8. Hukuk Dairesi 2018/10151 E. , 2020/62 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/10151 E. , 2020/62 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Maddi Tazminat (Çaplı Taşınmazda Paydaş Olmayanlar Arasında)

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın HMK madde 114/I gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine (Kesin hüküm nedeniyle) karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının, vekil edenine ait olan 247 ada 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlara üzerlerine yol açmak suretiyle müdahale ettiğini ve arazilerine zarar verdiğini açıklayarak, davalının 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlara yönelik haksız müdahalesinin önlenmesini ve taşınmazlarda davalının müdahalesi sonucu meydana gelen zararın maddi tazminat olarak davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının evvelce Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/44 Esas, 2014/553 Karar sayılı dosyasında davacının 247 ada 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki yol ile ilgili açmış olduğu davanın reddedildiğini, bu dosyanın Yargıtay’da temyiz incelemesi aşamasında olduğunu, anılan ve aynı nitelikte olan bu dava nedeniyle daha önce açılmış ve reddolunmuş davanın yeniden dava konusu edilmesi nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacının müdahalenin önlenmesi ve maddi tazminat talebine konu ettiği yolun davalı tarafından açılmadığını, 30 yıl önce köy tüzel kişiliği tarafından açılıp aradan geçen süre içerisinde de köy ahalisi tarafından kullanıldığını, müvekkilinin yola yönelik herhangi bir müdahalesinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davalı tarafın derdestlik itirazının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü yönündeki taleplerini yinelemiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, derdestlik itirazını yineleyerek, men’i müdahale talebine konu meselenin, derdestlik itirazına konu edilen davada çözümlendiğini ve bu nedenle davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının olmaması ve davanın esasının da haksız olması nedeniyle reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, “yapılan yargılama toplanan delillere göre dosya kapsamının yapılan incelemesinde davacının dava konusu 247 ada 19 ve 21 parsellere ilişkin davalı aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığı, davanın 2013/44 Esas, 2014/553 Karar sayılı dosya üzerinden görüldüğü ve davacının davasının bu talebe yönelik olarak reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir” şeklindeki gerekçe ile davanın HMK’nin 114/1. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve maddi tazminat taleplidir.
HMK’nin 114/1-i maddesine göre, olumsuz dava şartı olarak kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için, aynı davanın, tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan davanın evvelce sonuçlanıp kesin hükme bağlanmış olması gerekir. Mahkemenin, kesin hüküm nedeniyle usulden red kararına dayanak yaptığı Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/44 Esas, 2014/553 Karar sayılı dosyanın hükmün ikinci fıkrasından da anlaşıldığı üzere 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar dava konusu olmayıp bu iki parsel arasından geçen yol dava konusu edilmiştir. Diğer yandan söz konusu dosya tapu iptali ve tescil davası iken eldeki dava men’i müdahale ve maddi tazminat davasıdır. Şu halde Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/44 Esas, 2014/553 Karar sayılı dosyası hükmünün eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil ettiğini kabul etme olanağı yoktur. Bu nedenle mahkemece, işin esasına girilerek toplanan deliller ve dosya kapsamı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin hükmün varlığından bahisle usulden red kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön