1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

9. Hukuk Dairesi 2016/16776 E. , 2019/8184 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
9. Hukuk Dairesi 2016/16776 E. , 2019/8184 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/01/2010 tarihinde davalı sendikada çalışmaya başladığını, iş aktinin 15/08/2014 tarihinde davalı işveren tarafından fesih hakkı kötüye kullanılarak sendikanın 2.600.000,00 TL borcu olduğu, borcun ödenmesi gerektiği, grevin bitmesi ve 305 kişinin işine iade edilmesi gibi sendikaya büyük yük sağlayan işlerin ortadan kalkması nedeni ile bazı çalışanların çalışma konularının ortadan kalktığı iddia edilerek feshedildiğini, davacının işten atıldığı tarih itibariyle davacı sendikanın çok az borcunun bulunduğunu, davalı işyerinde işten çıkartılan işçilerin yerine yeni işçiler alındığını, davacının yerine de 3.bir kişinin çalışmak üzere alındığını, davalı işverenin fesihler nedeniyle açılacak davalarda kendileri aleyhine tanıklık edebileceğini düşündüğü işçilerin tanıklıklarını engelleme ve beyanlarını kuşkulu hale getirmek amacıyla bir çok işçiyi işten çıkarttığını, davacının 25/08/2014 tarihli dilekçeyle tanık olarak işyerinde çalışan arkadaşlarının dava dosyalarına bildirildiğini ileri sürerek, bakiye ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram - genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının resmi kayıtlarda görünen sürelerde ve ücret ile davalı sendikada çalıştığını, davalı sendikanın 2.600.000,00 TL borcu nedeni ile feshin gerçekleştiğini, davacının fazla çalışma ücretinin ödendiğini,davacının iş güvencesi kapsamına girip girmediğinin araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece özetle; SGK kayıtları, toplanan delillerin değerlendirilmesinde; dosyadaki SGK kaydına göre 05/01/2010 - 15/08/2014 tarihleri arasında davalı iş yerinde en son 7.277 TL brüt ücret ile çalışan davacı iş akdinin kötü niyetle feshedildiğini ileri sürmüş, 4857 Sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlenmiş olan kötü niyet tazminatının ilk koşulu işçinin iş güvencesi kapsamında kalmaması durumu olup başlıca kötü niyet tazminatını gerektiren durumların yerleşik yargıtay içtihatlarına göre işvereni şikayet etmek, işveren aleyhine dava açmak, işveren aleyhine tanıklık yapmak, hamilelik, siyasi görüş, mezhep konusunda ayrımcılık nedenleri olduğu uygulamada kabul edilmiş, duruşmada dinlenen davacı tanığı ... davalı sendikada 1989-2013 Aralık tarihleri arasında çalıştığını, kendi çalışması sona erdikten sonra da davacının davalı iş yerinde çalışmaya devam ettiğini, Türk Hava Yollarına ilişkin grev bittikten sonra davalı sendikanın ekonomik sıkıntısının sona erdiğini, yeni yönetimin tasarruf tedbirlerine başvurmadığını, eski yönetimden kalan 20 kişinin işten çıkartıldığını beyan etmiş, davacı tanığı ... 1998-2013 Aralık tarihleri arasında davalı sendikada çalıştığını, davacının iş akdinin sona erme sebebinin kendi kişisel düşüncesine göre kadrolaşma olduğunu beyan etmiş, her iki davacı tanığının da davacının iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle davalı işyerinde bulunmadıkları, fesih tarihinden 6 ay önce çalışmalarının sona erdiği, davacı tarafından davacının iş akdinin dava dilekçesinde belirtilen davacının davalı işveren aleyhine tanıklık yapma ihtimalinin bulunması, siyasi düşünce, davalı işverenin kendisine yakın görüşte olan kişileri çalıştırıp kendi kadrosunu kurmak niyetiyle feshedildiğine dair delil ve kanıt sunulmamış, davacının davalı işveren aleyhine dava açan işyeri çalışanlarına ait hizmet akdinden kaynaklanan alacaklara ilişkin dava dosyalarına şahit olarak isminin davacının iş akdinin fesih tarihinden sonra bildirildiği davacı vekilince 12.02.2016 tarihli oturumda beyan edilmiş, fesih tarihinden önce davacının davalı işveren aleyhine açmış olduğu bir dava ya da işveren aleyhine bir şikayetin bulunduğu iddia edilmemiş olup, davacı tarafından iş akdinin davalı işveren tarafından kötü niyetle feshedildiği ispat edilememiş, davacının yerine başka bir çalışanın iş yerine alınması, ispat edilemese dahi iş akdinin davalı işveren tarafından ekonomik nedenle feshedilmiş olması, iş akdinin kötü niyetle feshedildiğine karine teşkil etmeyeceğinden iş akdinin davalı işveren tarafından siyasi düşüncelerle ve kadrolaşma amacıyla feshedildiği de ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatına hak kazanmadığı, davacı tarafından sunulan personel mesai kontrol cetvellerine davalı işyerinin kamusal niteliği nedeniyle itibar edilerek, davacının tespit edilen haftalık 45 saati aşan fazla çalışmalarının, hafta tatili çalışmalarının ve bayram- genel tatil çalışmalarının karşılığının ödendiğine dair davalı işveren tarafından yazılı delil ve belge sunulmadığı, davacı vekilince ileri sürülen davacının maaşının tavan ücreti aşması nedeniyle ücrete ilişkin alacaklardan sigorta primi ve işsizlik sigorta primi kesilmeyeceğine dair itiraz mahkememizce de yerinde görülmüşse de davacının ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak davacının ıslah dilekçesi, davalı işveren tarafından ileri sürülen zaman aşımı itirazı ve zaman aşımına uğrayan kısmın bulunmadığı da göz önünde bulundurularak davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K)
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının iş güvencesine tabi işçilerden olup olmadığı hususu araştırılmamış, dairemizin 2015/31771 ve 31772 esas sayılı, ... 11. İş Mahkemesi’nin 2014/281 Esas ve 2014/282 Karar sayılı emsal dosyalarında yapılan geri çevirme sonrasında gönderilen cevabi yazılardan da davacının iş güvencesine tabi işçilerden olup olmadığı kesin olarak belirlenememiştir.
Mahkemece yapılacak iş davacının iş güvencesinden yararlanıp yararlanmadığı hususunu kesin olarak belirlemek ve iş güvencesine tabi işçilerden olduğunun anlaşılması halinde feshin kötü niyetli olduğu gerekçesi ile tazminat talep edemeyeceği gözetilerek bu talebin reddine,davacı işçinin iş güvencesinden yararlanmıyor olduğunun tespiti halinde ise önceki gibi karar vermektir.
Eksik inceleme ile davacı işçinin iş güvencesine tabi işçilerden olup olmadığı hususunu belirlemeden sonuca gidilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.