1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

9. Hukuk Dairesi 2017/10854 E. , 2019/14425 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
9. Hukuk Dairesi 2017/10854 E. , 2019/14425 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdine davalı tarafından hiç bir sebep gösterilmeksizin son verildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının sorumlusu olduğu bölgesinde bulunan iki şubede kasa açıklarının kapatılması için muhtelif firmalara hayali transit iade kesilmesi nedeni ile işverenin güvenini kötüye kullandığını, bu nedenle iş aktinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalı işyerinde 08/10/2012 - 30/06/2014 tarihlerinde hizmet akdi ile çalıştığı, davacının görevinin ...Bölge sorumlusu olduğu, yasa ve uygulamaya göre iş akdinin haklı nedenlerle fesih edildiği hususunun ispatının davalı tarafa ait olduğu, dosya kapsamına göre davalı şirketin davacının iş akdinin disiplin kurulu kararı gereğince 30/06/2014 tarihinde fesih ettiği, yapılan incelemede davacının envanter açığını kapatmak amacıyla usulsüz olarak transit firmalara iade kestirmiş olduğunun gösterildiği, yukarıda belirtildiği üzere davacının Samsun Şube Müdürlüğü'ne bağlı olarak çalışmakta iken ... Mahallesindeki mağazada talimat verdiği gerekçe gösterildiği, bu konuda davacının savunmasının alındığı, dosya kapsamına göre bu tür işlemlerin genel olarak yapıldığı, davacının bu eylemi bu savunmadan sonra yaptığı hususunda başkaca bir delil bulunmadığı, davacının bu talimatı transit firmaların iade yapılabileceği hususunda yardımcı olduğu gerekçesi ile yaptıklarını, ancak bu işlem nedeni ile davacının kendisine veya mağazasına herhangi bir menfaat sağlamadığı, bu hususun davalı tarafça da iddia edilmediği, davacının yapmış olduğu bu eylemin hata olarak kabul etmesine rağmen bunu tekrarlamamış olması hususunun iş akdinin feshinde geçerli bir gerekçe olarak görülebilse bile haklı bir fesih sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, yine dosya kapsamına göre bu işlemi yapan şubedeki çalışanlar ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı, şubede çalışanların bu talimatı yerine getirmemeleri konusunda irade ve bilgi sahibi olmalarına rağmen yerine getirdikleri ancak bunlar hakkında işlem yapılmadığı, dolayısıyla yapılan fesih işleminin çok ağır bir yaptırım olarak değerlendirildiği dolayısıyla haklı görülmediği, davacının iş akdinin haksız olarak fesih edildiğinin davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, fazla mesai ücreti alacağı yönünden tanık anlatımları dikkate alınarak davacının haftada 9 saat fazla mesai yaptığı, işçi ile imzalanan sözleşmede aylık brüt ücretin fazla çalışma ücretlerininde dahil olduğu, bu nedenle asgari ücretin üzerinde maaş alan davacının yılda 270 saate kadar olan fazla çalışma ücretinin davacının aylık ücretinin içinde kabul edilmesi gerektiği ve yılda 270 saati aşan çalışmanın fazla çalışma olarak kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan bu hesaplamanın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediği hususunun dosya kapsamı ile sabit olmadığı, davacının görevi itibariyle çalışma saatleri konusunda daha üst birim tarafından belirlenmesi sebebi ile fazla çalışma ücreti alamayacağına ilişkin itiraza itibar edilmediği, yine davacıya prim ödemeleri yapıldığı ancak sözleşmede prim ödemelerinin davacının fazla çalışma olarak değerlendirilemeyeceği zira davacının maaş+prim olarak çalışmadığı, yine davacının prim alacağı konusunda bir maddeye rastlanmadığı, yine davacının satış cirosuna göre aldığı priminde söz konusu olmadığı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin bir çok kararı bulunduğu gibi 28/12/2013 tarih 2013/10578 Esas, 2013/17651 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, davacının satış temsilcisi olarak çalışmadığı dolayısıyla daha fazla çalışarak kotasını ve primini daha fazla yükseltmediği, bölge sorumlusu olarak çalıştığı, bölgesindeki işyerlerinin tertip, düzen ve çalışma ortamının düzeninden sorumlu olduğu bu nedenle satış cirosunun belli bir yüzdesi olarak verilen satış priminin satış temsilcilerinin aldığı satış primi ile eşdeğer tutulmasının mümkün olmadığı bu nedenle bunların fazla mesai karşılığı olarak görülmesi ve fazla mesai ücreti alacağından mahsup edilmesinin doğru görülmediği mahkememizce de bu görüşe itibar edildiği ve bunların fazla çalışmadan düşülmediği, yine dosya kapsamına göre tanık anlatımlarından da anlaşılacağı üzere davacının 9 adet bölge sorumlusunun her birini bir Pazar günü çalıştığı hususunun sabit olduğu, ödeme yapıldığı hususunun ise ispat edilemediği bu yönden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, yine davacının ulusal bayram genel tatillerde çalışma yaptığı hususunun ispat edilemediği bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerektiği tüm dosya kapsamından anlaşılmış, yerinde görülmeyen itirazlara itibar edilmediği, 6100 sayılı HMK'nın 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu yasanın 107. maddesi'nde belirsiz alacak ve tespit davası başlığıyla düzenleme yapıldığı, 1. maddesinde 'Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği', 2. fıkrada ise 'Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağı miktarın veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.' şeklinde düzenlendiği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 16/12/2013 tarih, 2013/12281 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere belirsiz alacak davasının öncelikle bir tür eda davası olduğu, eda davasından farkının ise talep sonucunda istenilen alacağın dava açıldığı anda tam olarak belirlenmemesi olduğu, belirsiz alacak davasında davanın belirsiz alacak davası olduğunun belirtilmesi gerektiği, belirsiz alacak davası açıldığında alacak yargılama aşamasında belirli hale geldiğinde ıslah dilekçesi ile miktarın arttırılmasına gerek olmadığı gibi böyle bir durumda zamanaşımı itirazı da savunmanın genişletilmesi yasağına takılacağı, oysa belirsiz alacak davası belirtilmeden açılan kısmi davada yargılama sırasında miktarın ıslah ile arttırılması durumunda davalının ıslah zaman aşımı savunmanın genişletilmesi yasağına takılmayacağının açıkça belli olduğu, hangi davaların belirsiz alacak davası olacağının bu doktrinde tartışıldığı, öğretide kabul gören ve Yargıtay'ın da ağırlıklı görüşüne göre davacının talep sonucunu belirleyebilmesi için gereken bilgilerin 3. kişi veya davalının bünyesinde olması nedeniyle davanın tarafları ve mahkeme tarafından davanın başlangıcında hesap edilemiyorsa bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği, bu kapsamda mevcut dava dosyasındaki işçilik alacaklarının da HMK 109/2. madde anlamında talep konusunun, miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığı, bunun uygulanabilmesi için 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda uygulanabileceği, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi ve ıslah edilen miktarlar yönünden de zaman aşımının dava açılması ile kesildiği gözetilmesi halinde ıslaha karşı yapılan zaman aşımı itirazının dikkate alınmaması gerektiği ve buına göre işlem yapılması belirtilmiş olmakla; mevcut dava dosyasının belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu nedenle hükmedilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulandığı, yine zaman aşımı başlangıcının dava tarihi esas alınarak hesaplandığı, yargılama sırasında yapılan işlemin ıslah olarak değil, bedel artırım dilekçesi olarak değerlendirildiği, arttırılan kısımlar yönünden de zaman aşımı süresinin yeniden başlamış olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile ulusal bayram genel tatil ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, fesih bakımından;
Davacının görevi, tanıklara göre ...bölgesi sorumlusu, davacı vekilinin beyanına göre Orta Karadeniz bölge sorumlusudur.
Davalının noterlik kanalı ile keşide ettiği 30/06/2014 tarihli feshinde bölge sorumlusu olarak çalıştığın Samsun Şube Müdürlüğü'ne bağlı ... mağazasında talimatı ile envanter açığını kapatmak amacı ile usulsüz olarak transit firmalara iade kestirdiğinin tespit edildiği, işverenin güvenini kötüye kullandığı, bu nedenle iş aktinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği yönünde açıklamalar mevcuttur.
26/05/2014 tarihli savunma talep yazısında ... ve ...... mağazasında yüksek envanter farkını daha makul rakamlara düşürmek adına bu 2 mağazanın yöneticilerine yaklaşık 7000 TL ve 5000 TL tutarlarında hayali transit iade kestirdiği yönünde hususlar mevcuttur.
Davacının savunmasında bu 2 mağazada envanter farkından dolayı iyi niyetle transit firmalara iade kesim işlemi yapıldığı, transit firmaların bu tip durumlarda iade kesebileceklerini belirttiği, kendilerine bu konuda yardımcı oldukları, fakat yapmış olduğu bu işlemin yanlış olduğunu sonradan anladığı, kesinlikle kendine bir menfaat çıkar sağlamadığı, tamamen şirketin menfaatlerini gözeterek yapılan bir işlem olduğu, tekrarlanmayacağı yönünde açıklamalar mevcuttur.
Davacı vekili bu savunma hakkında bir açıklamada bulunmaksızın, düzenlenenlerin sahte olmayan iade faturaları olduğunu, davacının Orta Karadeniz Bölge Sorumlusu olarak kasa açıklarından sorumlu olmadığını, kasa açığından mağaza müdürünün ya da yardımcısının sorumlu olduğunu, davacının bu belgeleri düzenlemediğini, ilgili şubenin müdürünün düzenlediğini, davacının kasa açığından sorumluluğu yok iken kasa açığını kapamak için gerçeğe aykırı iade faturası düzenlemesinin ya da mağaza / şube müdürüne talimat vermesinin dinlenebilir olmadığını ileri sürmüştür.
Davacı tanığı S.B. “Ben davalı şirkete ait Samsun'da bulunan Bulvar, 56'lar ve Tekkeköy Şubelerinde 2013 yılında müdür yardımcısı olarak çalıştım. Davacı ile aynı şubede çalışmadım, benim çalıştığım dönemde bölge sorumlusu olarak çalışıyordu. Ben davacının iş aktinin feshedildiği tarihlerde işten ayrılmıştım, davacının iş aktinin neden feshedildiğini bilemiyorum….İade edilmesi gereken ürünler fatura düzenlenmek sureti ile iade alınmaktadır, sistem de buna uygundur. Almış olduğumuz ürünü depoya iade etmekteyiz. Sahte bir iade faturası düzenlenmesi mümkün değildir”, davacı tanığı S.Y. “Ben 2013 yılı Ağustos ayından bu yana Şok Marketler A.ş.'nin ...mağazasında personel olarak çalışıyorum. Davacı ...'u da bu şirketin ...bölgesi sorumlusu olarak çalışmasından dolayı tanıyorum…. Firmalara sahte ürün iade belgesi düzenlediğinden bahisle çıkartıldığını duydum. Ben davacının markette bulunup da ürün iade edilmiş şekilde firmalara belge düzenlediğine şahit olmadım. Ürün iade edilmiş ise ancak o zaman iade belgesi düzenleniyordu ve ürün iade edildiğinde de iade olunan firma yetkilisinden imza alınıyordu.”, davacı tanığı M.Ç. “Davacı ...'ı davalı ...Ş.'nin ...Bölge sorumlusu olmasından dolayı tanıyorum. Ben ... Ekmek'de dağıtıcı olarak çalışıyorum. Şok Markete de ekmek veriyordum. Davacıyı bu sebeple tanıyorum. Duyduğum kadarıyla davacının hayali iade faturası kestiğinden bahisle işten çıkartmışlar, kendisi bana kesinlikle hayali iade faturası vermemiştir. Verdiğim ekmeklerin iade belgesini aldım, onun haricinde bana verilmeyen ekmeklerin iade faturalarını kesinlikle almadım. Kendisi de bana böyle bir belge vermedi. Mağaza müdürleri de bana hayali iade faturası vermediler. Bana ne kadar ekmek iade edildiyse onun iade belgesi verilmiştir.” davalı tanığı Ş.H. “Ben davacı ...'ı davalı şirkette ben bölge müdürlüğü yaptığımdan dolayı tanırım, davacı, şirkette ...bölge sorumlusu olarak çalışırdı. … tam tarihini hatırlayamamakla birlikte 2014 yılı 7.ayının başlarında işten ayrıldığını biliyorum. Davacının işten ayrılma sebebi olarak, çalıştığımız firmalara usulsüz hayali iade ürün kesimi için mağaza yöneticilerine sözlü talimat verdiğinden dolayı davalı şirket tarafından işten çıkarıldığını biliyorum.”, davalı tanığı Y.E.T. “Davacıyı tanırım, davacının da çalıştığı bölge ile ilgili şube müdürüyüm, davacı da ...bölgesinde bölge yöneticisidir, ... kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediği doğrudur ancak bunun nedeni davacının sözleşmesinin haklı nedenle fesih edilmesidir, kendisi hakkında yapılan kurum incelemesi sırasında kendisinin envanter açığını kapatmak için usulsüz mal çıkışı yaptırdığı tespit edilmiştir, bizzat ben ilgilendiğim için biliyorum, kendisi de bunu kabul etmişti, ...bölgesinde Espiyedeki ve ...merkezdeki ... marketteki usulsuzlük O nun talimatı ile yapılmıştır, bu husus tespit edildiğinden kendisine kıdem ve ihbar tazminatı ödenmemiştir.” yönünde beyanda bulunmuştur.
Aynı disiplin kurulu kararı ile iş akti aynı nedenle feshedilen A.U.nun dosyası da Dairemizin 2017/ 8492 Esas sayısı ile incelenmiş olup (... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/346 Esas sayılı dosyası) o dosyada kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddedildiği, taraflar temyizi üzerine kararın Dairemiz tarafından onandığı Uyap sistemindeki kayıtlardan anlaşılmıştır.
Eldeki dosya kapsamı ve Dairemiz tarafından aynı gün birlikte incelenen feshe dayanak olayın aynı olduğu M.H’nin dosyasının kapsamı (Giresun İş Mahkemesi 2015/98 Esas) ile Dairemizin 2017/8492 Esas sayısı ile incelenen dosya neticesi birlikte değerlendirildiğinde üst kısımda açıklanan nedenler ile davalının iş akdini haklı nedenle süresi içinde feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddedilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/06/2019 günü oybirliğiyle karar verildi.