10. Hukuk Dairesi 2016/16986 E. , 2019/1670 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2016/16986 E. , 2019/1670 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, hizmet tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, davalı işverene ait işyerinde aşçı olarak 01/04/2006 tarihi ile 25/08/2008 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını belirterek söz konusu döneme ilişkin hizmetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının davalıya ait işyerinde 13/09/2007-17/07/2008 tarihleri arasında hizmet akdi ve asgari ücret karşılığı çalıştığı ve bu çalışmalarının kuruma bildirilmediğinin tespitine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/8 maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosya kapsamından, davacı ve davalı tanıklarının beyanları dikkate alınarak hüküm kurulduğu, bordro tanıklarının tespitine ilişkin araştırmada isimleri tespit edilen ...'nin isim ve adres bilgilerinin davalıdan sorulmak suretiyle belirlendiği ve davalı tanığı olarak beyanlarının alındığı, davalı tanıklarının davacının çalışmasını doğrulamakla birlikte çalışma sürelerini bilmedikleri, davacı tanıklarından ....'in 2008/2-8. aylarında bordro tanığı olduğu, tanıklardan yalnızca davacı tanığı olarak beyanı alınan ...'ın uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak davacının çalıştığına dair beyanda bulunduğu, resen bordro tanığı dinlenilmesi yoluna gidilmediği, Mahkemece kabule konu 13.09.2007-17.07.2008 tarihleri arasındaki araştırmanın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmakla; bu döneme ilişkin olarak, Mahkemece diğer bordro tanıklarının da beyanlarının alınmasından sonra varılacak sonuca göre fiili çalışma olgusunun varlığı hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'a iadesine, 26.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, hizmet tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, davalı işverene ait işyerinde aşçı olarak 01/04/2006 tarihi ile 25/08/2008 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını belirterek söz konusu döneme ilişkin hizmetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının davalıya ait işyerinde 13/09/2007-17/07/2008 tarihleri arasında hizmet akdi ve asgari ücret karşılığı çalıştığı ve bu çalışmalarının kuruma bildirilmediğinin tespitine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/8 maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosya kapsamından, davacı ve davalı tanıklarının beyanları dikkate alınarak hüküm kurulduğu, bordro tanıklarının tespitine ilişkin araştırmada isimleri tespit edilen ...'nin isim ve adres bilgilerinin davalıdan sorulmak suretiyle belirlendiği ve davalı tanığı olarak beyanlarının alındığı, davalı tanıklarının davacının çalışmasını doğrulamakla birlikte çalışma sürelerini bilmedikleri, davacı tanıklarından ....'in 2008/2-8. aylarında bordro tanığı olduğu, tanıklardan yalnızca davacı tanığı olarak beyanı alınan ...'ın uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak davacının çalıştığına dair beyanda bulunduğu, resen bordro tanığı dinlenilmesi yoluna gidilmediği, Mahkemece kabule konu 13.09.2007-17.07.2008 tarihleri arasındaki araştırmanın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmakla; bu döneme ilişkin olarak, Mahkemece diğer bordro tanıklarının da beyanlarının alınmasından sonra varılacak sonuca göre fiili çalışma olgusunun varlığı hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'a iadesine, 26.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.