1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

9. Hukuk Dairesi 2016/14819 E. , 2020/3219 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
9. Hukuk Dairesi 2016/14819 E. , 2020/3219 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI


A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle davacının 01.01.2007 tarihi ile 22.08.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı T.C. ...’na bağlı olarak diğer davalı nezdinde müzik eğitmeni olarak çalıştığını, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, davalı şirket çalışanlarının idaresinin her iki davalı tarafından yürütüldüğünü, birçok emsal dosyada verilen kararlarda davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olduğunun hükme bağlandığını ve onandığını, davacının sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunu, davalı şirket ile Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi yapıldığını ve toplu iş sözleşmesinin 15.11.2007 – 14.11.2009 tarihleri arasında yürürlükte kaldığını, TİS’e göre davacının aldığı günlük çıplak ücret tutarına 6 aylık periyodlar için % 5 ve % 4 zam yapılacağı hususunda anlaşıldığını, buna rağmen davacının rızası olmaksızın aylık çıplak ücretinin çeşitli tarihlerde düşürüldüğünü, bu nedenle davacının TİS ücret farkı alacağı doğduğunu, davacının TİS’in sona erdiği tarihte TİS’den faydalanmakta olduğunu, bu nedenle 15.11.2009 tarihinden itibaren TİS gereğince alması gereken ücretin düşürülmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin TİS gereğince yapması gereken zamları yapmadığını, üstüne üstlük davacının ücretini sürekli düşürdüğünü, bu nedenle 15.11.2009 ile 22.08.2012 tarihleri arasına ilişkin eksik ödenen ücret alacağının doğduğunu iddia ederek toplu iş söleşmesi ücret farkı alacağı, eksik ödenen ücret alacağı ve yakacak yardımı alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.


B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı T.C. ... vekili özetle davacının Belediye’nin işçisi olmadığını, Belediye ile hiçbir hukuki bağı olmayan diğer davalının işçisi olduğunu savunarak husumet ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Sağlık... Sağlık Yatırımları ve İşletmeciliği Sosyal Hizmetler San. ve Tic. Aş vekili özetle davacının 01.01.2007 – 22.08.2012 tarihleri arasında... Büyükşehir Belediyesin’den ihale ile alınan... ... Merkezi Projesi kapsamında eğitmen olarak yıllık belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığını, tarafların iradeleri ile her ihale döneminde bir önceki sözleşmeden bağımsız olarak sözleşme düzenlendiğini, her sözleşmede davacının imzasının olduğunu, çalışma koşullarındaki değişikliklerin yazılı olarak yapıldığını ve davacının değişikliği kabul ederek bu ücret ile çalışmaya devam ettiğini, davalının davacı işçinin ücretini belirlerken keyfi davranmayıp ihale şartnamesinde öngörülen ücreti ödediğini, davalının davacının iş sözleşmesini feshetmeyerek feshin son çare olması kuralına riayet ettiğini, bu nedenle ücret ile ilgili düzenleme yapmak zorunda kaldığını, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, ilgili sendika ile kendileri arasında 15.07.1007 ila 14.11.2009 tarihleri arasında ki Toplu İş Sözleşmesinin 25.09.2008 tarihinde imzalandığını, sendikanın 09.01.2009 tarihinden itibaren TİS hükümlerinden davacının da yararlanmasını talep ettiklerini, bu tarihten itibaren TİS’ten kaynaklanan alacakların ödendiğini, TİS’in ücret zammını düzenleyen 43. Maddesinin TİS’in ücretlere yapılacak olan zammı belirlediğini ancak iş koşullarındaki değişikliğin ne şekilde yapılacağına ilişkin hüküm içermediğini, bordrolar incelendiğinde, TİS’ten kaynaklanan alacakların eksiksiz ödendiğinin görüleceğini, TİS’in 14.11.2009 tarihi itibariyle sona erdiğini, 01.01.2010 tarihinde davacı ile yeni sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin değişiklik anlaşması olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Alacağın belirsiz olması halinde alacaklı, belirsiz alacak davası açabileceği gibi kısmi dava olarak da alacağın tahsilini talep edebilir.
Dava dilekçesinde alacağın belirsiz olduğundan söz edilmiş olsa da, kısmi dava açıldığının ifade edilmesi halinde davanın türünün kısmi dava olarak kabulü gerekir. Zira alacak belirsiz ise kısmi dava yoluyla alacağın istenmesine engel bir durum yoktur. Bu ihtimalde kısmi dava ancak talep edilen kısım itibarıyla zamanaşımını keser. Yargılama ile alacağın belirlenen kalan kısmı ıslah veya ek dava ile talep edildiğinde arttırılan miktarlar bakımından faiz başlangıcı -kural olarak- talep tarihidir. Bu nedenle davanın türünün belirsiz alacak davası veya kısmi dava oluşunun sonuçları farklı olup, tereddüt halinde hakim tarafından bu husus davacıya açıklatılmalı ve davanın türü ön inceleme tutanağına yazılarak tahkikat aşamasına geçilmelidir.
HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının türleri bulunmakta olup, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir.

Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Başka bir deyişle Belirsiz alacak davası ile kesilmiş olan zamanaşımı yargılama sırasındaki işlemler ve hakimin her kararı ile kesileceğinden ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi sonuca etkili değildir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili davayı belirsiz alacak davası olarak açmış olup, dava konusu, davalı işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tam olarak uygulanmamasından kaynaklananan fark alacak taleplerine ilişkindir. Davacı işçinin davasına konu ettiği alacak da belirli veya belirlenebilir nitelikte değildir. Bu nedenle yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda, Mahkemenin belirsiz alacak davası olarak açılan davayı, kısmi dava olarak nitelendirip davalı vekilinin talep artırımına karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’ine değer vererek sonuca gitmesi hatalıdır.
Dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından, alacağın tamamı bakımından dava tarihi itibariyle zamanaşımı kesilmiş olup talep artırımına karşı zamanaşımı def’ine itibar edilmeden sonuca gidilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.