8. Hukuk Dairesi 2018/7500 E. , 2020/8287 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/7500 E. , 2020/8287 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili asıl davada 5965 nolu parselde birleşen davada ise 5969 nolu parselde davalının tecavüzünün olduğundan bahisle asıl davada elatmanın önlenmesine, birleşen davada ise elatmanın önlenmesi ve kal'e karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava elatmanın önlenmesi birleşen dava elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
1. Bilindiği üzere taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.' şeklindedir. Açıklanan madde kapsamında somut olayda asıl davada kal talebi olmadığı halde, Mahkemece kal kararı da verilmek suretiyle talepten fazlasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
2. 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Açıklanan ilke ışığında tüm dosya incelenmiş Mahkemece 5969 ve 5965 parsel sayılı taşınmazlara davalı tarafından yapılan müdahalenin meni'ne ve yapıların kal'ine, şeklinde hüküm kurulduğu ancak müdahalenin ne şekilde sona erdirileceğinin belirtilmediği görülmüştür. Sonuç olarak müdahelenin ne şekilde giderileceği hususunun infaza elverişli olacak şekilde hüküm fıkrasında gösterilmemesi sebebi ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön