9. Hukuk Dairesi 2017/6742 E. , 2018/13129 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2017/6742 E. , 2018/13129 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü'nde sayaç okuma işlerinde işçi olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ... 3. İş Mahkemesi'nde işe iade davası açıldığını, davanın kabul edildiğini, kararın Yargıtay'ın onayından geçerek kesinleştiğini, kesinleşmiş karar tebliğ alınarak süresi içerisinde işe iadesine karar verilen alt işverene noter kanalıyla müracaat edildiğini, alt işveren şirket tarafından ihtarname tebliğ alınmış olmasına rağmen süresinde işe davet edilmediğini, temerrüt olgusunun gerçeklemesi üzerine asıl işveren olan davalı ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü aleyhine ... 4. İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davaya konu ilamsız icra takibinde alacaklı görünen tarafa idarenin herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibine, takibe konu borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiklerini, işe iade kararıyla birlikte ücrete ve tazminat alacaklarına ilişkin verilen kararın tespit niteliğinde bir karar olduğundan, davacı vekilinin kendiliğinden yapmış olduğu hesaplamalar ile talep etmiş olduğu alacağı kabul etmediklerini, alacaklının tahsili için öncelikle idareye başvurmaksızın ilamsız takip başlatılmasının yasal bir dayanağı bulunmadığını, takibin kötü niyetli olduğunu, idare aleyhine icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için talep edilen alacağın likit olması gerektiğini, müvekkilinin ihale makamı olduğu ve müvekkiline husumetin düşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.) Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır.
İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir.
İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8’inci ve 28’inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez. (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K)
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
Bir alacağın likit olması ile yargılamayı gerektirmesi ayrı şeylerdir. Alacak likit olsa bile yargılamayı gerektirebilir. İcra inkâr tazminatı alacağın likit olup olmamasına bağlıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya ait işyerinde çalışma süresi ve aylık ücreti taraflar arasında ihtilafsızdır. Mahkemece, icra takibine konu tazminat ve alacakların likit olduğu kabul edilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken alacağın likit olmadığı gerekçesi ile icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi hatalıdır.
3- 2560 sayılı ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 21. maddesinin ' a)' fıkrasında, İSKİ'nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olacağı belirtilmiş ancak kurumun yargılama harçlarından muaf olduğu yönünde bir düzenlemeye yasada ve ilgili maddede yer verilmemiştir.
Bakanlıklar tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlerle (Yönetmelik, yönerge, genelge vb.) bir kişi ya da kurumun vergi ve harçlardan muaf tutulması mümkün değildir. Yine yargılama yetkisi bulunmayan Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlıklarının bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğu yönündeki görüşleri o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğunu göstermeyeceği gibi mahkemeleri de bağlamaz.
Bu nedenle, İSKİ, ASKİ gibi büyükşehir belediyelerinin bünyelerinde bulunan, tüzel kişiliği haiz, su ve kanalizasyon işlerini yürüten idareler (Kurumlar) yargılama harçlarından muaf değildir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü harçtan muaf olmamasına rağmen mahkemece re'sen hükmedilmesi gereken harçtan muaf tutulması hatalı olup bozma sebebidir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü'nde sayaç okuma işlerinde işçi olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ... 3. İş Mahkemesi'nde işe iade davası açıldığını, davanın kabul edildiğini, kararın Yargıtay'ın onayından geçerek kesinleştiğini, kesinleşmiş karar tebliğ alınarak süresi içerisinde işe iadesine karar verilen alt işverene noter kanalıyla müracaat edildiğini, alt işveren şirket tarafından ihtarname tebliğ alınmış olmasına rağmen süresinde işe davet edilmediğini, temerrüt olgusunun gerçeklemesi üzerine asıl işveren olan davalı ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü aleyhine ... 4. İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yaptıklarını ancak davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davaya konu ilamsız icra takibinde alacaklı görünen tarafa idarenin herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibine, takibe konu borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiklerini, işe iade kararıyla birlikte ücrete ve tazminat alacaklarına ilişkin verilen kararın tespit niteliğinde bir karar olduğundan, davacı vekilinin kendiliğinden yapmış olduğu hesaplamalar ile talep etmiş olduğu alacağı kabul etmediklerini, alacaklının tahsili için öncelikle idareye başvurmaksızın ilamsız takip başlatılmasının yasal bir dayanağı bulunmadığını, takibin kötü niyetli olduğunu, idare aleyhine icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için talep edilen alacağın likit olması gerektiğini, müvekkilinin ihale makamı olduğu ve müvekkiline husumetin düşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.) Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır.
İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir.
İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8’inci ve 28’inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez. (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K)
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
Bir alacağın likit olması ile yargılamayı gerektirmesi ayrı şeylerdir. Alacak likit olsa bile yargılamayı gerektirebilir. İcra inkâr tazminatı alacağın likit olup olmamasına bağlıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya ait işyerinde çalışma süresi ve aylık ücreti taraflar arasında ihtilafsızdır. Mahkemece, icra takibine konu tazminat ve alacakların likit olduğu kabul edilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken alacağın likit olmadığı gerekçesi ile icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi hatalıdır.
3- 2560 sayılı ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 21. maddesinin ' a)' fıkrasında, İSKİ'nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olacağı belirtilmiş ancak kurumun yargılama harçlarından muaf olduğu yönünde bir düzenlemeye yasada ve ilgili maddede yer verilmemiştir.
Bakanlıklar tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlerle (Yönetmelik, yönerge, genelge vb.) bir kişi ya da kurumun vergi ve harçlardan muaf tutulması mümkün değildir. Yine yargılama yetkisi bulunmayan Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlıklarının bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğu yönündeki görüşleri o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğunu göstermeyeceği gibi mahkemeleri de bağlamaz.
Bu nedenle, İSKİ, ASKİ gibi büyükşehir belediyelerinin bünyelerinde bulunan, tüzel kişiliği haiz, su ve kanalizasyon işlerini yürüten idareler (Kurumlar) yargılama harçlarından muaf değildir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü harçtan muaf olmamasına rağmen mahkemece re'sen hükmedilmesi gereken harçtan muaf tutulması hatalı olup bozma sebebidir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.