8. Hukuk Dairesi 2017/17314 E. , 2019/2480 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen 37771 ada 10 parselde kayıtlı 7 numaralı bağımsız bölümün tamamı için katkı payı bedeli olarak 5000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın yarı hisssesinin davalı, yarı hissesinin davalının kardeşi ... adına kayıtlı olduğunu, davalı ve kardeşinin müşterek olarak, dava konusu parsel üzerine yapılacak binanın komple ahşap-doğrama ve mutfak dolaplarını yapmaları, aynı şekilde dava dışı 21805 ada 3 parselde yapılacak binanın da mutfak dolaplarının yapılması karşılığında, 7 numaralı bağımsız bölümün 06.12.2001 tarihli sözleşme ile davalı ve kardeşine verileceğinin kararlaştırıldığını, müteahhide yapılan bu iş dışında başka bir ödeme yapılmadığını, 7 nolu dairenin, bina yapılıp iş bittikten sonra 12.10.2004 tarihinde davalı adına tapuda tescil edildiğini, yarısı davalının kardeşine ait olduğu için, ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/456 E. sayılı dosyasında mahkeme kararı ile 1/2 hissesinin davalının kardeşi ... adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 5000 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince eşler, 12.10.1987 tarihinde evlenmiş, 04.03.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.10.2004 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 14.07.2011 tarihinde mahkeme kararı ile ½ hissesi davalının kardeşi ... adına, ½ hissesi davalı adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Mahkemece, taşınmazın 2004 yılında edinildiği, talebin katılma alacağına ilişkin olduğu bu nedenle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalının davacıya 5000 TL ödemesine karar verilmişse de, katılma alacağı hesaplanırken taşınmazın hangi değerinin esas alındığı, hükümde davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre davacının ne miktarda alacak hakkı olduğunun gerekçede gösterilmediği, bunun yanında davaya konu taşınmazın boşanma dava tarihi olan 04.03.2010 tarihinde tam hisseli olarak davalı adına kayıtlı olduğu, boşanma dava tarihinden sonra, 11.10.2010 tarihinde davalının kardeşi tarafından dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescili talebiyle dava açıldığı, bu davanın kabulüne ilişkin hükmün 23.05.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, mahkeme tarafından, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerlerinin esas alınacağına yönelik (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1) kural da gözetilerek, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinde davaya konu taşınmazın tam hisseli olarak davalı adına kayıtlı olduğu dikkate alınarak, taşınmazın tamamının bozma sonrası karar tarihine en yakın güncel sürüm değeri tespit edilmek suretiyle, davacının fazlaya ilişkin hakkının ne olduğu hususu gerekçe de gösterilerek taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/17314 E. , 2019/2480 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat