10. Hukuk Dairesi 2015/23239 E. , 2018/2297 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2015/23239 E. , 2018/2297 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kurumca tespit edilen sigortalı çalışma nedeniyle bordro verilmesi ve çalışmaya ilişkin belgelerin istenmesine dair yapılan Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-23.09.2003 tarihli dava dışı ...’in şikâyeti ile başlatılan Kurum incelemesi sonucu düzenlenen 26.03.2004 tarihli müfettiş raporu ile davadışı sigortalının davacıya ait avukatlık bürosu işyerinde 01.11.2002 - 11.08.2003 tarihleri arasında kalan sürede tam gün süreyle ve aralıksız olarak çalışmalarının kabul edilmesi gerektiğine dair tespit yapıldığı, Kurumca, rapor sonrasında, davacı hakkında bir taraftan idari para cezası kestiği, diğer taraftan da davaya konu 24.04.2004 tarihli ve 51119 sayılı ve işlemi ile davacıdan tespit edilen sigortalı çalışma nedeniyle bordro verilmesi ve çalışmaya ilişkin belgelerin istenmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasanın 86’inci maddesi olup ”Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu Kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.”hükmü öngörülmüştür.
Eldeki davada ise mahkemece davacının davaya konu işlem ile ilgili idari yargıda herhangi bir davasının bulunup bulunmadığı ile kesinleşip kesinleşmediği hususu irdelenmeli, aynı şekilde yukarıda anılan yasal prosedür gereğince eldeki davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmelidir.
2-Diğer taraftan davaya konu somut olayda; uyuşmazlığın davadışı sigortalının çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya dahil edilmesi (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan ilkeler ışığında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön