10. Hukuk Dairesi 2017/6577 E. , 2018/154 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2017/6577 E. , 2018/154 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, iş kazası tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece verilen 04.03.2014 tarihli karar, Dairemizin 26.10.2015 günlü ve 2014/14985 Esas, 2015/17757 Karar sayılı ilamıyla “....öncelikle davacının... Hastanesindeki tedavi evrakları getirtilmeli, davacının gözündeki rahatsızlığın söz konusu travmadan mı yoksa başka rahatsızlıktan mı kaynaklandığı hususu Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak suretiyle belirlenmeli ve sonuca göre karar verilmesi” gereğine işaret edilerek inceleme yapılmak üzere, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada, bozma kararına uyulmuş ise de, uyulan bozma ilamından sonra aldırılan 05.04.2017 tarihli Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi raporu ile meydana gelen olay ile araz arasında uygun illiyet bağının kurulamadığı belirlenmiş ise de, davacının sol gözünde sol regmatojen retina dekolmanı tanısının varlığı karşısında, tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarıda gözetilerek, bu arazın bir anda ortaya çıkabilecek niteliğinin varlığı, zaman içerisinde artma ihtimalinin olup olmadığı ve başlangıçtaki oran ile sonuç olan görme kaybı arasında geçen sürenin ne kadar zaman alacağı hususları ile bu dönemlerde günlük hayatın devam ettirilip ettirilmeyeceği hususunda bir kez de Adli Tıp Üst Kurulundan rapor aldırılmak suretiyle sonucuna göre meydana gelen olayda ilk bozma kararımızda belirtilen unsurların varlığının araştırılması ile bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmaya dayalı olarak karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.01.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön