2. Hukuk Dairesi 2018/1675 E. , 2018/14501 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI-DAVALI : ...
DAVALI-DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : ...
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına-kısmen onanmasına-kısmen reddine dair Dairemizin 14.11.2017 gün ve 2016/12709-2017/12670 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 315.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 74.80 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 13.12.2018 (Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Taraflarca karşılıklı boşanma davası 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) yürürlükte olduğu dönemde 23.07.2010 tarihinde açılmıştır. Mahkemece erkek ağır kusurlu bulunarak karşılıklı açılan davaların kabulüne karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında kadının erkeğin sadakatsiz davrandığı vakıasına dayanmadığı, bu sebeple kusur belirlemesine esas alınamayacağı, tarafların eşit kusurlu olduğu kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş, davalı-karşı davacı kadın karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Asıl dava erkek tarafından 23.07.2010 tarihinde karşı dava ise kadın tarafından 16.09.2011 tarihinde 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. Bu nedenle vakıalar ve delillerin bildirilmesi hususlarında HUMK'nun ilgili maddelerinin uygulanması gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 185. maddesi 'Kanunu Medenide tâyin olunan haller mahfuz kalmak şartiyle dâva ikamesi ile aşağıda gösterilen neticeler hâsıl olur:
1-Müddeialeyhin rızası olmaksızın müddei dâvasını takipten sarfınazar edemez.
2-Müddei, Müddeialeyhin rızası olmaksızın dâvasını tevsi veya mahiyetini tebdil edemez. Aşağıdaki madde hükmiyle dâvadan feragat veya ıslah bu hükümden müstesnadır.' şeklindedir. Bu düzenlemeye göre boşanma davalarında vakıaların ileri sürülmesi hususu iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamından ayrık tutulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) yürürlük tarihinden önce açılan davalarda Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu'nun (HGK) yerleşik içtihatlarına göre dava dilekçesinde açıkça belirtilmese dahi dava tarihinden önce gerçekleşen vakıalar kusur belirlemesine esas alındığı gibi, dava tarihinden sonra gerçekleşen sadakatsizlik ve güven sarsıcı davranış vakıaları dahi sadakat yükümlülüğü evlilik birliği sona erinceye kadar devam edeceğinden kusur belirlemesine esas alınmıştır (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.12.2012 tarih ve 2012/9585 Esas 2012/29349 Karar, HGK 22.01.2014 tarih ve 2013/2-604 Esas, 2014/38 Karar, 26.11.2008 tarih 2008/2-698 Esas 2008/711 Karar, 13.07.2011 tarih ve 2011/2-403 Esas 2011/509 Karar).
Somut olayda davalı-karşı davacı kadın sadakatsizlik vakıasını dilekçesinde bildirmemiş ise de; delil olarak dayandığı nüfus kaydına göre erkeğin başka bir kadınla birlikteliğinden 07.05.2011 tarihinde Maryam isimli çocuğunun olduğu, erkeğin dava tarihinden önce sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmeden önce davada usuli işlemler tamamlanmış olduğundan artık vakıaların ileri sürülmesi yönünden HMK hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece erkeğe sadakatsizlik vakıasının kusur olarak yüklenmesinde ve kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Kadının karar düzeltme talebinin kabulü ile bu yöne ilişkin bozma ilamının kaldırılarak tazminatların miktarının denetlenmesi yönünden temyiz incelemesi yapılıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddi yönündeki görüşe katılmıyoruz.
2. Hukuk Dairesi 2018/1675 E. , 2018/14501 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 64 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 88 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 97 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 85 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 85 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat