9. Hukuk Dairesi 2016/15194 E. , 2020/4337 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
9. Hukuk Dairesi 2016/15194 E. , 2020/4337 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle, müvekkilinin davalı bankada 01/07/1987 tarihinde işe başladığını, iş akdinin feshedildiği 25/05/2006 tarihine kadar bankanın muhtelif şubelerinde çalıştığını, davacının, davalı banka çalışanı ...'ın bankada muhtelif tarihlerde usulsüz tahsil, tediye ve mahsup fişlerine 1. derece imzalar vazetmek sureti ile usulsüzlüklerin gizlenmesine katkıda bulunması gerekçesiyle, yaklaşık 20 yıla varan emeği hiçe sayılarak iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. (Davacı vekili daha sonra davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi’nin 2015/1011 Esas sayılı dosyası ile ek dava açmış olup, asıl davada ıslah hakkını kullandığından 2.161,16 TL kıdem tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve bu ek davanın İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/36 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiş, Mahkemece birleştirme kararı verilmiştir.)
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili özetle davacının yapılan soruşturmada servis görevlisi ... tarafından düzenlenen usulsüz tahsil, tediye ve mahsup fişlerine 1. derece imzalar vazedilmek suretiyle, usulsüzlüklerin yapılmasına / gizlenmesine katkıda bulunduğu, ... isimli müşterinin hesaplarından, bilgisayar şifresi ve yetkili imzası kullanılmak suretiyle müşteri tarafından sahte imzalı olduğu ileri sürülen fişlere istinaden usulsüz tediyelerde bulunulduğu, ayrıca müşteri tarafından imzası kabul edilmekle birlikte işlemin kabul edilmediği tediyelerin yapıldığı, usulsüz işlemler nedeniyle davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı hakkında banka zararının tazmini için Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/97 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi heyet raporlarına dayanılarak davacı hakkında Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/7212 soruşturma no’lu dosyasında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle, davacının hizmet akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kanaatiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta banka tüzelkişiliğine karşı dava açıldığı halde, dava dilekçesinde tüzelkişiliği bulunmayan, çalışılan bankanın, şubesinin ayrıca davalı olarak gösterilmesinin hukuken yerinde olmadığı gözetilip, davanın sadece genel müdürlüğe karşı açıldığı kabul edilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözden kaçırılması ve karar başlığında iki ayrı davalı gösterilip hüküm altına alınan kıdem ve ihbar tazminatının hangi davalıdan tahsil edileceği açıklanmadan “davalıdan alınarak” denilerek, harçlar, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinde de “davalılardan alınarak ” şeklinde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılması hatalıdır.
3-Davacının kusurlu işlemi ile bir başka çalışanın zimmetine para geçirmesine sebebiyet verdiği ve bu eylemi nedeniyle davalı banka zararından kusuru oranında sorumlu olduğu Dairemiz tarafından onanarak kesinleşen, Üsküdar 2. İş Mahkemesi’nin 2007/606 Esas, 2010/897 Karar sayılı dava dosyası ile sabittir. Davacının dava dışı Osman isimli banka çalışanı tarafından düzenlenen evrakı gerekli kontrolleri yaptıktan sonra imzalaması (tamamlayıcı imzayı atması) gerekirken, savunmasında da açıkça söylediği gibi gerekli kontrolleri yapmadan, arkadaşına güvendiği için tamamlayıcı imzayı gerçekleştirdiği bu eylemin banka zararına sebep olduğu da açıkça ortadadır. Davacının kasıtlı davranmaması veya kendisine bir menfaat temin etmemesi işverenin fesihte haklılığını ortadan kaldırmaz. Davalı işveren, davacıyı yukarıda ki eylemi nedeniyle işten çıkarmıştır ve iş akdinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Açıklanan nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de, ihbar tazminatına ilişkin hüküm kurulurken, ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihi olan 05.05.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, kıdem tazminatı talebine dair açılan birleşen dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de isabetsizdir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle, müvekkilinin davalı bankada 01/07/1987 tarihinde işe başladığını, iş akdinin feshedildiği 25/05/2006 tarihine kadar bankanın muhtelif şubelerinde çalıştığını, davacının, davalı banka çalışanı ...'ın bankada muhtelif tarihlerde usulsüz tahsil, tediye ve mahsup fişlerine 1. derece imzalar vazetmek sureti ile usulsüzlüklerin gizlenmesine katkıda bulunması gerekçesiyle, yaklaşık 20 yıla varan emeği hiçe sayılarak iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. (Davacı vekili daha sonra davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi’nin 2015/1011 Esas sayılı dosyası ile ek dava açmış olup, asıl davada ıslah hakkını kullandığından 2.161,16 TL kıdem tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve bu ek davanın İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/36 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiş, Mahkemece birleştirme kararı verilmiştir.)
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili özetle davacının yapılan soruşturmada servis görevlisi ... tarafından düzenlenen usulsüz tahsil, tediye ve mahsup fişlerine 1. derece imzalar vazedilmek suretiyle, usulsüzlüklerin yapılmasına / gizlenmesine katkıda bulunduğu, ... isimli müşterinin hesaplarından, bilgisayar şifresi ve yetkili imzası kullanılmak suretiyle müşteri tarafından sahte imzalı olduğu ileri sürülen fişlere istinaden usulsüz tediyelerde bulunulduğu, ayrıca müşteri tarafından imzası kabul edilmekle birlikte işlemin kabul edilmediği tediyelerin yapıldığı, usulsüz işlemler nedeniyle davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı hakkında banka zararının tazmini için Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/97 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi heyet raporlarına dayanılarak davacı hakkında Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/7212 soruşturma no’lu dosyasında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle, davacının hizmet akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kanaatiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta banka tüzelkişiliğine karşı dava açıldığı halde, dava dilekçesinde tüzelkişiliği bulunmayan, çalışılan bankanın, şubesinin ayrıca davalı olarak gösterilmesinin hukuken yerinde olmadığı gözetilip, davanın sadece genel müdürlüğe karşı açıldığı kabul edilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözden kaçırılması ve karar başlığında iki ayrı davalı gösterilip hüküm altına alınan kıdem ve ihbar tazminatının hangi davalıdan tahsil edileceği açıklanmadan “davalıdan alınarak” denilerek, harçlar, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinde de “davalılardan alınarak ” şeklinde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılması hatalıdır.
3-Davacının kusurlu işlemi ile bir başka çalışanın zimmetine para geçirmesine sebebiyet verdiği ve bu eylemi nedeniyle davalı banka zararından kusuru oranında sorumlu olduğu Dairemiz tarafından onanarak kesinleşen, Üsküdar 2. İş Mahkemesi’nin 2007/606 Esas, 2010/897 Karar sayılı dava dosyası ile sabittir. Davacının dava dışı Osman isimli banka çalışanı tarafından düzenlenen evrakı gerekli kontrolleri yaptıktan sonra imzalaması (tamamlayıcı imzayı atması) gerekirken, savunmasında da açıkça söylediği gibi gerekli kontrolleri yapmadan, arkadaşına güvendiği için tamamlayıcı imzayı gerçekleştirdiği bu eylemin banka zararına sebep olduğu da açıkça ortadadır. Davacının kasıtlı davranmaması veya kendisine bir menfaat temin etmemesi işverenin fesihte haklılığını ortadan kaldırmaz. Davalı işveren, davacıyı yukarıda ki eylemi nedeniyle işten çıkarmıştır ve iş akdinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Açıklanan nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de, ihbar tazminatına ilişkin hüküm kurulurken, ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihi olan 05.05.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, kıdem tazminatı talebine dair açılan birleşen dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de isabetsizdir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.