10. Hukuk Dairesi 2016/10081 E. , 2018/10101 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2016/10081 E. , 2018/10101 K.
'İçtihat Metni'
......
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekili ve davacı Kurum vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi (tam teselsül) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun'un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanun'un 163. maddesinde de davacının, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebileceği öngörülmüştür. Anılan Yasanın 163. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın, talebi gereklidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı işveren şirketin % 65, Vinç operatörünün %5, işçinin % 30 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, davacının müteselsil talebi bulunmaması karşısında % 65 kusur karşılığı kurum zararına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3-Eldeki dosyada, davacının talebine konu geçici iş göremezlik ödemeleri için faiz başlangıçları ayrı ayrı ödeme tarihleri olarak belirlenmesine rağmen, 841,72 TL'nin ödeme tarihinin 10.05.2013 tarihi olması gerekirken 08.05.2013 tarihinden itibaren faiz yürütülerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1., 2., 3., 4., 5., ve 6. fıkrasının silinerek yerine:
'1-Davacının davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile;
39.113,87 TL kurum alacağının kabulü ile
a)36.139,48 TL peşin sermaye değerli gelirin onay tarihi olan 25.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)2.974,39 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin
538,43 TL'nin ödeme tarihi olan 10.06.2013 tarihinden
781,60 TL'nin ödeme tarihi olan 10.05.2013 tarihinden
347,38 TL'nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden
1.307,00 TL'nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hükmedilen miktara göre alınması gereken 2.671,87 TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yazışma, bilirkişi ücreti toplamı olan 1.319,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.202,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yazışma, tebligat ücreti toplamı olan 19,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1,71 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.652,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......
'İçtihat Metni'
......
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekili ve davacı Kurum vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi (tam teselsül) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun'un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanun'un 163. maddesinde de davacının, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebileceği öngörülmüştür. Anılan Yasanın 163. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın, talebi gereklidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı işveren şirketin % 65, Vinç operatörünün %5, işçinin % 30 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, davacının müteselsil talebi bulunmaması karşısında % 65 kusur karşılığı kurum zararına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3-Eldeki dosyada, davacının talebine konu geçici iş göremezlik ödemeleri için faiz başlangıçları ayrı ayrı ödeme tarihleri olarak belirlenmesine rağmen, 841,72 TL'nin ödeme tarihinin 10.05.2013 tarihi olması gerekirken 08.05.2013 tarihinden itibaren faiz yürütülerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1., 2., 3., 4., 5., ve 6. fıkrasının silinerek yerine:
'1-Davacının davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile;
39.113,87 TL kurum alacağının kabulü ile
a)36.139,48 TL peşin sermaye değerli gelirin onay tarihi olan 25.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)2.974,39 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin
538,43 TL'nin ödeme tarihi olan 10.06.2013 tarihinden
781,60 TL'nin ödeme tarihi olan 10.05.2013 tarihinden
347,38 TL'nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden
1.307,00 TL'nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hükmedilen miktara göre alınması gereken 2.671,87 TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yazışma, bilirkişi ücreti toplamı olan 1.319,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.202,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yazışma, tebligat ücreti toplamı olan 19,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1,71 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.652,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......