8. Hukuk Dairesi 2018/2016 E. , 2018/16751 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün asıl ve birleşen davalılar davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Asıl ve Birleşen davalar davacılar vekili, (Asıl davada) muris ...... Çekel'in 25.08.2004 tarihinde vefat ettiği, ilk eşinden olan kızları ...... Çeker, ... ve davalı ... 'in mirasçı sıfatına sahip olduğu, davalının 2/8 hissesinin bulunmasına rağmen murisin vefatından beri kesintisiz olarak davalının ...... 5. Bölge tapusunda 7480 ada 60 parseldeki binanın 1. Bodrum katı 3 nolu meskenini kullandığını, muristen kalan taşınmazlar için davalının açmış olduğu mirasın taksimi davasının devam ettiğini, ilgili davada ecrimisil talebinde bulunma haklarını saklı tuttuklarını belirterek bu nedenlerle 1.10.2005 'den 01.01.2007 tarihine kadarki ecrimisil miktarları dışında kalan seneler için fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, 01.10.2005 - 01.01.2006 tarihleri arası 3 ay için 1.350,00 TL’nin 01.01.2006 tarihinden itibaren, 01.01.2006- 01.01.2007 tarihleri arası 12 ay için 5.400 TL’nin 01.01.2007 tarihinden itibaren, 01.01.2007- 01.01.2008 aralığı 12 ay için 450,00 TL’nin 01.01.2008 tarihinden itibaren, 01.01.2008 - 01.01.2009 aralığı 12 ay için 400,00 TL’nin 01.01.2009 tarihinden itibaren, 01.01.2009 - 01.01.2010 aralığı 12 ay için 400,00 TL’nin 01.01.2010 tarihinden itibaren, 01.01.2010 - 01.10.2010 aralığı 9 ay için 400,00 TL’nin 01.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 8.400,00 TL ecrimisil bedelinin tahsiline ve davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve Birleşen davalar davacılar vekili, Birleşen 2013/237 Esas sayılı dava dosyasında fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla 8.100 TL ecrimisil bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalar davacıları vekili, birleşen 2013/70 Esas sayılı ek dava dosyasında ...... 14 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/228 Esas sayılı dosyası üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya karşı toplan 8.400,00 TL ecrimisil bedeli talep ettiklerini, açtıkları ecrimisil davasında ek olarak bu davayla 10.650,00 TL bakiye ecrimisil alacaklarının yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve Birleşen davalar davalı vekili, davaya konu meskenin iştirak halinde mülkiyet olarak davacılar ve müvekkiline ait olduğunu, hissedar olarak müvekkilinin bu evde sükna hakkı bulunduğunu, ...... 11. Aile Mahkemesinin 2006/277 Esas sayılı davası ile Aile Konutu olarak tespitine karar verilmesi nedeniyle müvekkilinin miras hissesi dışında bu evde ikamette hakkı bulunduğu, davacıların ihtar çekerek müvekkilini temerrüte düşürülmediğini, geriye dönük ecrimisil talebinde bulunulmayacağını, talep edilen ecrimisil talebinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece
“ 1-Mahkememizin asıl dava dosyasında:
Davacıların davasının kabulüne, 15.684,00 TL Ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ,...
2-Birleşen ...... 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/237 esas sayılı dava dosyasında:
Davacıların davasının kabulüne, 1.585,93 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,...” karar verilmesi üzerine hüküm, asıl ve birleşen dava davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen kısa kararda
“ 1-Mahkememizin asıl dava dosyası ile birlikte açılan ve birleşen 26 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/70 sayılı dava dosyasında:
Davacıların davasının kabulüne, 15.684,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
2-Birleşen ...... 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/207 esas sayılı dava dosyasında:
Davacıların davasının kabulüne, 1.585,93 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,.” denildiği halde, gerekçeli kararda “1-Mahkememizin asıl dava dosyasında:” karar verilmiş ve kısa kararda geçen “ve birleşen 26 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/70 sayılı dava dosyasında” cümlesine yer verilmemiş, gerekçeli kararda bulunan 1 ve 2 nolu bentte “davacılara verilmesine” karar verilmesine rağmen kısa kararda “davacıya verilmesine” denilmiş yine gerekçeli kararın 2 nolu bendinde “..2017/237 esas..” yazılmasına rağmen kısa kararın 2 nolu bendinde “...2017/207 esas ..” şeklinde yazılmıştır, bu şekilde, kısa karar ile gerekçeli karann hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuştur.
T.C. Anayasası'nın 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karann birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Buna göre, yargılama açık olarak yapılacak ve HMK'nin 297/2. maddesi hükmü gereğince de yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilir. Aynı Kanun'un 298/2. maddesi hükmü ise, sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını amirdir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, Mahkemece yapılacak iş önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibarettir.
Hüküm, bu nedenle Kanuna, tarih ve numarası anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na aykırı olarak tesis edildiğinden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Asıl ve birleşen davalar davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nin 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/2016 E. , 2018/16751 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat