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davalı ...’i ibra ettiği, diğer davalıların iyiniyetli oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı ...’nın, maliki olduğu taşınmazları dilediği bedelde dilediği kişiye satma ve satış bedellerini alma yetkilerini de içeren 28.05.1999 tarihli vekâletname ile davalı ...’i vekil tayin ettiği, vekil ...’in davacının maliki olduğu 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümü 15.07.2003 tarihinde 50.000TL bedelle davalı ...’a, davalı ...’ın 09.04.2007 tarihinde 100.000-TL bedelle davalı ... A.Ş’ne temlik ettiği, davacının davalı ...’i, 26.01.2007 tarihli ibraname ile 28.05.1999 tarihinde verdiği ve daha önce vermiş olduğu vekâletnamelere dayanarak yaptığı tüm işlemlerden dolayı ibra ettiğini, 24.01.2007 tarihli ibranamede ise maliki olduğu 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı bağımsız bölümler ile dava dışı 3876 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı bağımsız bölümlerin satışından elde edilen satış bedellerinin vekili tarafından kendisine ödendiğini, vekili sıfatıyla yaptığı tüm işlemlerden dolayı ibra ettiğini bildirdiği, Adli Tıp Kurumu Fizik ve İhtisas Dairesinin15.10.2014 tarihli raporunda 26.01.2007 ve 24.01.2007 tarihli ibranamelerdeki imzaların davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davalı Yılmaz’ın çekişmeli taşınmazı davalı şirkete 01.05.2006 tarihinde 10 yıl süreyle kiraladığı, kira akdinin tapuya şerh edildiği, aynı taşınmazdaki dava dışı 13, 14, 10, 11, 7 ve 9 nolu bağımsız bölümlere de davalı şirket tarafından kira şerhi koyulduğu ve davalı şirketin dava konusu taşınmazı 406.000-TL bedelle temlik aldığı sabit olup kötüniyetli olduğu ispatlanamadığına ve 4721 sayılı TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanması gerektiğine göre tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. ... temsilcisinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Ne var ki, davalı ... dava konusu taşınmazı toplam 50.000-TL karşılığında devraldığı savunmasında bulunmuş olup taşınmazın 15.07.2003 tarihindeki gerçek değerinin 245.000-TL olduğu, dolayısıyla davalılar ... (vekil) ve ...’ın el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırdıkları kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca terditli olarak talep edilen tazminatın davalılar ... ve ...’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Tereke temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2015/6530 E. , 2018/1109 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat