6. Hukuk Dairesi 2016/4675 E. , 2016/3821 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
6. Hukuk Dairesi 2016/4675 E. , 2016/3821 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklılar tarafından, davalı borçlular hakkında kira alacağı nedeniyle başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın taşınmaza elbirliği halinde malik olan tüm paydaşların icra takibi yapmadığından ve taşınmaz malikinin değiştiğinden davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve esasen kiralanan taşınmazın 18.05.2015 tarihinde dava dışı ... mülkiyetine geçmiş olduğundan davacıların tahliye isteyemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacıların tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacıların alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekir. Kira sözleşmesi düzenleyen kiralayan olan kişinin malik olması şart değildir. Başka bir anlatımla malik olmayan kişi de kiralayan olabilir, kira sözleşmesi imzalayabilir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
İİK 269/2 maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır. İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek İtiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur.
Davacı alacaklılar, taraflar arasında 2007 yılı Temmuz ayı başlangıç tarihli sözlü kira akdinin varlığına dayanarak 30.03.2015 tarihinde başlatmış oldukları haciz ve tahliye istekli icra takibi ile takip tarihine kadar ödenmediği iddia olunan 48 aylık kira bedeli toplamı 4.800 TL nin tahsilini talep etmiş, ödeme emrinin davalı borçlulara 06.04.2015 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalı borçlular, süresi içinde vermiş olduğu 09.04.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile; borca itiraz etmişlerdir. Davalı borçlular, itiraz dilekçesinde, kiracılık ilişkisine itiraz etmemiştir. Ayrıca, davalılar yargılama sırasında da davacıların kiralayan olduğunu kabul ederek taşınmaza faydalı masraflar yaptıklarını belirterek ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu durumda kiracılık ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Kira sözleşmesi düzenleyen kiralayan olan kişinin malik olması şart değildir. Bu nedenle mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taşınmazın davacılar dışında elbirliği halinde malikleri olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle tahliyeye ilişkin hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden alınmasına, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklılar tarafından, davalı borçlular hakkında kira alacağı nedeniyle başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın taşınmaza elbirliği halinde malik olan tüm paydaşların icra takibi yapmadığından ve taşınmaz malikinin değiştiğinden davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve esasen kiralanan taşınmazın 18.05.2015 tarihinde dava dışı ... mülkiyetine geçmiş olduğundan davacıların tahliye isteyemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacıların tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacıların alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekir. Kira sözleşmesi düzenleyen kiralayan olan kişinin malik olması şart değildir. Başka bir anlatımla malik olmayan kişi de kiralayan olabilir, kira sözleşmesi imzalayabilir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
İİK 269/2 maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır. İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek İtiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur.
Davacı alacaklılar, taraflar arasında 2007 yılı Temmuz ayı başlangıç tarihli sözlü kira akdinin varlığına dayanarak 30.03.2015 tarihinde başlatmış oldukları haciz ve tahliye istekli icra takibi ile takip tarihine kadar ödenmediği iddia olunan 48 aylık kira bedeli toplamı 4.800 TL nin tahsilini talep etmiş, ödeme emrinin davalı borçlulara 06.04.2015 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalı borçlular, süresi içinde vermiş olduğu 09.04.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile; borca itiraz etmişlerdir. Davalı borçlular, itiraz dilekçesinde, kiracılık ilişkisine itiraz etmemiştir. Ayrıca, davalılar yargılama sırasında da davacıların kiralayan olduğunu kabul ederek taşınmaza faydalı masraflar yaptıklarını belirterek ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu durumda kiracılık ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Kira sözleşmesi düzenleyen kiralayan olan kişinin malik olması şart değildir. Bu nedenle mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taşınmazın davacılar dışında elbirliği halinde malikleri olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle tahliyeye ilişkin hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden alınmasına, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.