8. Hukuk Dairesi 2016/14557 E. , 2018/73 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/14557 E. , 2018/73 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Alaşehir 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde davacının gelirlerini biriktirmesi ile satın alınıp zaman içerisinde tadilatları yaptırılan dava konusu taşınmazın, tapu işlemleri sırasında görevi nedeniyle davacı şehir dışında bulunduğundan davalı adına tescil edildiğini izah ederek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bu talep yerinde görülmediği takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL'nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu taşınmazın bir kısım bedelinin davalının bağda çalışması, evlere temizliğe gitmesi, iğne oyası yapıp satması neticesinde elde ettiği birikimleri, kalan kısmın ise davalının ailesinin yardımı ile ödenerek satın alındığını, tadilatların ise davalının ailesi tarafından karşılandığını, davacının taşınmazın edinilmesinde ve iyileştirilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairenin 2014/16900 esas ve 2016/1467 karar sayılı ilamıyla davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden görev yönünden hüküm bozmaya sevk edilmiş, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı resmi şekilde yapılmış belgeye dayanmadığı için tapu ve tescil isteğinin reddine tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının ikincil nitelikteki alacak isteği yönünden de davasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle davacı vekiline 30/10/2013 tarihli celsede yemin hakkı hatırlatıldığı, davacı vekili 27/12/2013 tarihli celsede karşı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği, sayılan nedenlerle davacının terditli açtığı davasını her iki istek yönünden de ispatlayamadığından reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. -//-
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacak isteğine ilişkindir.
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
Somut uyuşmazlık incelendiğinde taraflar 10.12.1986 tarihinde evlenmiş olup, 26.05.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmıştır. Tasfiyeye konu taşınmaz eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 12.08.1992 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir.
Mahkemece, alacak isteği yönünden davacının katkısı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de gerekçe dosya kapsamına uygun değildir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve tanık beyanlarından taşınmaz alımında ve tadilatların yapımında bir kısım bedelin davalının ailesi tarafından, geri kalan bedelin ise çalışma karşılığı elde edilen gelirler ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Davacının 1983 yılından beri polis memuru olup düzenli ve sürekli gelir elde ettiği de gözetilerek taşınmazın edinilmesinde bir miktar katkısının olduğunun kabulü gerekmektedir. Ne var ki dosya kapsamından eşlerin katkı oranlarını belirleyecek yeterli veri olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir edilerek, bu oranın taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri ile çarpılarak bulunacak miktar yönünden talep miktarı da gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle alacak isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön