1. Hukuk Dairesi 2015/2988 E. , 2018/71 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2015/2988 E. , 2018/71 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL


Taraflar arasında görülen davada
Davacı, kayden maliki olduğu 750 parsel sayılı ve üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan taşınmazı işletecek sermayesi olmadığından, taşınmaz kaydındaki hacizli borçları ödeyip 11 yıl işlettikten sonra iadesi şartıyla davalı ... ile babası dava dışı...’a 28.09.2001 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, bu konuda aralarında düzenlenen 31.12.2001 tarihli protokol uyarınca, taşınmaz üzerinde yapılan tadilat ve masraflar karşılığı 120.000 Doların 31.12.2012 tarihinde ödenmesi halinde taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı ...’nin payını 10.10.2007 tarihinde davalı ...’e devrettiğini, anılan protokolde belirtilen bedeli ödemeye hazır olduğunu bildirmesine rağmen davalının taşınmazı iadeye yanaşmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını, protokol başlıklı belgenin inançlı temlik sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, anılan protokol tarihinin devir tarihinden sonraki bir tarihte düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.01.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen ihbar olunan ... Bankası A.Ş. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.12.2017

tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 68.026.02.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.01.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(Muhalif)

-KARŞI OY-

Dava, tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece 31.12.2001 tarihli 'protokol' başlıklı belge delil başlangıcı kabul edilip tanık dinlendikten sonra davanın kabulüne karar verilmiştir.
Çekişme konusu, tarla ve benzin istasyonu olan bina nitelikli 750 sayılı parsel davacıya aitken 28.09.2001 tarihinde satış suretiyle davalı ve dava dışı Durali Kıldır'a temlik edildiği, bilahare Durali'nin payını davalıya devrettiği ve taşınmazın halen davalı adına olduğu kayden sabittir.
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığı açıktır.
Bilindiği üzere inanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme(iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir işlemdir. Bu sözleşme tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle teminat teşkil etmek veya idare olunmak üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki işlemlerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.
İnanç sözleşmelerinin tarafları arasında, onların gerçek iradelerini ve akitten amaçladıklarını yansıtması bakımından geçerli olduğu taraflarına Borçlar Kanunu çerçevesinde nispi haklarını isteme olanağı verdiği tartışmasızdır.
Bu tür uyuşmazlıklar 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu tür iddialar ancak yazılı delil ile, yoksa yemin delili ile o da yoksa ve HMK'nun 202.maddesinde düzenlenen delil başlangıcı var ise tanık da dinlenmek suretiyle kanıtlanabilmektedir.
Somut olayda, davacının dayandığı 'sözleşme' başlıklı 31.12.2001 tarihli tarafların imzasını taşıyan belgenin içeriğine gelince anılan belgenin İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan yazılı delil niteliğinde olmadığı, taşınmazın önceki malik davacıya satılması hususunda bir ön anlaşma olduğu sonucuna varılmaktadır. Asıl, davacının iddiasını kanıtlayabilecek nitelikteki belge el yazısı ile yazılı (davacının cevap dilekçesinde bir arkadaşı tarafından yazıldığını bildirdiği) olanıdır. Ancak bu belgede davalının imzası yer almamaktadır. Gerçekten de itibar edilecek yazılı delil olsa idi akitten önce ya da sonra düzenlenmiş olmasının sonuca etkili olmayacağı kuşkusuzdur.
Mahkemece 31.12.2001 tarihli belgenin hem yazılı delil hem delil başlangıcı kabul edilip tanık dinlenmesi de kendi içinde çelişki oluşturmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında davacının inançlı işlem iddiasını kanıtlayamadığı, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyorum.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön