10. Hukuk Dairesi 2019/6067 E. , 2019/9042 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2019/6067 E. , 2019/9042 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Mahkemece verilen karar Dairemizin 11.2.2019 tarihli 2018/4786 E - 2019/973 K sayılı ilamıyla eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereği araştırma ve inceleme yapılmadan ve bozma ilamı gereği yerine getirilmeden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Buna göre, Dairemizin 11.2.2019 tarihli 2018/4786 E - 2019/973 K sayılı bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda talep konusu dönemi kapsayacak biçimde hizmet akdinin ve eylemli çalışmasının varlığı ortaya konulmalı, dinlenmeyen bordro tanıkları resen belirlenip dinlenmeli, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri tarafından düzenlenen rapor sonrası gönderilen ve “29.3.2002-27.4.2002 arası yapılan denetimde usta öğretici ..., aşçı ..., hizmetli Zeynep Sarıkaya'nın çalışma izin onayının alınması işlemlerinin hızlandırılması ...'ın sağlık raporunun mutfaka uygun yere asılmasına” ilişkin işlem tesisine yönelik yazı dikkate alındığında özellikle mutfakta çalışan...’ın beyanı alınmalı, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Mahkemece verilen karar Dairemizin 11.2.2019 tarihli 2018/4786 E - 2019/973 K sayılı ilamıyla eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereği araştırma ve inceleme yapılmadan ve bozma ilamı gereği yerine getirilmeden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Buna göre, Dairemizin 11.2.2019 tarihli 2018/4786 E - 2019/973 K sayılı bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda talep konusu dönemi kapsayacak biçimde hizmet akdinin ve eylemli çalışmasının varlığı ortaya konulmalı, dinlenmeyen bordro tanıkları resen belirlenip dinlenmeli, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri tarafından düzenlenen rapor sonrası gönderilen ve “29.3.2002-27.4.2002 arası yapılan denetimde usta öğretici ..., aşçı ..., hizmetli Zeynep Sarıkaya'nın çalışma izin onayının alınması işlemlerinin hızlandırılması ...'ın sağlık raporunun mutfaka uygun yere asılmasına” ilişkin işlem tesisine yönelik yazı dikkate alındığında özellikle mutfakta çalışan...’ın beyanı alınmalı, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.