9. Hukuk Dairesi 2017/21990 E. , 2018/6271 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2017/21990 E. , 2018/6271 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 32. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile işe iade davasının reddine karar vermiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait ürünlerin dağıtımının yapıldığı Sultançiftliği bölgesindeki işyerinin Ticari Pazarlama ve Dağıtım Departmanında 01/08/2013-18/12/2015 tarihleri arasında sorumlu satış temsilcisi olarak çalıştığını, 2013 ve 2014 yıllarında performans notunun başarılı olduğunu, performans düşüklüğü gerekçesiyle önce yedek kadroya çekildiğini, sonrasında ise, iş akdinin performans düşüklüğü gerekçesiyle fesih edildiğini ancak müvekkilinin işten çıkarılmasının asıl nedeninin rahatsızlığı nedeniyle rapor alması olduğunu ileri sürerek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işine iadesi ile yasal sonuçlara hükmedilmesini ileri sürmüştür.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi 2014 ve 2015 performans notlarının başarılı olmadığını, düşük bir not olan “iyileştirmeyi gerektiren” not aldığını, davacıdan savunmalarının istendiğini, davacının bu notu kabul ederek gelişim sözü verdiğini, davacının bir sene boyunca performansının takip edildiğini, performansını artıcı gelişim planları uygulandığını ancak herhangi bir iyileşme olmadığını, davacının iş sözleşmesini düşük performansı ve performansını yükseltmesi için uygulanan gelişim planlarının başarısız olması üzerine geçerli nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece Mahkemesince, davacının performansının düşük olduğu ve verilen eğitimlere rağmen performansının iyileşmediği iddia edilmiş ise de; davalı tarafından ibraz edilen belgelerde davacının çalıştığı süre boyunca düzenli olarak satış primi aldığı, başarısız olan birinin düzenli olarak satış pirimi almasının söz konusu olamayacağı, ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafından performans değerlendirilmesine göre yapılan feshin Yargıtay'ın genel kabul görmüş ilkeleri olan yerindelik, objektiflik ve tutarlılık ilkelerine aykırı olduğu, feshin son çare olarak uygulandığı hususlarının davalı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve feshin geçersizliğine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu:
Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemece, davacının prime hak kazandığı, performansının yüksek olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmişse de, performans sonuç rakamlarının sadece prime hak kazanma, diğer bir deyişle satış oranıyla ölçülmediği, performans hesaplamasında başka kriterlerin de yer aldığı, diğer kriterlerin hesaplanmasında puanın çok altında kaldığı ve nihayetinde performans ortalamasının, beklenenin altında kaldığı, ayrıca, davacının performans düşüklüğü nedeniyle eğitime alındığı, iş akdinin hemen feshedilmeyip eğitimin sonuçlarını görebilmek adına bir performans dönemi daha beklenildiği, buna rağmen performansında herhangi bir yükselme olmadığı, kaldı ki, tanık anlatımlarından, davacının prime hak kazanmak için hedef satışları gerçekleştirip, diğer performans kriterlerini gerçekleştirme adına bir gayret göstermediği, davacıya performansını arttırması yönünde gerekli eğitimlerin verildiği, talebi üzerine başka bir bölgede görev teklif edilmişse de, davacının bu bölgede çalışmak istemediği, bu durumda davacının iş sözleşmesinin işverenlikçe performans düşüklüğü nedeniyle geçerli nedenle feshedildiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak, işe iade davasının reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz başvurusu:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’nci maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir. İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlar; ortalama olarak benzer işi görenlerden daha az verimli çalışma; gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olma, işe yoğunlaşmasının giderek azalması; işe yatkın olmama; öğrenme ve kendini yetiştirme yetersizliği; sık sık hastalanma; çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalık, uyum yetersizliği, işyerinden kaynaklanan sebeplerle yapılacak fesihlerde emeklilik yaşına gelmiş olma hallerdir.
Performans, en basit tanımıyla verimliliğin ölçülmesidir. İşçinin iş sürecinde harcadığı ve işin üretimine kattığı emeğin kalitesi ve düzeyi, işçinin performansını oluşturur. Birim zamanda işçinin harcadığı emeğin sonucu olan üretimin düzeyi ise işçinin verimliliğini gösterir. Başka bir anlatımla performans, iş sürecinde yer alan emeğin bir boyutu, verimlilik ise birim zamanda harcanan emeğin sonucudur. Buna göre performansı yüksek olan işçinin verimlilik düzeyinin de yüksek olması beklenir.
İşçinin performans ve verimlilik sonuçlarının geçerli bir nedene dayanak olabilmesi için objektif ölçütlerin belirlenmesi zorunludur. Performans ve verimlilik standartları işyerine özgü olmalıdır. Objektiflik ölçütü o işyerinde aynı işi yapanların aynı kurallara bağlı olması şeklinde uygulanmalıdır. Performans ve verimlilik standartları gerçekçi ve makul olmalıdır. Performans ve verimlilik sonuçlarına dayalı geçerli bir nedenin varlığı için süreklilik gösteren düşük veya düşme eğilimli sonuçlar olmalıdır. Koşullara göre değişen, süreklilik göstermeyen sonuçlar geçerli neden için yeterli kabul edilmeyebilir. Ayrıca performans ve verimliliğin yükseltilmesine dönük hedeflere ulaşılamaması tek başına geçerli neden olmamalıdır. İşçinin kapasitesi yüksek hedefler için yeterli ise ancak işçi bu hedefler için gereken gayreti göstermiyorsa geçerli neden söz konusu olabilir. (08.04.2008 gün ve 2007/27829 Esas, 2008/7831 Karar sayılı ilamımız)
Diğer taraftan, performans değerlendirilmesinde objektif olabilmek ve geçerli nedeni kabul edebilmek için, performans değerlendirme kriterleri önceden saptanmalı, işçiye tebliğ edilmeli, işin gerektirdiği bilgi, beceri, deneyim gibi yetkinlikler, işyerine uygun davranışlar ve çalışandan gerçekleştirmesi beklenen iş ve kişisel gelişim hedeflerinde bu kriterler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, çalışanın niteliği, davranışları ve sonuçta ulaştığı hedef önemli olmaktadır. Bu kriterler çalışanın görev tanımına, verimine, işverenin kurumsal ilkelerine, uyulması gereken işyeri kurallarına uygun olarak objektif ve somut olarak ortaya konmalı ve buna yönelik performans değerlendirme formları hazırlanmalıdır. İşyerine özgü çalışanların performansının değerlendirileceği, Performans Değerlendirme Sistemi geliştirilmeli ve uygulanmalıdır (Dairemizin 24.09.2007 gün ve 2007/13994 Esas, 2007/27720 Karar sayılı ilamı).
İşçinin, deneme süresi de belirli (ki bu en az altı ay olmalı) bekleme süresi içinde saptanan mesleki özelliklerine dayanarak, bu süreden sonra performans ve verim düşüklüğü nedeniyle iş sözleşmesi feshedilirse bu geçerli neden olarak kabul edilemez. Yani bu süre içinde işçinin çalışma standartları ve mesleki özellikleri daha sonraki performans ve verimlilik ölçümü bakımından işverenin kabul ettiği sınırlar olarak dikkate alınır. Ancak bu sınırların altına düşülmesi ve bunun süreklilik göstermesi halinde geçerli neden doğabilir. İşveren, bu sınırların üstünde bir performans ve verimlilik beklentisinde haklı olduğunu ileri sürüyorsa, bu beklentiyi doğrulayacak eğitim ve iş koşullarının iyileştirilmesi gibi performans artırıcı olanakları sağladığını da kanıtlamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davalıya ait işyerinde objektif bir performans değerlendirme sisteminin bulunduğu ve davacının ortalama olarak benzer işi görenlerden daha az verimle çalıştığı hususları, ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverence ispatlanamadığı gibi davalı işyerindeki performans değerlendirme kriterlerinin, davacıya önceden tebliğ edilip edilmediğine, performans artırımına yönelik eğitim verildiğine dair herhangi bir delil veya belge de ibraz edilmemiştir. Bu durum karşısında ispat yükü altında olan davalının, iş akdini performans düşüklüğü nedeniyle geçerli nedenle feshettiğinden söz edilemez. Bu nedenlerle, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddi yerine yazılı gerekçeyle işe iade davasının reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca, Dairemizce hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
G-) HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine,
5- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 119,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8- Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, kesin olarak 26/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 32. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile işe iade davasının reddine karar vermiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait ürünlerin dağıtımının yapıldığı Sultançiftliği bölgesindeki işyerinin Ticari Pazarlama ve Dağıtım Departmanında 01/08/2013-18/12/2015 tarihleri arasında sorumlu satış temsilcisi olarak çalıştığını, 2013 ve 2014 yıllarında performans notunun başarılı olduğunu, performans düşüklüğü gerekçesiyle önce yedek kadroya çekildiğini, sonrasında ise, iş akdinin performans düşüklüğü gerekçesiyle fesih edildiğini ancak müvekkilinin işten çıkarılmasının asıl nedeninin rahatsızlığı nedeniyle rapor alması olduğunu ileri sürerek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işine iadesi ile yasal sonuçlara hükmedilmesini ileri sürmüştür.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi 2014 ve 2015 performans notlarının başarılı olmadığını, düşük bir not olan “iyileştirmeyi gerektiren” not aldığını, davacıdan savunmalarının istendiğini, davacının bu notu kabul ederek gelişim sözü verdiğini, davacının bir sene boyunca performansının takip edildiğini, performansını artıcı gelişim planları uygulandığını ancak herhangi bir iyileşme olmadığını, davacının iş sözleşmesini düşük performansı ve performansını yükseltmesi için uygulanan gelişim planlarının başarısız olması üzerine geçerli nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece Mahkemesince, davacının performansının düşük olduğu ve verilen eğitimlere rağmen performansının iyileşmediği iddia edilmiş ise de; davalı tarafından ibraz edilen belgelerde davacının çalıştığı süre boyunca düzenli olarak satış primi aldığı, başarısız olan birinin düzenli olarak satış pirimi almasının söz konusu olamayacağı, ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafından performans değerlendirilmesine göre yapılan feshin Yargıtay'ın genel kabul görmüş ilkeleri olan yerindelik, objektiflik ve tutarlılık ilkelerine aykırı olduğu, feshin son çare olarak uygulandığı hususlarının davalı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve feshin geçersizliğine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu:
Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemece, davacının prime hak kazandığı, performansının yüksek olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmişse de, performans sonuç rakamlarının sadece prime hak kazanma, diğer bir deyişle satış oranıyla ölçülmediği, performans hesaplamasında başka kriterlerin de yer aldığı, diğer kriterlerin hesaplanmasında puanın çok altında kaldığı ve nihayetinde performans ortalamasının, beklenenin altında kaldığı, ayrıca, davacının performans düşüklüğü nedeniyle eğitime alındığı, iş akdinin hemen feshedilmeyip eğitimin sonuçlarını görebilmek adına bir performans dönemi daha beklenildiği, buna rağmen performansında herhangi bir yükselme olmadığı, kaldı ki, tanık anlatımlarından, davacının prime hak kazanmak için hedef satışları gerçekleştirip, diğer performans kriterlerini gerçekleştirme adına bir gayret göstermediği, davacıya performansını arttırması yönünde gerekli eğitimlerin verildiği, talebi üzerine başka bir bölgede görev teklif edilmişse de, davacının bu bölgede çalışmak istemediği, bu durumda davacının iş sözleşmesinin işverenlikçe performans düşüklüğü nedeniyle geçerli nedenle feshedildiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak, işe iade davasının reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz başvurusu:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’nci maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir. İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlar; ortalama olarak benzer işi görenlerden daha az verimli çalışma; gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olma, işe yoğunlaşmasının giderek azalması; işe yatkın olmama; öğrenme ve kendini yetiştirme yetersizliği; sık sık hastalanma; çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalık, uyum yetersizliği, işyerinden kaynaklanan sebeplerle yapılacak fesihlerde emeklilik yaşına gelmiş olma hallerdir.
Performans, en basit tanımıyla verimliliğin ölçülmesidir. İşçinin iş sürecinde harcadığı ve işin üretimine kattığı emeğin kalitesi ve düzeyi, işçinin performansını oluşturur. Birim zamanda işçinin harcadığı emeğin sonucu olan üretimin düzeyi ise işçinin verimliliğini gösterir. Başka bir anlatımla performans, iş sürecinde yer alan emeğin bir boyutu, verimlilik ise birim zamanda harcanan emeğin sonucudur. Buna göre performansı yüksek olan işçinin verimlilik düzeyinin de yüksek olması beklenir.
İşçinin performans ve verimlilik sonuçlarının geçerli bir nedene dayanak olabilmesi için objektif ölçütlerin belirlenmesi zorunludur. Performans ve verimlilik standartları işyerine özgü olmalıdır. Objektiflik ölçütü o işyerinde aynı işi yapanların aynı kurallara bağlı olması şeklinde uygulanmalıdır. Performans ve verimlilik standartları gerçekçi ve makul olmalıdır. Performans ve verimlilik sonuçlarına dayalı geçerli bir nedenin varlığı için süreklilik gösteren düşük veya düşme eğilimli sonuçlar olmalıdır. Koşullara göre değişen, süreklilik göstermeyen sonuçlar geçerli neden için yeterli kabul edilmeyebilir. Ayrıca performans ve verimliliğin yükseltilmesine dönük hedeflere ulaşılamaması tek başına geçerli neden olmamalıdır. İşçinin kapasitesi yüksek hedefler için yeterli ise ancak işçi bu hedefler için gereken gayreti göstermiyorsa geçerli neden söz konusu olabilir. (08.04.2008 gün ve 2007/27829 Esas, 2008/7831 Karar sayılı ilamımız)
Diğer taraftan, performans değerlendirilmesinde objektif olabilmek ve geçerli nedeni kabul edebilmek için, performans değerlendirme kriterleri önceden saptanmalı, işçiye tebliğ edilmeli, işin gerektirdiği bilgi, beceri, deneyim gibi yetkinlikler, işyerine uygun davranışlar ve çalışandan gerçekleştirmesi beklenen iş ve kişisel gelişim hedeflerinde bu kriterler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, çalışanın niteliği, davranışları ve sonuçta ulaştığı hedef önemli olmaktadır. Bu kriterler çalışanın görev tanımına, verimine, işverenin kurumsal ilkelerine, uyulması gereken işyeri kurallarına uygun olarak objektif ve somut olarak ortaya konmalı ve buna yönelik performans değerlendirme formları hazırlanmalıdır. İşyerine özgü çalışanların performansının değerlendirileceği, Performans Değerlendirme Sistemi geliştirilmeli ve uygulanmalıdır (Dairemizin 24.09.2007 gün ve 2007/13994 Esas, 2007/27720 Karar sayılı ilamı).
İşçinin, deneme süresi de belirli (ki bu en az altı ay olmalı) bekleme süresi içinde saptanan mesleki özelliklerine dayanarak, bu süreden sonra performans ve verim düşüklüğü nedeniyle iş sözleşmesi feshedilirse bu geçerli neden olarak kabul edilemez. Yani bu süre içinde işçinin çalışma standartları ve mesleki özellikleri daha sonraki performans ve verimlilik ölçümü bakımından işverenin kabul ettiği sınırlar olarak dikkate alınır. Ancak bu sınırların altına düşülmesi ve bunun süreklilik göstermesi halinde geçerli neden doğabilir. İşveren, bu sınırların üstünde bir performans ve verimlilik beklentisinde haklı olduğunu ileri sürüyorsa, bu beklentiyi doğrulayacak eğitim ve iş koşullarının iyileştirilmesi gibi performans artırıcı olanakları sağladığını da kanıtlamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davalıya ait işyerinde objektif bir performans değerlendirme sisteminin bulunduğu ve davacının ortalama olarak benzer işi görenlerden daha az verimle çalıştığı hususları, ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverence ispatlanamadığı gibi davalı işyerindeki performans değerlendirme kriterlerinin, davacıya önceden tebliğ edilip edilmediğine, performans artırımına yönelik eğitim verildiğine dair herhangi bir delil veya belge de ibraz edilmemiştir. Bu durum karşısında ispat yükü altında olan davalının, iş akdini performans düşüklüğü nedeniyle geçerli nedenle feshettiğinden söz edilemez. Bu nedenlerle, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddi yerine yazılı gerekçeyle işe iade davasının reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca, Dairemizce hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
G-) HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine,
5- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 119,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8- Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, kesin olarak 26/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.