10. Hukuk Dairesi 2016/15644 E. , 2019/1970 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2016/15644 E. , 2019/1970 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, idari para cezasının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu olayda, davacı aleyhine işyeri kaza ve meslek hastalığı kaza bildirim formunun davalı kuruma geç verildiği iddiası ile tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptali istemi ile dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir. “Kurumca verilecek idari para cezaları” başlığını taşıyan 140’ıncı madde, idari para cezaları, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı ilgililerce başvurulacak yargı yolu ve zamanaşımı konusunda düzenleme içermektedir. İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesi'nde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır.
Mahkemece, davaya konu idari para cezasının iptali istemi ile açılan davada, 5510 sayılı yasanın 102. maddesi gereğince dava konusu idari para cezasına itirazı inceleme ve karara bağlama görevinin İdare Mahkemesi'nin olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek karar verilmiştir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerekir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanun'un 134. maddesinde bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde ;mahkemece, davaya bakma görevinin idare mahkemeleri olduğu gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, idari para cezasının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu olayda, davacı aleyhine işyeri kaza ve meslek hastalığı kaza bildirim formunun davalı kuruma geç verildiği iddiası ile tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptali istemi ile dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir. “Kurumca verilecek idari para cezaları” başlığını taşıyan 140’ıncı madde, idari para cezaları, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı ilgililerce başvurulacak yargı yolu ve zamanaşımı konusunda düzenleme içermektedir. İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesi'nde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır.
Mahkemece, davaya konu idari para cezasının iptali istemi ile açılan davada, 5510 sayılı yasanın 102. maddesi gereğince dava konusu idari para cezasına itirazı inceleme ve karara bağlama görevinin İdare Mahkemesi'nin olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek karar verilmiştir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerekir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanun'un 134. maddesinde bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde ;mahkemece, davaya bakma görevinin idare mahkemeleri olduğu gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.