9. Hukuk Dairesi 2016/34833 E. , 2019/18628 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/34833 E. , 2019/18628 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi, davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22/10/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, 15.08.2010 tarihinden itibaren fiilen göreve başladığını, eğitim seminerlerine katılarak 01.09.2010 tarihinden itibaren derslere girmeye başladığını, 24.09.2010 başlangıç tarihli 24.09.2011 bitiş tarihli iş sözleşmesi uyarınca almanca öğretmeni olarak görev yaptığını, son ücretinin 1.670,00 TL net olduğunu, 2010-2011 eğitim yılının birinci dönemi boyunca manevi baskı yapıldığını, istifa etmeye zorlandığını, 28.02.2011 tarihli noter ihtarnamesi ile şubat tatili dönüşünde işe başlatılmadığını, işten çıkartılmasına gerekçe yaratılmak için performans düşüklüğüne ilişkin tutanak tutulduğunu ve iş akdine son verildiğini öğrendiğini ileri sürerek; kıdem, ihbar, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı ile 2010-2011 öğretim dönemi için 01.09.2010 tanzim 24.09.2010 başlangıç ve 24.09.2011 bitim tarihli bir yıllık belirli süreli iş akdinin tanzim edildiğini, davacı iddialarının doğru olmadığını, 28.02.2012 tarihinden itibaren mazeretsiz olarak devamsızlık yaptığını, davacının olumsuz davranışları nedeniyle müvekkil şirketin velilere ve milli eğitim müdürlüğüne karşı zor durumda kaldığını, almanca öğretmeni olmasına rağmen mesleki anlamda yetersiz olduğunu, daha önceki çalıştığı eğitim kurumlarında ortalama bir yıl çalıştığını, bütün bu olumsuzluklarına rağmen davacının iş akdinin süresinden evvel feshedilmediğini, sözleşmenin bitim tarihi olan 24.09.2011 tarihine kadar ücret ve sair haklarının hesabına eksiksiz ödendiğini, ... 1. Noterliğinin 23.08.2011 tarih 27035 yevmiye numaralı İhtarnamesinin keşide edilerek davacıya tebliğ edildiğini, davacı ile iş ilişkisinin 24.09.2011 tarihinde son bulduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle; davacı ile hizmet ilişkisinin 1 yıllık iş sözleşmesine dayalı olarak belirli süreli kurulduğu, işveren tarafından haklı bir yenilememe sebebinin de ihtarnamede açıklanmadığı, buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak davalı işverenin davacıyı 2. yıl için çalıştıracağına ilişkin bir taahhüdünün olmadığının anlaşılmasına göre davacının tüm davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- İş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığı ve davacı işçinin, ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususları, taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dairemizin 2014 yılından sonraki uygulamalarında; 5580 sayılı yasa kapsamındaki eğitim personeli için en az bir takvim yılı içi yazılı sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim yılı devam ettiğinde eğitim personeli ile yasadan kaynaklanan yeni bir asgari süreli sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim ve öğretim devam ederken, takvim yılı içinde ayrılan öğretmen yerine kalan süre için belirli süreli iş sözleşme yapılması olanağı vardır. Bu bir objektif neden kabul edilebilir. Ancak eğitim ve öğretim başına asgari süreli sözleşme yapıldıktan sonra eğitim ve öğretim devam ettiği için belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için esaslı ve yenilenmesi içinde objektif neden olmadığı sürece eğitim personeli il yapılan sözleşmenin asgari süreli olarak kabul edilmekte ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında çalışanların iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceği kabul edilmekteydi.
Ancak; 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında çalışanların iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu' nun 23.02.2018 tarih, 2017/1 Esas - 2018/2 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da ' 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında çalışanların iş sözleşmelerinin üst üste yenilense dahi yasadan kaynaklandığı ve belirli süreli iş sözleşmesi olması özelliğini koruduğu, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanların iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaklarına' karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu' nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalıya ait özel öğretim kurumunda, belirli süreli iş sözleşmesi ile öğretmen olarak çalışmıştır. Yukarıda ayrıntılı bir biçimde açıklandığı üzere davacının iş sözleşmesi kanun gereği belirli süreli olduğundan, ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.
3- Dava dilekçesinde; davacının, iş sözleşmesinin yeni öğretim yılında da devam edeceği yönündeki görüşme üzerine yeni iş bulmadığını ve dönem ortasında da iş bulmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle 2011-2012 öğretim yılını işsiz geçirdiğini ileri sürülerek maddi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Her şeyden önce; davacı yukarıda belirtildiği üzere dava dilekçesinde açıkça maddi tazminat talebinde bulunmuş olup, mahkemece bu talebin bakiye süre ücreti alacağı olarak vasıflandırılıp hesaplama yapılan bilirkişi raporuna istinaden hüküm altına alınması HMK.'nın 26. maddesinde açıklanan taleple bağlılık kuralına aykırıdır.
Kaldı ki; yukarıdaki 1 numaralı bentte belirtildiği üzere, davacı tarafından davalı işverenin davacıyı 2. yıl için çalıştıracağına ilişkin bir taahhüdünün bulunduğu ispatlanamamıştır. Bu nedenle bakiye süre ücreti alacağından da söz edilmesi mümkün değildir.
Davacının, maddi zararı olduğunu ispatlayamadığı da gözetildiğinde, talebin reddi yerine yanılgılı ve çelişkili gerekçelerle kabulü de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön