9. Hukuk Dairesi 2016/25468 E. , 2020/13033 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2016/25468 E. , 2020/13033 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 12/07/2000-30/11/2013 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet alımı yapılan dava dışı şirketler nezdinde çalıştığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporuna göre, davacı tanık beyanları değerlendirilerek davacının 08/01/2010-30/11/2013 tarihleri arası haftanın 3 günü nöbetçi kaldığı ve 08.00-08.00 arası 24 saat, haftanın 3 günü ise 08.00-17.00 saatleri arası 9 saat çalışarak ara dinlenme sonrası haftalık 13,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Fazla mesai alacağı konusunda yapılan işin niteliği ve taraf tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde söz konusu alacağın ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir kayıt bulunmadığı, davacının fazla çalışmalarının davacı tanık beyanına göre tespitinde isabetsizlik bulunmasa da davacının hizmet bildirimine ilişkin kurum kayıtlarının incelenmesinde, davacının 30/06/2010 - 01/08/2010, 31/07/2011 - 01/09/2011 tarihleri arası çalışmadığı gözetilmeksizin söz konusu dönemler yönünden de fazla çalışma alacağının hesaplanması isabetli olmamıştır. Ayrıca yapılan işin niteliği ile tanık beyanlarına göre davacının yalnızca yurtta öğrencilerin bulunduğu dönemlerde 24 saat nöbetçi kalabileceği düşünüldüğünde yılın her dönemi yurtta öğrenci bulunup bulunmadığı hususu da araştırılarak sonucuna göre fazla çalışma hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 22/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 12/07/2000-30/11/2013 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet alımı yapılan dava dışı şirketler nezdinde çalıştığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporuna göre, davacı tanık beyanları değerlendirilerek davacının 08/01/2010-30/11/2013 tarihleri arası haftanın 3 günü nöbetçi kaldığı ve 08.00-08.00 arası 24 saat, haftanın 3 günü ise 08.00-17.00 saatleri arası 9 saat çalışarak ara dinlenme sonrası haftalık 13,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Fazla mesai alacağı konusunda yapılan işin niteliği ve taraf tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde söz konusu alacağın ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir kayıt bulunmadığı, davacının fazla çalışmalarının davacı tanık beyanına göre tespitinde isabetsizlik bulunmasa da davacının hizmet bildirimine ilişkin kurum kayıtlarının incelenmesinde, davacının 30/06/2010 - 01/08/2010, 31/07/2011 - 01/09/2011 tarihleri arası çalışmadığı gözetilmeksizin söz konusu dönemler yönünden de fazla çalışma alacağının hesaplanması isabetli olmamıştır. Ayrıca yapılan işin niteliği ile tanık beyanlarına göre davacının yalnızca yurtta öğrencilerin bulunduğu dönemlerde 24 saat nöbetçi kalabileceği düşünüldüğünde yılın her dönemi yurtta öğrenci bulunup bulunmadığı hususu da araştırılarak sonucuna göre fazla çalışma hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 22/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi