10. Hukuk Dairesi 2019/3463 E. , 2020/7889 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2019/3463 E. , 2020/7889 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalının istinaf isteminin esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne dair hüküm verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davacı ...’un 01.01.1984 – 23.01.1984 tarihleri arasında 23 gün süreyle 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, davacının isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmesi ve ondan sonra terk talebinin olmaması, 4956 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 08/08/2001 tarihine kadar primi ödenmemiş sürelerde isteğe bağlı sigortalılığının sona erdiğinden söz edilemeyeceğine atıf yapan yargıtay içtihadı gereği, davacının istinaf istemi kabul edilerek;
“...2-Davanın kabulüne,
Davacının, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası dönemde, 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine... ” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili; davacı tarafından yapılan prim ödemesi olmadığından bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1479 sayılı Kanunun isteğe bağlı sigortalılığa ilişkin düzenlemeyi içeren 79. maddesinin, önce 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, sonrasında 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükmünde; isteğe bağlı sigorta primlerinin ödenmemesi, isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren yasal bir neden olarak öngörülmemiş ise de, anılan maddede 04.10.2000 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 25. maddesiyle yapılan değişiklikte, “art arda üç ay prim ödenmemiş olması” isteğe bağlı sigortalılığı, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdiren yasal bir neden olarak belirtilmiştir. Yine, 04.10.2000 tarihi öncesindeki isteğe bağlı sigortalılık dönemine ilişkin olarak prim borcu bulunanlar yönünden, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2. maddesi, 04.10.2000 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların isteğe bağlı sigortalılıklarının, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımlandığı tarihe kadar birikmiş tüm prim borçlarını, Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımı tarihini takip eden 6 ay içinde ödemeleri şartıyla devam ettirileceği, bu şartı yerine getirmeyenlerin sigortalılıklarının ise, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdirileceği hükmünü içermekte ise de, anılan Kanun Hükmünde Kararname tüm hükümleriyle, Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca iptal edilmiştir.
1479 sayılı Kanuna 03.07.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4692 sayılı Kanunla eklenen geçici 1. maddenin 2. fıkrasında ise “1479 sayılı Kanuna göre 04.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların bu sigortalılıklarının 30.06.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren 6 aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
1479 sayılı Kanunun 79.maddesinde, 4956 sayılı Kanunun 33.maddesiyle yapılan ve 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren yasal düzenleme ile de; “sigortalının toplam borcunun 3 aylık prim ve ceza tutarından fazla olması, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erdirilmesi” nedeni olarak öngörülmüştür.
Somut olayda, davacının 22.12.1983 tarihli talebi ile 27.12.1983 tarihinde yapmış olduğu prim ödemesine istinaden 01.01.1984 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı başlatıldığı, Kurumca sonraki yıllarda davacının prim ödemesi olmadığından terk verildiği, davacının iş bu dava ile 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi olarak isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini istediği anlaşılmaktadır.
Yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, her yasa yürürlükte olduğu dönemde geçerli ise de, yasa koyucu 04.10.2000 öncesi isteğe bağlı sigortalı olanların prim borçlarının tasfiyesi yönünde çeşitli tarihlerde hükümler getirmiştir. Hal böyle olunca, ihtilaf konusu döneme yönelik anılan yasal düzenlemeler kapsamında prim ödemesinin ve başvurusunun bulunmadığı anlaşılan davacının talep konusu dönemin tamamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilemeyecek olsa da, 27.12.1983 tarihinde yapmış olduğu prim ödemesinin karşılayacağı prim gün sayısı Kurumdan sorulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davanın kabulüne ilişkin verilen kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalının istinaf isteminin esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne dair hüküm verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davacı ...’un 01.01.1984 – 23.01.1984 tarihleri arasında 23 gün süreyle 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, davacının isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmesi ve ondan sonra terk talebinin olmaması, 4956 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 08/08/2001 tarihine kadar primi ödenmemiş sürelerde isteğe bağlı sigortalılığının sona erdiğinden söz edilemeyeceğine atıf yapan yargıtay içtihadı gereği, davacının istinaf istemi kabul edilerek;
“...2-Davanın kabulüne,
Davacının, 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arası dönemde, 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine... ” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili; davacı tarafından yapılan prim ödemesi olmadığından bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1479 sayılı Kanunun isteğe bağlı sigortalılığa ilişkin düzenlemeyi içeren 79. maddesinin, önce 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, sonrasında 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükmünde; isteğe bağlı sigorta primlerinin ödenmemesi, isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren yasal bir neden olarak öngörülmemiş ise de, anılan maddede 04.10.2000 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 25. maddesiyle yapılan değişiklikte, “art arda üç ay prim ödenmemiş olması” isteğe bağlı sigortalılığı, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdiren yasal bir neden olarak belirtilmiştir. Yine, 04.10.2000 tarihi öncesindeki isteğe bağlı sigortalılık dönemine ilişkin olarak prim borcu bulunanlar yönünden, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2. maddesi, 04.10.2000 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların isteğe bağlı sigortalılıklarının, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımlandığı tarihe kadar birikmiş tüm prim borçlarını, Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımı tarihini takip eden 6 ay içinde ödemeleri şartıyla devam ettirileceği, bu şartı yerine getirmeyenlerin sigortalılıklarının ise, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdirileceği hükmünü içermekte ise de, anılan Kanun Hükmünde Kararname tüm hükümleriyle, Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca iptal edilmiştir.
1479 sayılı Kanuna 03.07.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4692 sayılı Kanunla eklenen geçici 1. maddenin 2. fıkrasında ise “1479 sayılı Kanuna göre 04.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların bu sigortalılıklarının 30.06.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren 6 aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
1479 sayılı Kanunun 79.maddesinde, 4956 sayılı Kanunun 33.maddesiyle yapılan ve 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren yasal düzenleme ile de; “sigortalının toplam borcunun 3 aylık prim ve ceza tutarından fazla olması, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erdirilmesi” nedeni olarak öngörülmüştür.
Somut olayda, davacının 22.12.1983 tarihli talebi ile 27.12.1983 tarihinde yapmış olduğu prim ödemesine istinaden 01.01.1984 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı başlatıldığı, Kurumca sonraki yıllarda davacının prim ödemesi olmadığından terk verildiği, davacının iş bu dava ile 01.01.1984-02.01.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi olarak isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini istediği anlaşılmaktadır.
Yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, her yasa yürürlükte olduğu dönemde geçerli ise de, yasa koyucu 04.10.2000 öncesi isteğe bağlı sigortalı olanların prim borçlarının tasfiyesi yönünde çeşitli tarihlerde hükümler getirmiştir. Hal böyle olunca, ihtilaf konusu döneme yönelik anılan yasal düzenlemeler kapsamında prim ödemesinin ve başvurusunun bulunmadığı anlaşılan davacının talep konusu dönemin tamamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilemeyecek olsa da, 27.12.1983 tarihinde yapmış olduğu prim ödemesinin karşılayacağı prim gün sayısı Kurumdan sorulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davanın kabulüne ilişkin verilen kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.