1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

5. Hukuk Dairesi 2020/3405 E. , 2020/8322 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
5. Hukuk Dairesi 2020/3405 E. , 2020/8322 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Tarım arazisi niteliğindeki Konya ili, Hadim ilçesi Bolak mahallesi 165 ada 6 parsel ve 166 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara net gelire göre değer biçilmesinde ve 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası artan fark bedelin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılarak karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle; davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedel derhal ödenemeyeceğinden bu bedele, 01/05/2014 tarihinden karar kesinleşme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a- 4 ve 7 nolu bendinde yer alan (karar tarihi olan 10/10/2019 tarihine) ibaresinin çıkarılarak yerine, (kararın kesinleşinme tarihine) ibaresinin eklenmesine,
b- (13) nolu bendinin hükümden çıkarılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.