7. Hukuk Dairesi 2015/45658 E. , 2016/9 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava dosyası 2797 sayılı Yargıtay Yasa'sının 6644 sayılı Yasa ile değişik 60. Maddesi uyarınca oluşturulan Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun 08.12.2015 tarih ve 2015/29033E. 2015/25490 K. sayılı kararı ile temyiz incelemesi yapılması için Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun aldığı Yargıtay İş Bölümüne İlişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararda Dairemizin ihtisas alanı “İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku” Temel görevi ise “İş Hukuku” olarak belirlenmiştir.
Bu iş bölümüne göre Dairemiz İş Mahkemeleri ya da Asliye Hukuk Mahkemelerinin İş Mahkemesi sıfatı ile verdiği kararların temyiz incelemesi ile görevli olduğu, HİİK. nun kararı ile Dairemize gönderilen dava dosyasında ise karar Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş itirazın iptali davası olduğu, bu nedenle kararın temyiz incelemesi görevi Dairemize ait değilse de, 2797 sayılı Yargıtay Yasa‘ sının 6644 sayılı Yasa ile değişik 60. Maddesi uyarınca oluşturulan Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun kararları kesin olup, temyiz incelemesi zorunlu olarak Dairemiz tarafından yapılması gerektiğinden, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı ... vekili, yapılan teftiş sonucu davalıya idari para cezası kesildiğini, davalının 15 günlük süreyi geçirdikten sonra 1/4 indirimli olarak ödeme yaptığını, kalan miktarın ödenmesi amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı borçlu aleyhine alacağın %20’si oranında icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İdari para cezası alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67'inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Somut olayda davacı vekili, davalı işyerinde yapılan teftiş neticesince 4857 sayılı iş kanununun 101. Maddesine göre idari para cezası kesildiğini, idari para cezasının 08/03/2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının 15 günlük süreyi geçirdikten sonra 08/04/2014 tarihinde 1/4 indirimli olarak ödeme yaptığını, kalan kısmın ödenmesi için yapılan takibe karşı davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından düzenlenen idari para cezası kararının 08/03/2013 tarihinde tebliğe yetkili olmayan şirket çalışanına tebliğ edildiğini, bu şahsın şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, şirket yetkililerinin bu tebliğden 08/04/2013 tarihinde haberdar olduğunu, 15 günlük ödeme süresi içerisinde 1/4 indirimli olarak ödeme yapıldığını, icra dosyasında talep edilen kalan kısmın haksız olarak istendiğini belirtip davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının düzenlemiş olduğu idari para cezasına ilişkin tebligatın davalı şirkette personel sorumlusu olan ...'a 08/03/2013 tarihinde tebliğ edilmesinin usulüne uygun olduğu, tebligatın geçerli olacağı, bu nedenle 570.611,00 TL tutarındaki idari para cezasından eksik ödenen 142.652,75 TL’nın ve asıl alacak likit olduğundan %20 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece idari para cezası tutanağının tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük sürede ödenmemesi nedeni ile davalının ceza tutarının tamamından sorumlu olduğu hususundaki kararı isabetlidir. Ancak davanın haklılığı yargılamayı gerektirdiğinden alacağın likit olduğunun kabulü mümkün değildir. Mahkemece davalı borçlu aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin çıkarılarak, yerine “2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra-inkar tazminatı talebinin reddine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 13/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2015/45658 E. , 2016/9 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 238 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 221 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 248 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 288 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 306 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 232 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 176 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 172 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 131 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 108 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat