5. Hukuk Dairesi 2017/23434 E. , 2019/946 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
5. Hukuk Dairesi 2017/23434 E. , 2019/946 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
.... niteliğindeki ........ köyü 1521 parsel sayılı taşınmaza ........ karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan ........ satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, ........ satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra ........ ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ........ olarak değerlendirilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın 2013 yılına ait arsa metrekare rayiç bedeli taktir komisyonu tarafından re'sen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri getirtilmeden m2 birim bedeli belirlendiği gibi, ........ taşınmazın imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral parsel olduğu anlaşılmasına rağmen, yazılı gerekçe ile düzenleme ortaklık payı düşmeyen ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen ........ celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, ........ alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili ........ Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, ........lere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile ........ taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve ........ taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak ........lere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Davalı idare harçtan muaf olmasına rağmen, yatırdığı harcın davacı tarafa iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
.... niteliğindeki ........ köyü 1521 parsel sayılı taşınmaza ........ karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan ........ satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, ........ satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra ........ ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ........ olarak değerlendirilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın 2013 yılına ait arsa metrekare rayiç bedeli taktir komisyonu tarafından re'sen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri getirtilmeden m2 birim bedeli belirlendiği gibi, ........ taşınmazın imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral parsel olduğu anlaşılmasına rağmen, yazılı gerekçe ile düzenleme ortaklık payı düşmeyen ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen ........ celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, ........ alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili ........ Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, ........lere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile ........ taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve ........ taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak ........lere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Davalı idare harçtan muaf olmasına rağmen, yatırdığı harcın davacı tarafa iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.