1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

9. Hukuk Dairesi 2016/26823 E. , 2020/11617 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
9. Hukuk Dairesi 2016/26823 E. , 2020/11617 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ... A.Ş. bünyesinde diğer davalının işçisi olarak çalıştığını, en son aylık net ücretinin 890,00 TL olduğunu, işyerinde cumartesi günleri dahil olmak üzere 08:30-17:30 saatleri arasında çalışıldığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile yemek ve yol alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... A.Ş., davacının diğer davalı şirketin işçisi olduğunu olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı şirket davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı... A.Ş vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı... A.Ş vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince sekiz yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacının yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına terstir. Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının beyanı alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İddianın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma iddiasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma iddiasını tanık delili ile ispat ettiği kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak dosya kapsamında imzalı puantaj kayıtları bulunmakta olup, öncelikle bu kayıtlara göre değerlendirme yapılması gerekirken, tanık anlatımlarına göre sonuca gidilmesi isabetsizdir. Mahkemece puantaj kayıtları değerlendirilerek bu kayıtlara göre davacının iddiasını ispat edip edemediği belirlenmeli, oluşacak sonuca göre davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı netleştirilmelidir.
3-Davacı gerek dava gerekse ıslah dilekçesinde fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir. Mahkemece, söz konusu alacaklar için yasal faizi aşmamak üzere en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.