9. Hukuk Dairesi 2016/33748 E. , 2020/17578 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 10.05.2011-29.11.2013 tarihleri arasında lojistik müdürü olarak çalıştığını, davalı şirket tarafından davacının işin düzenle yürütülmesi ilkesine aykırı çalışması ve işyerinde yetkisi olmadığı halde 3. kişilere yazılı beyan vererek nakliye ücretlerinin şirket aleyhine artmasına sebebiyet vermesi ve bunun sonucu olarak da 30 günlük ücreti tutarını aşacak miktarda zarara sebebiyet vermesi gerekçesiyle iş aktinin feshedildiğini, davalının bu fesih sebebinin kayıtlara ve işyerindeki merkez depo prosedürüne aykırı olduğunu, merkez depo prosedürünün mağaza stok çıkış işlemleri ile ilgili bölümünün 7.1.3 maddesinde “mağazalar her koliye bir irsaliye kesmelidir.. Koli içlerinde 20 çiftten fazla ayakkabı olmamalıdır” hükmü bulunduğunu, keza diğer mağazalara ürün transfer edilmesiyle ilgili 7.4.2 maddesinde ise “her koliye bir irsaliye düzenlenmeli” hükmünün bulunduğunu, müvekkilinin de bu prosedüre uygun olarak çalışmasını sürdürdüğünü ve koliye bir irsaliye esasına göre işlem yaptığını, kaldı ki, müvekkilinin işe girdiği günden itibaren bu şekilde İşlem yaptığını diğer taraftan müvekkilinin 3. kişiye vermiş olduğu beyan edilen yazının ise esasen bir talimat değil yapılan yanlışın bilgilendirilmesinden ibaret olduğunu, kaldı ki bunun da prosedüre uygun bîr davranış olduğunu, bunun uygulanma sebebinin kayıp bir koli olduğunda çabuk bulunması ve zarara uğramamak olduğunu, bu nedenle iş akdinin feshinin tamamen haksız olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığını, işyerinde haftanın 5 günü 08-18 saatleri arasında çalışıldığını, ancak iş yoğunluğu ve işyerinin anahtarının müvekkilinde olması gibi nedenlerle cumartesi hatta büyük bir çoğunlukla pazar günleri de çalışmanın sürdüğünü, sayım zamanlarında daha fazla çalışmanın yapıldığını, bundan doğan fazla mesailerin işçilere ödendiğini, fakat müvekkiline Ödenmediğini, müvekkilinin en son ücretinin brüt 4.252,27 TL olduğunu, ayrıca ikramiye, yemek yardımı ve ek ödeme bulunduğu gibi ramazanlarda koli verildiğini, bunun yanı sıra müvekkilinde şirket aracının olduğunu, gerek hizmet süresinin, gerekse ücretin ve bütün bunlardan öte çalışma koşulları ve süreleri ile saatleri ve ek ödemelerin tartışmalı olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak ikamesinin zorunlu olduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin merkezden uzakta ayrı bir işyeri olan deposunda lojistik müdürü olarak çalışırken, nakliye firmasına verdiği talimat ile nakliye ücretlerinin fahiş bîr şekilde artmasına sebebiyet verdiğini, bunun sonucunda 30 günlük ücreti ile ödeyemeyeceği miktarda şirket aleyhine zarar oluşturduğunu ve bunun tespiti neticesinde iş sözleşmesine haklı nedenle son verildiğini, konunun davacının İddia ettiği gibi her koliye bir irsaliye kesilip kesilmemek olmadığını, davacının talimatı üzerine her koli için her seferinde ayrı ayrı kargo bedeli hesaplandığını, oysa ki bir noktadan başka bir noktaya kaç koli giderse gitsin, kaç irsaliye olursa olsun toplam yük ağırlığının bir bütün olarak hesaba katılması gerektiğini, koli başına hesap yapılmaması gerektiğini, toplam 41.596,00 TL müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, bu işlemin karşı tarafı olan nakliye firması tarafından gönderilen Beykoz 2. Noterliğinin 18/12/2013 tarih ve 59491 yevmiye numaralı ihtarnamesinde de bu uygulamanın nedeni olarak davacının gösterildiğini, davacının talebi üzerine bu şekilde uygulama yapıldığının açıkça ifade edildiğini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının en son aylık brüt 4.252,27 TL ücret ile çalıştığını, ikramiye verildiğini, ayni olarak öğle yemeği verildiğini, ramazanda 21,00 TL tutarında erzak kolisi verildiğini, maaşların bankadan ödendiğini, imzalı bordroyla birebir aynı olduğunu, işyerinde 08.00-18.30 saatleri arasında haftanın 5 günü çalşıldığını, cumartesi-pazar günleri çalışılmadığı gibi dini ve resmi bayramlarda da çalışma olmadığını, davacının lojistik müdürü olarak görev yaptığını ve üst düzey yönetici olarak fazla mesai alacak hakkının bulunmadığını, davacının ayrı işyerinin tek yetkilisi olduğunu, kendisinden daha üst düzeyde çalışan olmadığını, kendisine görev ve talimat veren olmadığını, çalıştığı döneme ait hak ettiği yıllık izin ücretlerinin karşılığının 3.968,78 TL olarak son bordrosunda tahakkuk ettirilerek banka hesabına ödendiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti bakımından
Hükme esas bilirkişi raporunda tanık beyanlarına ve çizelgelere göre Şubat, Mart, Nisan, Ağustos, Eylül, Ekim ayları sezon dönemleri kabul edilerek sadece bu aylar için fazla mesai hesaplaması yapılmıştır.
Davacı depo müdürü/lojistik müdürü olarak çalışmış olup, davalı vekilinin beyanından dahi yıl içinde 2 sezon dönemi olduğu ve işyeri olan deponun anahtarının davacıda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarından A.A.nın sezon olarak 2-3 aydan bahsetmesinin nedeninin çalışma süresinin kısalığı sonucu sadece 1 adet sezona denk gelmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı tanığının beyanından ise sezon dönemlerinde işyeri olan depoda bir kısım cumartesi günleri de çalışıldığı, deponun anahtarı davacıda olduğundan ve davacının deponun müdürü olması nednei ile bu cumartesi günlerinde davacının da çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının beyanlarında fazla mesai yapıldığında bu fazla mesainin ayda 70-100 saat kadar olduğu belirtilmiş olup, hesaplanan haftalık fazla mesai süresi beyan edilen bu süreleri geçmemektedir. Ayrıca, davacı tanıklarının beyanlarından her sezon dönemi boyunca ortalama 3 ay fazla mesai yapıldığı da anlaşılmaktadır. Netice itibari ile davacı tanıklarına göre sezon sayılan aylar için hesaplanan haftalık 8,5 saat fazla mesai süresi bakımından davalı lehine bozma konusu edilebilecek bir husus bulunmamaktadır. Ancak, her tanığın beyanı, kendisinin davalıdaki çalışma düzenini bildiği dönem ile sınırlı olarak sübut vasıtası kabul edilebilir. Bir diğer deyişle, her tanığın beyanına kendi bildiği dönem için itibar edilebilir.
Bu nedenle davacı tanıkları davacı ile birlikte sezon dönemleri içinde hangi tarihler arasında çalıştılar ise o tarih aralıkları için davacının fazla mesaisi hesaplanmalıdır.
Davacı tanıklarının kendilerinin çalışmaması nedeni ile bilmedikleri dönemler ise davalı tanıklarına göre hesaplanmalıdır. Davalı tanıklarına göre hesaplanacak dönem bakımından, hafta içi normal mesai saatlerinin 08:00-18:00 arasında olduğu kabul edilmelidir. Dava dilekçesinde de normal mesainin saat 18:00’da bittiği belirtilmiş olmakla sezon dönemindeki normal mesai sonrası yapılan fazla mesai hakkında bir beyanları olmadığından davalı tanıklarına göre hesaplanacak dönemlerde saat 18:00’dan sonraki hafta içi fazla mesailer hesaplanmamalıdır.
Davalı tanıklarından A.K.nın beyanlarından sezon dönemlerinde davacının işyeri olan deponun bir kısım cumartesi günlerinde açık olduğunu bildiği de anlaşılmaktadır. Davalı tanıklarına göre hesaplanacak dönem bakımından davalı tanıkları yeniden duruşmaya çağrılarak yılda 2 kere gerçekleşen sezonun kaç ay sürdüğü ve davacının ayda kaç cumartesi ve hangi saatler arasında çalıştığı kendilerine açıklatılarak, fazla mesainin davalı tanıklarına göre hesaplanacak dönemleri bakımından sonuca gidilmelidir.
Bozma dışı bırakılan hesaba esas diğer unsurlar tarafların usuli müktesep hakları nedeni ile yeniden bozmaya sebebiyet verilmemesi bakımından hükme esas bilirkişi raporunda olduğu şekilde kabul edilmelidir.
Fazla mesai hesaplaması sırasında çalışıldığı ispatlanamayan ulusal bayram genel tatil günleri de hesaplamada dışlanarak bunun sonuca etkisi denetime elverişli şekilde bilirkişi raporunda ortaya konmak sureti ile gözetilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/12/2020tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/33748 E. , 2020/17578 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat