9. Hukuk Dairesi 2015/21265 E. , 2018/16038 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2015/21265 E. , 2018/16038 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin üzerine kayıtlı olan ... plakalı 2011 model Fiyat Linea marka aracın 27.09.2010 tarihinde tıbbı satış mümessili olan davalı ... 'e araç zimmet formu ile ve taahhütname imzalatılarak teslim edildiğini, davalı ...'nin Eylül 2011 de 4 gün iş yerine haber vermeksizin gelmemesi üzerine iş akdinin fesih edildiğini ve aracın iadesinin istendiğini bildirilen noter ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini ihtarnameye rağmen aracı teslim etmeyince davalı aleyhine Emniyet Müdürlüğü’ne suç duyurusunda bulunulduğunu, daha sonra Ali 'nin kendisi ile görüşüldüğünde aracın, ... 'te bir otoparkta bulunduğunun bildirildiğini, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan davalı aleyhine ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/865 esas sayılı dosyası ile bu davanın sürdüğünü aracın kasko sigortası olmasına rağmen sürücünün alkollü olması sebebiyle kasko sigortacısından para alınamadığı, Garanti Filo yönetiminin araç bedeli olan 14.094,30 TL. parayı müvekkilinden talep ettiğini ve müvekkilinin bu parayı ödemek zorunda kaldığını, Şirketin kendisinden rücu edilen 11.688,00 TL. parayı müvekkilinden istediğini müvekkilinin bu parayı da ödediğini, kazanın 07/07/2011 tarihinde meydana geldiğini davalının kendisine teslim edilen aracı ...'e kullanması için verdiği ve ...'in 1,52 promil alkollü olduğu park halindeki araca çarptığı anlaşıldığından Şirketlerinin zararları toplamı olan 25.782,30 TL'nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... Yetmez, cevap vermemiştir.
Davalı ..., davacı Şirkette çalışmadığını, diğer davalı ...’i tanıdığını, ancak kendisine araç teslim edildiği konusunda bilgisinin olmadığını, ... plaka sayılı aracı sürmediğini, kaza da yapmadığı gibi herhangi bir kazaya karışmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak; davalı ...'nin davacının işçisi olduğu ... 'in ise işçisi olmadığı, iş mahkemelerinde sadece işçi işveren arasındaki davalara bakıldığından ...'in davasının tefrik edildiği, kusur raporunda sürücünün asli kusurlu, ...'in ise %20 oranında kusurlu olduğu, işverenin de %10 oranında kusurlu olduğunun ve toplam hasar tutarının 25.782,30 TL olduğunun belirtildiği, 16. Asliye Ceza Mahkemesi hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan davalı ...'e 1 yıl hapis cezası verildiği, davalı ...'nin kendisine teslim edilen aracı 3. şahsa vermek suretiyle kusurlu davrandığı, ancak kazadaki bu kusurunun %20 olduğu için bu miktarda aleyhine açılan davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosya içeriğine göre; davalılara karşı birlikte açılan davaların tefriki gerekip gerekmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166 ncı maddesinde davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davaların birleştirilebileceği; 167 nci maddesinde ise mahkemenin, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 inci maddesinde, “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” kuralı mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı Şirketin tahsilini talep ettiği zarara davalıların birlikte sebebiyet verdiği iddia edilerek zararın her iki davalıdan birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Dosya kapsamına göre; davalılardan ...’in davacı ile iş ilişkisinin olmasına karşın diğer davalı ile aralarında bu ilişkinin olmadığı sabit ise de, her iki davalıdan tahsili talep edilen zararın aynı vakıadan (maddi hasarlı trafik kazası) kaynaklandığı da açıktır. Ayrıca davalılardan ...’in, iddia edilenin aksine zarar konusu aracı kullanmadığına, diğer davalı ...’in ehliyetini çalmış olabileceğine ilişkin savunması bulunduğu gibi dosyada polis memurlarınca tutulan 06.10.2011 tarihli tutanakta da, ...’in kazaya karışan aracı kendisinin kullandığını beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda davalılardan ...’in zarara sebebiyet verip vermediği hususunun da ihtilaflı olduğu görülmektedir ki, bu durumun açıklığa kavuşturulması sorumluluğun türü/kusur oranının belirlenmesi için de zorunludur.
Bu durumda iddia ve savunmanın araştırılması, delillerin toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve maddi/hukuki gerçekliğin tam olarak ortaya konulması, aynı vakıadan kaynaklanan zarardan mütevellit davalarda çelişkili kararlara sebebiyet verilmemesi ve kararın Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için ... ve ...’e karşı açılan davanın birlikte görülüp sonuçlandırılması gereklidir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, ...’in davasının tefrikine karar verilmesi hatalı olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin üzerine kayıtlı olan ... plakalı 2011 model Fiyat Linea marka aracın 27.09.2010 tarihinde tıbbı satış mümessili olan davalı ... 'e araç zimmet formu ile ve taahhütname imzalatılarak teslim edildiğini, davalı ...'nin Eylül 2011 de 4 gün iş yerine haber vermeksizin gelmemesi üzerine iş akdinin fesih edildiğini ve aracın iadesinin istendiğini bildirilen noter ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini ihtarnameye rağmen aracı teslim etmeyince davalı aleyhine Emniyet Müdürlüğü’ne suç duyurusunda bulunulduğunu, daha sonra Ali 'nin kendisi ile görüşüldüğünde aracın, ... 'te bir otoparkta bulunduğunun bildirildiğini, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan davalı aleyhine ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/865 esas sayılı dosyası ile bu davanın sürdüğünü aracın kasko sigortası olmasına rağmen sürücünün alkollü olması sebebiyle kasko sigortacısından para alınamadığı, Garanti Filo yönetiminin araç bedeli olan 14.094,30 TL. parayı müvekkilinden talep ettiğini ve müvekkilinin bu parayı ödemek zorunda kaldığını, Şirketin kendisinden rücu edilen 11.688,00 TL. parayı müvekkilinden istediğini müvekkilinin bu parayı da ödediğini, kazanın 07/07/2011 tarihinde meydana geldiğini davalının kendisine teslim edilen aracı ...'e kullanması için verdiği ve ...'in 1,52 promil alkollü olduğu park halindeki araca çarptığı anlaşıldığından Şirketlerinin zararları toplamı olan 25.782,30 TL'nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... Yetmez, cevap vermemiştir.
Davalı ..., davacı Şirkette çalışmadığını, diğer davalı ...’i tanıdığını, ancak kendisine araç teslim edildiği konusunda bilgisinin olmadığını, ... plaka sayılı aracı sürmediğini, kaza da yapmadığı gibi herhangi bir kazaya karışmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak; davalı ...'nin davacının işçisi olduğu ... 'in ise işçisi olmadığı, iş mahkemelerinde sadece işçi işveren arasındaki davalara bakıldığından ...'in davasının tefrik edildiği, kusur raporunda sürücünün asli kusurlu, ...'in ise %20 oranında kusurlu olduğu, işverenin de %10 oranında kusurlu olduğunun ve toplam hasar tutarının 25.782,30 TL olduğunun belirtildiği, 16. Asliye Ceza Mahkemesi hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan davalı ...'e 1 yıl hapis cezası verildiği, davalı ...'nin kendisine teslim edilen aracı 3. şahsa vermek suretiyle kusurlu davrandığı, ancak kazadaki bu kusurunun %20 olduğu için bu miktarda aleyhine açılan davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosya içeriğine göre; davalılara karşı birlikte açılan davaların tefriki gerekip gerekmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166 ncı maddesinde davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davaların birleştirilebileceği; 167 nci maddesinde ise mahkemenin, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 inci maddesinde, “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” kuralı mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı Şirketin tahsilini talep ettiği zarara davalıların birlikte sebebiyet verdiği iddia edilerek zararın her iki davalıdan birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Dosya kapsamına göre; davalılardan ...’in davacı ile iş ilişkisinin olmasına karşın diğer davalı ile aralarında bu ilişkinin olmadığı sabit ise de, her iki davalıdan tahsili talep edilen zararın aynı vakıadan (maddi hasarlı trafik kazası) kaynaklandığı da açıktır. Ayrıca davalılardan ...’in, iddia edilenin aksine zarar konusu aracı kullanmadığına, diğer davalı ...’in ehliyetini çalmış olabileceğine ilişkin savunması bulunduğu gibi dosyada polis memurlarınca tutulan 06.10.2011 tarihli tutanakta da, ...’in kazaya karışan aracı kendisinin kullandığını beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda davalılardan ...’in zarara sebebiyet verip vermediği hususunun da ihtilaflı olduğu görülmektedir ki, bu durumun açıklığa kavuşturulması sorumluluğun türü/kusur oranının belirlenmesi için de zorunludur.
Bu durumda iddia ve savunmanın araştırılması, delillerin toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve maddi/hukuki gerçekliğin tam olarak ortaya konulması, aynı vakıadan kaynaklanan zarardan mütevellit davalarda çelişkili kararlara sebebiyet verilmemesi ve kararın Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için ... ve ...’e karşı açılan davanın birlikte görülüp sonuçlandırılması gereklidir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, ...’in davasının tefrikine karar verilmesi hatalı olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.