1. Hukuk Dairesi 2015/4672 E. , 2018/1036 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK - TESPİT - ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen alacak, tespit, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen dava yönünden ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar kayyım vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ile diğer temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekil ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masrafların tahsili, olmazsa tespiti, birleştirilen dava ise ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, asıl davada 5/8 payın intifa hakkı sahibi olduğu 176 ada 21 parsel sayılı kargir ev niteliğindeki taşınmazı kullanılabilir hale getirmek amacıyla toplamda 99.720 dolar masraf ederek esaslı tamirat yaptırdığını, kalan 3/8 payın maliklerine ulaşamadığını, bu nedenle davalı kayyımın yapılan masraflardan pay oranında sorumlu olduğunu ileri sürerek, taşınmazı kiraya vererek kullanmasından dolayı davalıya olan ecrimisil borcu düşüldükten sonra tespit edilecek bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, mümkün olmaması halinde tüm masrafların tespitini istemiş, birleştirilen davada dava konusu taşınmazı 01.01.2011 tarihinde kiraya verdiğini, anılan tarihten sonrası için ecrimisil ödemeye hazır olduğunu, ne var ki ecrimisilin daha önceden yaptığı masraflardan mahsup edilmesi gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., asıl davada alacağın zamanaşımına uğradığını, öte yandan davacının re’sen ve kendi zevkine göre masraflar yaptığını, yapılan masraflara onay vermediklerini, isteğin haksız olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada 176 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 3/8 payının kayyım sıfatıyla taraflarından idare edildiğini, taşınmazın tamamını davalının pansiyon olarak kullandığını ve paylarına isabet eden bedeli ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2007 yılından 2012 yılı Mayıs ayına kadar toplamda 45.910,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, kötüniyetli zilyedin yaptığı lüks ve zorunlu olmayan masrafları isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen dosya davalısının kullanımının haksız olup davacının payına karşılık gelen ecrimisil bedelini ödemesi gerektiği gerekçesiyle birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 176 ada 21 sayılı parselin 3/8 payının ...’a ait olduğu, ... . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.10.2011 tarih ve 2011/201 E 2011/723 K sayılı ilamı ile 3/8 pay maliki gaip ...’u temsil etmek üzere ... Defterdarının kayyım olarak tayin edildiği, çekişmeli taşınmazda kalan 5/8 payı davacı ...’nın 03.10.2002 tarihinde edindiği ve 21.11.2007 tarihinde 5/8 payın intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini eşi ...’a satış yoluyla temlik ettiği, çekişmeli taşınmaza davacı ...’nın malik olduğu dönemde 26.11.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre toplamda 90.000,00 TL lik zorunlu ve faydalı masraflar yaptığı, davacı ...’nın 01/01/2011 tarihinden itibaren ecrimisil ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Öte yandan, TMK'nun 794 ve devamı maddelerinde düzenlenen intifa hakkı aksine düzenleme olmadıkça sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar.
Somut olayda, davacı ...’nın 5/8 payın intifa hakkı sahibi olması nedeniyle birleştirilen davada intifadan men şartı gerçekleşmemiştir.
Hal böyle olunca, asıl davanın kabulüne karar verilmesi, birleştirilen davada ise intifadan men olgusunun gerçekleşmediği ve asıl davanın davacısının 01.01.2011 tarihinden itibaren ecrimisil ödemeyi kabul ettiği gözetilerek 01.01.2011’den itibaren 2012 yılı Mayıs ayına kadar ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan, 4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşınmaz malın aynına ilişkin davalarda 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından ibaret olduğu ve harcı tamamlanan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ne var ki asıl davada 10.000,00 TL değer üzerinden davanın açıldığı ve yargılama sırasında 24.886,54 TL’nin daha harcı tamamlandığı gözetilerek asıl davanın davalısı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2015/4672 E. , 2018/1036 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat