10. Hukuk Dairesi 2017/3438 E. , 2019/6981 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2017/3438 E. , 2019/6981 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2017/617-2017/633
Mahkemesi : Akşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2016/483-2017/42
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının, davalıların tarlasında 7 yıl boyunca yaz aylarında 7-8 ay sürekli çalıştığını, çalışmasının sürekli ve kesintisiz olduğunu, davalıların; davacıyı sigortalı yaptığını söylemelerine rağmen sigortaya bildirmediklerini belirterek, davacının bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 11/11/2016 tarihli dilekçesinde; “çalışmalarının 01/04/2008 – 20/12/2014 tarihleri arasında” olduğunu beyan etmiş ve bu çalışma süresinin tespitini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde; tarım işçisi olarak çalışan davacının sigortalılığının talebe bağlı olduğunu, ayrıca kendilerinin işyeri tescil kaydının bulunmadığını, davacının kendisinin talepte bulunup primini kendisinin ödemesi gerektiğini, işyerlerinin olmaması sebebiyle davacıya ait sicil dosyasının bulunması mümkün olmadığını, davacının, bir kısım yaz aylarında kendilerinin yanında tarım işçisi olarak çalıştığı günlerde yeşil kartlı olduğunu ve sigortalı olarak bildirilerse yeşil kartının iptal olacağını bu sebeple sağlık giderlerinden yararlanamayacağını bildirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Kurumda herhangi bir kaydı ve girişi bulunmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından, 'davanın REDDİNE,' karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, Davacının 01/04/2008 – 31/12/2014 tarihleri arasında davalı işverenlerin tarlalarında her yıl düzenli olarak 7-8 ay düzenli olarak tarım işçiliği yanında bekçilik, pazarlama gibi işlerde de çalıştığını, Davacının Kuruma müracaat ettiği halde, Kurumun Mahkemeye müracaat etmesi gerektiği yönünde cevap vermesi nedeniyle dava açtığını, Eksik inceleme ile karar verildiğini, dava haksız olarak reddedilmiş olmasına rağmen, davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B- BAM KARARI
'Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,' karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili taleplerinin kabul edilmesi gerekirken ret edilmesinin bozmayı gerektirdiğini, çalışmanın gerçek ve fiili olduğunu belirterek, yargılama giderleri ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiğini belirtmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Somut olayda, yukarıdaki açıklamalar kapsamında davacının talebi açıklattırılmalı, talebinin 2925 sayılı Kanun kapsamındamı olduğu, 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında mı olduğu belirlenmeli, bu çerçevede bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2017/617-2017/633
Mahkemesi : Akşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2016/483-2017/42
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının, davalıların tarlasında 7 yıl boyunca yaz aylarında 7-8 ay sürekli çalıştığını, çalışmasının sürekli ve kesintisiz olduğunu, davalıların; davacıyı sigortalı yaptığını söylemelerine rağmen sigortaya bildirmediklerini belirterek, davacının bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 11/11/2016 tarihli dilekçesinde; “çalışmalarının 01/04/2008 – 20/12/2014 tarihleri arasında” olduğunu beyan etmiş ve bu çalışma süresinin tespitini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde; tarım işçisi olarak çalışan davacının sigortalılığının talebe bağlı olduğunu, ayrıca kendilerinin işyeri tescil kaydının bulunmadığını, davacının kendisinin talepte bulunup primini kendisinin ödemesi gerektiğini, işyerlerinin olmaması sebebiyle davacıya ait sicil dosyasının bulunması mümkün olmadığını, davacının, bir kısım yaz aylarında kendilerinin yanında tarım işçisi olarak çalıştığı günlerde yeşil kartlı olduğunu ve sigortalı olarak bildirilerse yeşil kartının iptal olacağını bu sebeple sağlık giderlerinden yararlanamayacağını bildirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Kurumda herhangi bir kaydı ve girişi bulunmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından, 'davanın REDDİNE,' karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, Davacının 01/04/2008 – 31/12/2014 tarihleri arasında davalı işverenlerin tarlalarında her yıl düzenli olarak 7-8 ay düzenli olarak tarım işçiliği yanında bekçilik, pazarlama gibi işlerde de çalıştığını, Davacının Kuruma müracaat ettiği halde, Kurumun Mahkemeye müracaat etmesi gerektiği yönünde cevap vermesi nedeniyle dava açtığını, Eksik inceleme ile karar verildiğini, dava haksız olarak reddedilmiş olmasına rağmen, davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B- BAM KARARI
'Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,' karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili taleplerinin kabul edilmesi gerekirken ret edilmesinin bozmayı gerektirdiğini, çalışmanın gerçek ve fiili olduğunu belirterek, yargılama giderleri ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiğini belirtmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Somut olayda, yukarıdaki açıklamalar kapsamında davacının talebi açıklattırılmalı, talebinin 2925 sayılı Kanun kapsamındamı olduğu, 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında mı olduğu belirlenmeli, bu çerçevede bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.