9. Hukuk Dairesi 2016/4318 E. , 2018/7 K. '
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2016/4318 E. , 2018/7 K.
'İçtihat Metni'
....
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 19/10/2009-24/06/2014 tarihleri arasında paket servis elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ile ücret, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının davalıya ait işyerinde 2 dönem çalıştığını, taraflar arasında Kasım 2013 ayında ikale sözleşmesi yapıldığını ve davacının bu şekilde işten ayrıldığını, davacının davalı işvereni ibra ettiğini, kendisine toplam 11.998,12 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin bir kısmının borç olarak verildiğini, davacının birinci dönem çalışmasından sonra başka bir işyerinde işe başladığını, bu işi beğenmeyince de davalı işyerinde 01/01/2014 tarihinde tekrar işe başladığını,davalı işyerinde vardiyalı sistemle çalışma olduğunu, bu nedenle davacının fazla mesai yapmadığını, fazla mesai yapması halinde karşılığı olan ücretlerin ödendiğini, davalı işyerinde genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının ücret alacağının bulunmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin, davalıya ait işyerinde motorsikletli kurye olarak çalıştığı, 2013 yılı Kasım ayına kadar kendine ait motorsikleti kullandığı, bu tarihten sonra ise işveren tarafından temin edilen motorsiklet ile çalışmasına devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı işçinin çalışma şekline göre ücretinin 2013 yılı ve sonrasında farklılık gösterdiği, 2013 yılı Kasım ayındaki ücretinin net 1.850,00 TL olduğu, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki ücretinin ise iş sözleşmesi, tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden, 1.550,00 TL ve 200 TL adisyon başına prim ile birlikte net 1.750,00 TL olduğu tespit edimiştir.
Davacının fesih tarihindeki ücretinin net 1.750,00 TL (çıplak ücret) olduğunun kabulü ile işçilik alacaklarının buna göre yeniden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekmektedir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3- İş sözleşmesinden doğan para borçlarının kısmi ifasında, mahsubun ne şekilde yapılacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Kanununun yukarıda belirtilen genel hükümleri kapsamında sorun çözümlenmektedir. İşçinin işverenden bir alacağının, örneğin sadece kıdem tazminatı alacağının bulunduğu durumlarda, kısmi ödeme nedeniyle mahsup işlemi Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi çerçevesinde yapılacaktır. Dairemiz uygulamasına göre, temerrüde düşmüş olan işverenin yaptığı kısmi ödeme işçinin bu hususta beyanda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmelidir.
Borcun taksitle ödenmesi konusunda yapılan anlaşma aksi öngörülmemişse, kural olarak, işçinin faiz talebinden vazgeçtiğini kapsar. Ancak, bu sonuç işverenin taksit anlaşmasına uygun hareket etmesine bağlıdır. İşverenin taksitlerden birini zamanında ödememesi halinde, işçinin faizle ilgili feragati geçersiz hale gelir ve sadece ödenmeyen taksit için değil, tüm alacak için faiz talep hakkı doğacaktır. Bu durumda ödenmiş olan önceki taksitlerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekecektir. Kuşkusuz taksit sözleşmesinin işçinin serbest iradesi ile meydana gelmesi gerekir.
İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür.
4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuku mevzuatımızda Basın İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret, çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir.
Buna göre örneğin, 5.000 TL ihbar tazminatı, 7.500 TL kıdem tazminatı, 2.500 TL ücret, 2.000 TL fazla mesai ve 500 TL yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere takibe konu yapılmamış toplam 17.500 TL alacağı olan bir işçiye işveren tarafından yapılacak 15.000 TL lik bir kısmi ödeme, öncelikle muaccel olan normal aylık ücret ve fazla mesai alacağına ilişkin borçlarına mahsup edilmelidir. Kalan miktar ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti borcuna mahsup edilecektir. Anılan borçların muacceliyet tarihleri aynı olduğundan, temerrüt tarihi önce gerçekleşmiş olan borca yani kıdem tazminatına mahsup edilecektir. Kalan 3.000 TL lik ödemenin, ihbar ve izin ücreti borcuna mahsubu anılan borçların muacceliyet ve temerrüt tarihlerinin aynı olması nedeni ile miktarları ile orantılı olarak yapılacaktır. Kalan toplam borç 5.500 TL olup, ihbar tazminatının bu miktara oranı 5.000/5.500 = 10/11, izin ücretinin oranı 500/5.500 = 1/11 olmakla, 3.000 X 10/11 = 2.727 TL ihbar tazminatına, 3.000 X 1/11 = 273 TL izin alacağına mahsup edilecektir. Böylece işverenin 2.273,00 TL ihbar tazminatı, 227 TL izin ücreti olmak üzere toplam 2.500,00 TL borcu kalmış olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde yer alan ikale sözleşmesine itibar edilmeksizin; hizmet süresinin kesintisiz olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi yerindedir. Ancak ikale sözleşmesinde yer alan ve daha sonradan banka kanalı ile ödendiği anlaşılan kıdem ve ihbar tazminatlarından, sadece kıdem tazminatının işçilik alacaklarından mahsup edildiği, ihbar tazminatı adı altında yapılan ödemenin ise mahsup işlemine konu yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki ilkeler uyarınca, 06.12.2013 tarihinde banka kanalı ile ödendiği anlaşılan 1.647,13 TL'lık bu miktarın da hüküm altına alacaklardan mahsubunun gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup, ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,09.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....
'İçtihat Metni'
....
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 19/10/2009-24/06/2014 tarihleri arasında paket servis elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ile ücret, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının davalıya ait işyerinde 2 dönem çalıştığını, taraflar arasında Kasım 2013 ayında ikale sözleşmesi yapıldığını ve davacının bu şekilde işten ayrıldığını, davacının davalı işvereni ibra ettiğini, kendisine toplam 11.998,12 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin bir kısmının borç olarak verildiğini, davacının birinci dönem çalışmasından sonra başka bir işyerinde işe başladığını, bu işi beğenmeyince de davalı işyerinde 01/01/2014 tarihinde tekrar işe başladığını,davalı işyerinde vardiyalı sistemle çalışma olduğunu, bu nedenle davacının fazla mesai yapmadığını, fazla mesai yapması halinde karşılığı olan ücretlerin ödendiğini, davalı işyerinde genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının ücret alacağının bulunmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin, davalıya ait işyerinde motorsikletli kurye olarak çalıştığı, 2013 yılı Kasım ayına kadar kendine ait motorsikleti kullandığı, bu tarihten sonra ise işveren tarafından temin edilen motorsiklet ile çalışmasına devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı işçinin çalışma şekline göre ücretinin 2013 yılı ve sonrasında farklılık gösterdiği, 2013 yılı Kasım ayındaki ücretinin net 1.850,00 TL olduğu, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki ücretinin ise iş sözleşmesi, tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden, 1.550,00 TL ve 200 TL adisyon başına prim ile birlikte net 1.750,00 TL olduğu tespit edimiştir.
Davacının fesih tarihindeki ücretinin net 1.750,00 TL (çıplak ücret) olduğunun kabulü ile işçilik alacaklarının buna göre yeniden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekmektedir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3- İş sözleşmesinden doğan para borçlarının kısmi ifasında, mahsubun ne şekilde yapılacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Kanununun yukarıda belirtilen genel hükümleri kapsamında sorun çözümlenmektedir. İşçinin işverenden bir alacağının, örneğin sadece kıdem tazminatı alacağının bulunduğu durumlarda, kısmi ödeme nedeniyle mahsup işlemi Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi çerçevesinde yapılacaktır. Dairemiz uygulamasına göre, temerrüde düşmüş olan işverenin yaptığı kısmi ödeme işçinin bu hususta beyanda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmelidir.
Borcun taksitle ödenmesi konusunda yapılan anlaşma aksi öngörülmemişse, kural olarak, işçinin faiz talebinden vazgeçtiğini kapsar. Ancak, bu sonuç işverenin taksit anlaşmasına uygun hareket etmesine bağlıdır. İşverenin taksitlerden birini zamanında ödememesi halinde, işçinin faizle ilgili feragati geçersiz hale gelir ve sadece ödenmeyen taksit için değil, tüm alacak için faiz talep hakkı doğacaktır. Bu durumda ödenmiş olan önceki taksitlerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekecektir. Kuşkusuz taksit sözleşmesinin işçinin serbest iradesi ile meydana gelmesi gerekir.
İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür.
4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuku mevzuatımızda Basın İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret, çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir.
Buna göre örneğin, 5.000 TL ihbar tazminatı, 7.500 TL kıdem tazminatı, 2.500 TL ücret, 2.000 TL fazla mesai ve 500 TL yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere takibe konu yapılmamış toplam 17.500 TL alacağı olan bir işçiye işveren tarafından yapılacak 15.000 TL lik bir kısmi ödeme, öncelikle muaccel olan normal aylık ücret ve fazla mesai alacağına ilişkin borçlarına mahsup edilmelidir. Kalan miktar ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti borcuna mahsup edilecektir. Anılan borçların muacceliyet tarihleri aynı olduğundan, temerrüt tarihi önce gerçekleşmiş olan borca yani kıdem tazminatına mahsup edilecektir. Kalan 3.000 TL lik ödemenin, ihbar ve izin ücreti borcuna mahsubu anılan borçların muacceliyet ve temerrüt tarihlerinin aynı olması nedeni ile miktarları ile orantılı olarak yapılacaktır. Kalan toplam borç 5.500 TL olup, ihbar tazminatının bu miktara oranı 5.000/5.500 = 10/11, izin ücretinin oranı 500/5.500 = 1/11 olmakla, 3.000 X 10/11 = 2.727 TL ihbar tazminatına, 3.000 X 1/11 = 273 TL izin alacağına mahsup edilecektir. Böylece işverenin 2.273,00 TL ihbar tazminatı, 227 TL izin ücreti olmak üzere toplam 2.500,00 TL borcu kalmış olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde yer alan ikale sözleşmesine itibar edilmeksizin; hizmet süresinin kesintisiz olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi yerindedir. Ancak ikale sözleşmesinde yer alan ve daha sonradan banka kanalı ile ödendiği anlaşılan kıdem ve ihbar tazminatlarından, sadece kıdem tazminatının işçilik alacaklarından mahsup edildiği, ihbar tazminatı adı altında yapılan ödemenin ise mahsup işlemine konu yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki ilkeler uyarınca, 06.12.2013 tarihinde banka kanalı ile ödendiği anlaşılan 1.647,13 TL'lık bu miktarın da hüküm altına alacaklardan mahsubunun gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup, ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,09.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....