8. Hukuk Dairesi 2018/11950 E. , 2018/17052 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/11950 E. , 2018/17052 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi (İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi)



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı ... vekili, davacının dava dilekçesinde belirtilen miras bırakan eş adına kayıtlı taşınmazın edinilmesine katkıda bulunduğunu açıklayarak, TMK'nın 240/3 maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talebin uygun görülmemesi halinde tapu kaydının iptali ile 1/2 oranında davacı adına tescilini talep etmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra Aile Mahkemesi'nde devam eden yargılama sırasında sunduğu 16.11.2009 havale tarihli dilekçede, taşınmazın 1/2 hisse karşılığı belinlenecek bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..., usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmalara katılmamış, yazılı beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davacı tarafın taşınmazın tapu kaydının 1/2'sinin iptali ile adına tescili yapılması yönündeki istemin yasal olarak mümkün olmadığından reddine, bilirkişi tarafından taşınmazın dava tarihindeki değeri 125.000-TL olarak değerlendirilmiş olup, bu rakam mahkemece de benimsenmiş bulunduğundan, davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi ile bağlı olarak bu miktarın 1/2'si olan 62.500-TL'nin davalılardan tahsiline, faiz istenmediğinden faiz tahahhuk ettirilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince
a) Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katkı payı alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad. 641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...... Köksu'nun mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte kısmen birleşmiştir.
Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu gözetilerek, mirasçı davalılardan tahsiline karar verilecek miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
b) Davacı vekili, dava dilekçesinde gösterilen 10.000 TL dava değeri üzerinden yatırdığı peşin harç ile dava açmış harcını da yatırdığı 08.09.2010 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 86.225 TL'ye çıkarmıştır. Davada, harcı yatırılarak talep edilen miktarın 86.225 TL olduğu anlaşıldığından kabul ve reddedilen kısımlar dikkate alınmak suretiyle yargılama giderlerinin hesaplanması ve taraflar lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken, reddedilen bölümle ilgili bu hususların dikkate alınmaması da doğru değildir.
SONUÇ: Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) ve (2-b) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön