9. Hukuk Dairesi 2019/3106 E. , 2019/19725 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2019/3106 E. , 2019/19725 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : 2017/2934-2019/195
MAHKEMESİ : İSTANBUL 30. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2016/575-2017/172

DAVA : Davacı, ... Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin işçisi olduğunun tespiti ve bu işverenin asıl işçilerine Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından verilen öncelik belgesinin verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin özelleştirme öncesi ...'a bağlı ...'ın bünyesindeki taşeronlarda aralıksız ve kesintisiz bir şekilde çalıştığını, bu sebeple müvekkili tarafından ...'a, diğer ... asıl işçilerine özelleşme sonrası mağduriyetlerine dair ve İŞKUR'a öncelikli iş arayan olarak başvuru yapabilmelerini sağlayan belge için başvurduğunu, ...'ın müvekkilinin başvurusu ile öncelikli iş arayan belgesi (Özelleşme ile Kamu işçiliğinin sona erdiğine dair ve İŞKUR'A öncelikli iş arayan olarak başvuru yapabilmelerini sağlayan belge) verilmesi talebinin reddine ilişkin 54651489–900 sayı nolu işlemin iptali için Ankara 14. İdare Mahkemesinde dava açıldığını, açılan davanın görev yönünden iş mahkemesi olduğuna karar verildiğinden iş mahkemesinde davayı açtıklarını, müvekkilinin uzun yıllar ...'ta çalıştığını, özelleştirme sonrası kamu işçilerinin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla İŞKUR'a öncelikli iş arayan kişi olarak başvurulmalarını sağlayan öncelik belgesinin diğer kamu işçilerine verildiği gibi muvazaa kararı gereği müvekkiline de verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalı ...'a ait ancak 2013 yılı Mayıs ayında özelleştirilmiş olan ... bünyesinde farklı taşeronlarda uzun yıllar çalıştığını, ...'ın Sarıyer işletmesinde çalışmakta iken Çalışma Bakanlığı'nın İş Müfettişlerince 2011 yılında müvekkilin çalıştığı şantiyelerde muvazaalı iş ilişkisinin tespit edildiğini, ...'ın ve taşeronlarının yaptığı itirazların İstanbul 1. İş Mahkemesince reddedildiğini, özelleştirme tarihinden önce mezkur mahkemenin kesin kararı ile ... ile taşeronlar arasında muvazaalı iş ilişkisi ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin ... işçisi sayılarak işlem görüleceğinin tespit edildiğini, anılan karar ile taşeron işçileri, asıl işverenin işçileri gibi kabul edildiğinden özlük ve sosyal haklardan da yararlanabilecekleri gibi tayin–atama, diğer kamu işçilerinin yararlanabileceği tüm haklardan yararlanabilmelerinin ve isteyebilmelerinin yolunun açıldığını, bu konuda açılan ve kazanılan davaların olduğunu, müvekkilinin bu kez davalı ...'a başvurarak, ... bünyesinde öncelikle iş arayan olarak daimi işçilerin talep edip aldığı, İŞKUR'a öncelikli iş arayan olarak başvuru yapabilmelerini sağlayan daimi işçi (kamu işçiliği) statüsünde çalıştıklarını kanıtlayan belgeyi talep ettiğini ancak davalı idarenin başvuruyu müvekkilinin taşeron işçisi olması sebebi ile reddettiğini, davalı ...'ın red kararı usule ve yasalara, hukuka ve somut olaya, duruma uygun olmayan bir karar olup, iptali gerekli iken İdare Mahkemesi görev yönünden reddederek bu konuyu iş mahkemelerinin alanında olduğunu söylediğini, muvazaa kararının verildiği tarihten özelleştirme tarihine kadar müvekkilinin ... Sarıyer işletmesinde aralıksız ve kesintisiz bir şekilde çalıştığını, anılan kararla müvekkilinin ...'ın asıl işçi statüsünde olduğunu iddia ederek davacının başlangıçtan itibaren davalı ... Elektrik Dağıtım AŞ işçisi olduğunun tespitini ve bu işverenin asıl işçilerine Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ tarafından verilen öncelik belgesinin davacıya verilmesini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ vekili; öncelik belgesi talebi mevcut mevzuat bakımından hukuken mümkün olmadığını, davacının bahsettiği hükümlerden yararlanabilmesi için merkezi sınava –KPSS– girip kazanarak daimi işçi statüsünü kazanması ve iş akdinin ''kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışırken, disiplin soruşturması veya 4857 sayılı İş Kanunun 25'inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı bendi gereğince hizmet akdinin feshi dışında bir neden ile feshedilerek sonlandırılmış olması' şartlarının birlikte arandığını, davacının bu şartları taşımadığını, davacı taşeron firma ile iş akdi imzalamış olup, ' Daimi Kamu İşçisi' olarak sözleşmesel ve statü hukuku bakımından bir hukuki bağ kurulamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Elektrik Dağıtım AŞ vekili; öncelikle görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın müvekkili Şirkete yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili şirket çalışanı olarak kabul edilmesi halinde dahi işe giriş tarihiyle müvekkili şirketin özelleştirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 20/04/2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı dikkate alındığında davalı ... 'ın dava konusu idari işleme gerekçe olarak sunulmuş olan taşeron firma çalışanı nedeninin hukuka ve maddi gerçeğe uygunluk arz ettiğini, davacı tarafın müvekkil şirket çalışanı olarak kabul edilmesi halinde dahi çalışmaya başladığı müvekkil şirketin o tarihte özelleştirme kapsam ve programında olduğu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, '' davacı taraf her ne kadar muvazaanın tespitini ve öncelik belgesinin kendisine verilmesini talep etmiş ise de; Kamu Kurum Ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5 maddesinde ' a)Terörle mücadele sırasında malul sayılmayacak şekilde yaralananlar ile terörle mücadelede üstün başarılarından dolayı komutanlarınca takdire layık görülen yedek subay, erbaş ve erler, Tabii afetlerden zarar gören afetzedeler, 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamına giren madenlerin çıkartılması veya bunun için gerekli olan işletme ve arama faaliyetleri sebebiyle taşınmaz malları tamamen kamulaştırılanlar, Kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışırken, disiplin soruşturması veya 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendi gereğince hizmet akdinin feshi dışında bir neden ile iş akdi feshedilenler' 'in öncelik belgesi almaya hak kazanacaklarını belirtildiği, davalı ...'ın 2013 tarihinde özelleştirildiği, davacının ...'ın özelleştirilmesinden sonra da ...'ın taşeron şirketlerinde çalışmaya devam ettiği, davacının bu hali ile sürekli kamu kurum ve kuruluşlarında çalışması gibi bir durumun olmadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının öncelik belgesi alma hakkının olmadığı, tespit davası açmada dava açanın hukuki yararının bulunması gerektiği, davacının öncellik belgesi alma hakkı olmadığından tespit davası açmasında hukuki yararın olmadığı, davacının ... işçisi olduğu, ... işçisi olmadığı'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; idari yargının görevli olduğunu; öncelik belgesi verilmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Uyuşmazlıkta, davacı başlangıçtan itibaren davalılardan ...’ın işçisi olduğunun tespiti ile ... tarafından ...’ın asıl işçilerine verilen öncelik belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Evleviyetle, uyuşmazlığın çözümü için davacının dava açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığı meselesinin ele alınması gereklidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarına, iş kanunları hükümlerine göre çalıştırılmak üzere, sürekli veya geçici işçi alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Bakanlar Kurulunca, 'Kamu Kurum Ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik' çıkarılmış ve 09.08.2009 tarihli ve 27314 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmeliğin, “İşe göndermede öncelikli olanlar” başlıklı 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, kamu kurum ve kuruluşlarının açık iş taleplerinin karşılanması için gönderilecek listelerde Kurum tarafından öncelik hakkı tanınacaklar belirlenmiş, anılan fıkranın (ç) bendinde de, “Kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışırken, disiplin soruşturması veya 4857 sayılı İş. Kanunu’nun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendi gereğince hizmet akdinin feshi dışında bir neden ile iş akdi feshedilenler.” öncelik hakkı tanınacaklar arasında sayılmış, yine zikredilen Yönetmelik maddesinin 5 inci fıkrasında, “Birinci fıkranın (ç) bendinde belirtilen öncelik hakkından yararlanacaklar, durumlarını daha önce çalıştıkları kamu kurum ve kuruluşlarından alacakları belgeyle ispatlamak zorundadır.” kuralına yer verildikten sonra takip eden 7 inci fıkrasında da öncelik hakkına sahip olanlarda KPSS'ye girme zorunluluğunun aranmayacağı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlığa konu belge davacının anılan Yönetmelik'te öngörülen “öncelik hakkı”ndan yararlanabilmek amacıyla daha önce bir kamu kurum ve kuruluşunda sürekli işçi olarak çalıştığını ispatlamak amacıyla istediği belge olup, bu belgenin verilip verilmemesi davacının hak ve menfaatini doğrudan etkilemektedir. Keza davacının dava tarihi itibariyle kamu tüzel kişiliğini haiz bir işverenlikte değil özel hukuk tüzel kişiliğine sahip ...’ın alt işvereni olan bir şirketin işçisi pozisyonunda çalışıyor olması nedeniyle de, bu durumu hukukî yararını bertaraf etmemektedir. Açıklanan nedenlerle davacının işbu davayı açmakta hukukî yararı mevcut olup, aksi yöndeki Mahkeme kabulü yerinde değildir. İşin esasına girilmelidir.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacı başlangıçtan itibaren davalılardan ...’ın işçisi olduğunun tespitine bağlı olarak öncelik belgesi verilmesini talep ettiğinden öncelikle davacının ...’ın işçisi olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasıdır.
Binaenaleyh ... bünyesindeki alt işverenliklerde çalıştığını iddia eden davacının bu talebinin dayanağını, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişince yapılan incelemelerde ... ile bu alt işverenlikler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve çalışanların başlangıçtan itibaren ... işçisi olduğuna ilişkin rapordaki tespitler oluşturduğundan, bu raporlar ile ilgili mahkeme kararları nazara alınarak mevcut delil durumuna göre davacının başlangıçtan itibaren davalılardan ...’ın işçisi olup olmadığı hususundaki tespit talebi hakkında karar verilmelidir. Bu talebin reddi halinde, buna bağlı olarak öncelik talebinin reddine de karar verilmelidir.
Şayet davacının ...’ın işçisi olduğuna ilişkin tespit talebi yerinde bulunursa öncelik belgesine ilişkin uyuşmazlığın esasına girilmesi gereklidir. Anılan Yönetmelik kapsamında öncelik belgesine hak kazanabilmek için çalışmanın daha önce bir kamu kurum ve kuruluşunda sürekli işçi pozisyonunda gerçekleşmesi şartı arandığından davacının ...’ın işçisi olarak sayıldığı dönemde çalıştığı bu yerin kamu kurum veya kuruluşu olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin irdelenmesi gerekecektir.
Zira, davalılardan ... Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarihli kararı ile özelleştirme kapsamına alınmış ve özelleştirme işleminin gerçekleştirilebilmesi için 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca ...'a ait dağıtım sistemi 20 ayrı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulmuş ve ... kendi elinde bulunan elektrik dağıtım yetkisini işbu şirketlere 'İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi' kapsamında devretmiştir. Söz konu dağıtım şirketlerinden biri de davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. (...) olup, bahsi geçen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 24.07.2006 tarihinde imzalanmasına rağmen ... bu şirketlere ait hisselerin tamamını elinde bulundurmaya devam etmiş ve davalı ...'ın hisseleri 28.05.2013 tarihinde tanzim edilen 'Hisse Satış Sözleşmesi' ile devredilmiş ve böylelikle ...’ın sahip olduğu hisselerin tamamı ...’a satılmıştır.
Bu durumda davalılardan ...’ın 28.05.2013 tarihinden itibaren kamu kurum ve kuruluşu niteliğini haiz olmadığı açık ise de, bu tarihten önce işletme hakkının devri sözleşmesi kapsamındaki statüsü tartışmalıdır. Dolayısıyla davacının hangi tarihten itibaren ...’ın işçisi olduğunun tespiti önemli olup, 28.05.2013 tarihinden sonraki dönem yönünden yapılacak bir tespitte öncelik belgesi için aranan “daha önce bir kamu kurum ve kuruluşunda sürekli işçi” pozisyonunda çalışma şartı gerçekleşmeyeceğinden bu talebinin reddi gerekmekle birlikte ...’ın hisselerinin devredilmediği, başka bir anlatımla 'İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi' ile faaliyet gösterdiği dönem için kamu kurum veya kuruluşu olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekecektir. Şayet davacının bu dönem içinde ...’ın işçisi sayılmasına karar verilir ise Türk İdare Teşkilatına hakim olan temel ilkelere göre ...’ın hukukî statüsü (kamu kurum veya kuruluşu olup olmadığı) vasıflandırıldıktan sonra öncelik belgesi hakkında bir karar verilmelidir
Ayrıca kabule göre; Mahkemenin davacının muvazaaya ilişkin iddiası irdelenmeksizin gerekçesinde ...’ın taşeron şirketlerinde çalışmaya devam ettiğinin tespitini takiben ... işçisi olduğu, ... işçisi olmadığı yönünde açıklama yapması da kendi içinde çelişkili olup, davacı talebi ile de örtüşmemektedir. Bu yönüyle de karar hatalı bulunmuştur.
Netice itibariyle; eksik inceleme, hatalı değerlendirme ve çelişkili gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön