9. Hukuk Dairesi 2019/4338 E. , 2019/11978 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiği ve kıdem tazminatının ödenmediği iddiasıyla davalı işveren aleyhine yürüttüğü takibe itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, şirketin karar mekanizması gereğince davacının hak ettiği kıdem tazminatının icra takibinden önce taksitler halinde ödemeye başlandığını, davacının hesabına toplam 13.771,... TL yatırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkeme’nin 2013/667 Esas sayılı karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/37231 Esas sayılı '...Mahkemece delil listesinde belirtilmediği gerekçesiyle sonradan sunulan ödeme makbuzlarının dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Ödeme savunmasının yargılamanın her aşamasında yapılabileceği dikkate alınarak 2014/5,6,7,8. aylara ait ödeme dekontları davacıya gösterilmeli, içeriği hakkında beyanı alınıp, ödemenin varlığının tespiti halinde hesaplanan kıdem tazminatından mahsubu gerekeceğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...'gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosyada ödeme yapılan miktarlar ve tarihler dikkate alınmak sureti ile takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş en yüksek mevduat faiz oranları hesaplanıp talep gibi yapılan ödemeler öncelikle faize sayılmak sureti ile kıdem tazminatının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve 06/11/2017 tarihli bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava konusu alacağa mahsuben dava açılmadan önce 2.295,21 TL ödendiği anlaşıldığından davacının bu miktara ilişkin itirazın iptali talebi reddedildiği, kalan miktar üzerinden davalı borçlu tarafından dava açılmasına sebebiyet verildiğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine, dava açıldıktan sonra ödenen ve itirazın iptaline konu olan alacak hakkında konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, dava itirazın iptali davasıdır, ödeme emrinde kıdem tazminatı ve faizi talep edilmiştir.
Davacıya kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği konsu taraflar arasında ihtilafsızdır, davalı halihazırda bir kısım kıdem tazminatı ödemeleri yapmıştır.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan husus, 27/09/2013 tarihli ödeme içinde kıdem tazminatı bulunup bulunmadığı, yani bu tarihteki ödemenin bir kısmının da kıdem tazminatı alacağından düşülmesi gerekip gerekmediği noktasındadır.
27/09/2013 tarihli dekontta 13885,40 TL’nın “maaş” açıklaması ile ödendiği görülmektedir.
Davalı vekili bunun içinde 2295,21 TL. kıdem tazminatı ödemesi bulunduğunu ileri sürmektedir.
Davalı vekili 27/03/2014 düzenleme tarihli dilekçede, 27/09/2013 tarihinden itibaren o tarihe dek 6 taksit halinde toplam 13771,... TL. ödendiğini belirtmiştir, yani davalı vekili bu beyanında şu an temyiz konusu ettiği ödemenin içinde kıdem tazminatı ödemesinin de bulunduğunu ileri sürmüştür.
Davalı vekili 15/05/2014 tarihli celsede ise o güne dek davacıya 7 taksit halinde toplam 16066,47 TL. ödendiğini belirtmiştir. Davalı vekili bu beyanında ise eldeki temyize konu ettiği ödemeyi kıdem tazminatı taksitlerinden biri olarak ileri sürmemiştir.
Bu bakımdan davalı vekilinin beyanları çelişkilidir.
Davalı vekili, 27/09/2013 tarihli olup eldeki temyiz talebine konu edilen ödemenin içinde kıdem tazminatı ödemesi de bulunduğunu bozma önceis ve bozma sonrası bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde savunmuştur.
Davacı vekili, bozma sonrası bir duruşmada “13000 TL. ödeme takip ve fesih tarihinden öncedir.” yönünde beyanda bulunmuştur.
Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ödemesi kabul edilen banka dekontlarının bir kısmında da açıklama olarak “maaş” şeklinde yazıldığı için 27/09/2013 tarihli dekonttaki 13885,40 TL ödeme içinde kıdem tazminatının da bulunup bulunmadığı salt bu dekonttaki açıklamaya göre belirlenemez.
Davacının 17/09/2013 düzenleme tarihli dilekçe ile 30/09/2013 tarihi itibari ile iş aktinin sonladırılmasını davalıdan istediği ve 3600 prim günü/ 15 yıl sigortalılık süresini tamamladığına dair ... yazısı 05/09/2013 tarihlidir. Yani, 27/09/2013 tarihinde davalı iş aktinin sonlanacağından haberdardır. Bu nedenle, 27/09/2013 tarihinin salt iş aktinin son bulma tarihinden önceki bir tarih olması 27/09/2013 tarihli ödeme içinde kısmi kıdem tazminatı ödemesi de bulunup bulunmadığını göstermez.
Davalı vekili eldeki temyizinde, davacı vekilinin önceki kararı temyiz ettiği dilekçesinin 3 numaralı paragrafında davalının 12 taksitte ödeme yaptığını kabul ettiğini, ama, ilk taksidin yani 27/09/2013 tarihli ödeme içine dahil edilen taksidin dikkate alınmadığını, bu şekilde ödenen 12 kıdem tazminatı taksidinden sadece 11 adedinin dikkate alındığını, 27/09/2013 tarihli taksidin ise dikkate alınarak alacaktan mahsubu gerekirken bunun yapılmadığını ileri sürmüştür.
Davalı vekilinin eldeki temyizine konu ettiği davacı vekilinin önceki kararı temyiz ettiği dilekçesinin 3 numaralı paragrafında davalı vekilinin bu iddialarını destekleyen beyanlar olduğu gibi davalı vekilinin iddialarının aksi yönde beyanları da mevcuttur. Şöyle ki;
Davacı vekilinin önceki kararı temyiz ettiği dilekçesinde örnek olarak “2-Mahkeme kararında kısmı red oranı dikkate alınarak davalı vekili lehine1.613,54 TL ve davacı vekili lehine 1.500,00 TL avukatlık ücreti ödenmesine karar vermiştir. Davanın açıldığı tarihte davalı tarafından ödeme yapılmamış ve takibe haksız olarak itiraz edilmiştir. Bu nedenle tarafımızdan takip miktarının tamamı üzerinden dava açılmıştır. Bu durum ortada iken aleyhimize vekalet ücreti takdir edilmesi ve lehimize takdir edilen vekalet ücreti hesaplamasında dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin düşülerek bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır. 3-Mahkeme kararında icra inkar tazminatı talebimizi, talebin hesaplamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmiştir. Alacak miktarı davalı şirket tarafından hesaplamayı gerektirmeyecek şekilde açık ve nettir. Müvekkilin davalı işverende çalıştığı süre, aldığı ücret konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Ayrıca davacının emeklilik nedeniyle işten ayrılmasının kıdem tazminatını gerektirdiği de nettir. Bilirkişi raporunda belirlenen kıdem tazminatı miktarı ile davalı şirketin 12 taksit halinde ödediği kıdem tazminatı miktarı kuruşu kuruşuna aynıdır. Bu nedenle kıdem tazminatı alacağı likittir. Ayrıca davalı şirket tarafından her ne kadar kıdem tazminatına konu icra takibine itiraz edilmiş olsa da dava tarihinden sonra borç kabul edilmiş ve kıdem tazminatı miktarı taksitler halinde müvekkile ödenmiştir. Bu nedenle davalı şirketin haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesi gerekirken aleyhte karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” yönünde beyanlar bulunmaktadır.
Bilirkişi raporu ile tespit edilen kıdem tazminatı olan net 27532,42 TL.dır. Bu miktardan, davalı vekilinin takip tarihi öncesinde 27/09/2013 tarihli ödeme içinde ödendiği savunduğu 2295,21 TL.nın düşülmesi halinde bakiye miktar 25237,21 TL. olup, ilamsız ödeme emrinde talep edilen kıdem tazminatı miktarı ise 25224 TL. olup, 25237,21 TL. ile 25224 TL. arasındaki farkın sadece yaklaşık 13,21 TL daha düşük olduğu da görülmektedir.
Açıklanan tüm bu hususlara göre 27/09/2013 tarihli “maaş” açıklaması ile yapılan 13885,40 TL. ödeme içinde 2295,21 TL. kıdem tazminatı da olup olmadığı, davacı asıl isticvab için usulüne uygun olarak duruşmaya celbedilerek davacı asıldan bizzat isticvab usulleri dahilinde yukarda açıklanan hususlar tek tek kendisinden sorulmalı ve detaylı açıklamaları alınmalıdır.
Neticesinde davacı asılın beyanları tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek davalı vekilinin 27/09/2013 tarihli ödeme içinde 2295,21 TL. kıdem tazminatı ödemesinin de bulunduğu savunmasına göre hesaplama yapılıp yapılmayacağı irdelenerek buna göre sonuca gidilmelidir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/4338 E. , 2019/11978 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat