8. Hukuk Dairesi 2018/7103 E. , 2020/7585 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/7103 E. , 2020/7585 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlararası Elatmanın Önlenmesi

KARAR

7201 sayılı Tebligat Kanunu 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere tebligatla ilgili iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Şöyle ki muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanun'un 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanun'un 20 ve 21.maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliği uyarınca muhatap lehinde olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran merciye gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra Kanun'un 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Somut olayda Mahkemece, gerekçeli kararın davacının MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatta TK'nin 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağı şerhinin yer almadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca tebliğ memurunca, muhatabın veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbirinin gösterilen adreste bulunmaması nedeniyle, bulunmama sebebi konusunda araştırma yapılması, geçici olarak mı yoksa sürekli olarak mı adresten ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin belirlenmesi ve bu hususun tebligat mazbatasına yazılması, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından sorularak yapılan araştırma neticesinde muhatabın adresten sürekli olarak ayrıldığı ve adresinin de tespit edilemediği durumda tebliğ evrakını tebliği çıkaran mercie iadesi, eğer muhatabın kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ise 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve en yakın komşu, yönetici veya kapıcının durumdan haberdar edilmesi gerekirken, tebliğ memurunca hiçbir araştırma yapılmaksızın doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğ yapılması, tebligatı usulsüz hale getirmiştir. Mahkemece bu tebliğe uyularak tebligatın geçerli sayılması yerinde olmamıştır.
Öte yandan temyiz harcının kaynağı 10.05.1965 tarihli ve 1965/1-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararıdır. Bu İçtihadi Birleştirme Kurulu kararına göre, temyiz yoluna başvurmada maktu ilam harcının tamamının ya da nispi ilam harcının dörtte birinin peşin olarak alınması gerekir. Yerel Mahkemenin davanın kabulüne yönelik kararını temyiz eden davalı vekilinin temyiz karar harcını maktu yatırdığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak
1. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davacıya gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğinin sağlanarak tebligat evraklarının dosya arasına konulmasından, temyiz süresinin beklenmesinden ve geri çevirme ile istenen hususların eksiksiz bir şekilde temin edilip edilmediği Mahkeme Hakimi tarafından bizzat denetlendikten sonra,
2. Hükmü temyiz eden davalının, Mahkemece hükmedilen karar ve ilam harcının dörtte biri oranında nispi temyiz karar harcı yatırması gerektiğinden 25.01.1985 tarihli ve 5/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 434. maddesi uyarınca, temyiz karar harcını tamamlaması için adına muhtıra çıkarılması, verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde temyiz karar harcını tamamlaması aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun muhtırada belirtilmesi, verilen kesin süre içinde temyiz harcının tamamlanmaması halinde temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda aynı biçimde muhtırada uyarı yapılması, tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük kesin sürenin dolmasının beklenmesi, verilen kesin süre içinde harcın tamamlanması halinde dosyanın temyiz incelemesi için gönderilmesi, tamamlanmaması halinde ise Mahkemesince, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilerek, yedi günlük temyiz süresinin beklenmesi, bu kararın temyizi halinde temyiz incelemesi için gönderilmek üzere, dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön