2. Hukuk Dairesi 2018/4320 E. , 2019/97 K. '
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
2. Hukuk Dairesi 2018/4320 E. , 2019/97 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVACI-DAVALI :...
DAVALI-DAVACI
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Anayasanın 141/3. maddesi 'Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır' buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının c. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel mahkeme, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıaların kusur olarak nitelendirdiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklamak zorundadır. Mahkemenin tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirilip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar. Yerel mahkemece, tarafların boşanma davalarının kabulüne ilişkin, tarafların usulüne uygun olarak dayandıkları vakıaları, hangilerinin ispatlandığı belirtilmemiş, toplanan delillerden hangilerine üstünlük tanındığı konusu gerekçede tartışılmamıştır. Bu haliyle her iki dava yönünden verilen karar, yeterli gerekçeden yoksun olup, Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un 297/1-e maddesindeki unsurlarını da içermemektedir. Gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2) Kabule göre de; Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 28.03.2017 gün ve 2015/24291 esas ve 2017/3455 karar sayılı ilamıyla erkeğin mahkemece kabul edilen kusurları yanında kadının da “Erkeğin önceki evliliğinden olan oğlu Emre’nin ortak evden gönderilmesini istediği ve aile konutunun tapusunun kendi üzerine devredilmemesi sebebiyle tartışma çıkardığı” konusunda beyanda bulunan tanıklar Serkan ve Emre’nin tanıklığına değer verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin dava açmakta haklı olduğu ve erkeğin de boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile boşanmanın ferilerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında; tarafların
karşılıklı boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ancak kadının, boşanma davasının ferileri hakkında “Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/24291 esas ve 2017/3455 karar sayılı ilamı ile kesinleşen diğer hükümler yönünden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmuştur. Dairemizin bozma kararı ile ilk verilen hüküm karşılıklı davaların tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmış olup kesinleşen bir yönün varlığından söz edilemez. Mahkemece; temyiz incelemesinde, bozma sebebine göre inceleme kapsamı dışında kalması zaruri hale gelen, kadının boşanma davasının fer’ileri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde “Dairemizin ilamı ile kesinleşen diğer hükümler yönünden karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2019 (Pzt.)
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVACI-DAVALI :...
DAVALI-DAVACI
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Anayasanın 141/3. maddesi 'Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır' buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının c. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel mahkeme, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıaların kusur olarak nitelendirdiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklamak zorundadır. Mahkemenin tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirilip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar. Yerel mahkemece, tarafların boşanma davalarının kabulüne ilişkin, tarafların usulüne uygun olarak dayandıkları vakıaları, hangilerinin ispatlandığı belirtilmemiş, toplanan delillerden hangilerine üstünlük tanındığı konusu gerekçede tartışılmamıştır. Bu haliyle her iki dava yönünden verilen karar, yeterli gerekçeden yoksun olup, Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un 297/1-e maddesindeki unsurlarını da içermemektedir. Gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2) Kabule göre de; Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 28.03.2017 gün ve 2015/24291 esas ve 2017/3455 karar sayılı ilamıyla erkeğin mahkemece kabul edilen kusurları yanında kadının da “Erkeğin önceki evliliğinden olan oğlu Emre’nin ortak evden gönderilmesini istediği ve aile konutunun tapusunun kendi üzerine devredilmemesi sebebiyle tartışma çıkardığı” konusunda beyanda bulunan tanıklar Serkan ve Emre’nin tanıklığına değer verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin dava açmakta haklı olduğu ve erkeğin de boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile boşanmanın ferilerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında; tarafların
karşılıklı boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ancak kadının, boşanma davasının ferileri hakkında “Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/24291 esas ve 2017/3455 karar sayılı ilamı ile kesinleşen diğer hükümler yönünden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmuştur. Dairemizin bozma kararı ile ilk verilen hüküm karşılıklı davaların tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmış olup kesinleşen bir yönün varlığından söz edilemez. Mahkemece; temyiz incelemesinde, bozma sebebine göre inceleme kapsamı dışında kalması zaruri hale gelen, kadının boşanma davasının fer’ileri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde “Dairemizin ilamı ile kesinleşen diğer hükümler yönünden karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2019 (Pzt.)