10. Hukuk Dairesi 2019/4363 E. , 2020/6204 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
10. Hukuk Dairesi 2019/4363 E. , 2020/6204 K.
'İçtihat Metni'
Bölge Adliye
Mahkemesi :... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı ve taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davalı şirkete ait işyerinde, 10.03.1993-02.07.2004 tarihleri arası dönemde kesintisiz ve sürekli olarak geçtiği iddia edilen çalışma süresinin tespiti talep edilmiştir.
II-CEVAP
...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi; şirketlerine ait işyerinde 01.09.1999 tarihinde ilk kez çalışmaya başlayan davacının, iki kez çıkışının ve kısmi çalışması yanında, 17.03.1997 tarihinde başka işyerinden bildiriminin bulunduğunu beyanla; çalışma süresi eksiksiz bildirilen davacı tarafından açılan davanın reddi gereğini savunmuştur.
... vekili; davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini; ayrıca, davanın kamu düzenine ilişkin niteliği ve konuya ilişkin Yargıtay içtihatları gözetilerek yapılacak araştırma ve inceleme sonucu toplanacak kanıtlar uyarınca reddine karar verilmesi gereğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; 'Davanın kısmen kabul, kısmen de reddi ile;
1-3400016129377 sigorta sicil numaralı davacı ...'in, 1030076.45.01 iş yeri sicil numaralı davalı işveren ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak, devamlı ve kesintisiz şekilde 01/09/1999 - 02/07/2004 tarihleri arasında ...'na bildirilen günlerin yanı sıra;
1999 yılı 3. Dönem 65 gün,
2000 yılı 1. Dönem 30 gün,
2000 yılı 3. Dönem 20 gün,
2001 yılı 1. Dönem 55 gün,
2001 yılı 2. Dönem 100 gün,
2001 yılı 3. Dönem 37 gün,
2002 yılı 1. Dönem 94 gün,
2002 yılı 2. Dönem 80 gün,
2002 yılı 3. Dönem 80 gün,
2003 yılı 1. Dönem 60 gün,
2003 yılı 2. Dönem 80 gün,
2003 yılı 3. Dönem 80 gün,
2004 yılı 1. Dönem 75 gün,
2004 yılı 5. Ay 15 gün ve 2004 yılı 6. Ay 15 gün olmak üzere toplam 886 gün süreyle asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,' karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
...Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 1-a) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) Davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle; ...Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin, 19.07.2018 tarihli, 2014/22 E., 2018/114 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına;
2- Davanın reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyizinde; davacının resmi kayıtlarda 01.09.1999 tarihinde davalı iş yerinde sigortalı olarak gösterilmeye başlanmış olması davacının önceki çalışmalarını etkilemediğini, davacının davalı iş yerinde 1993 yılından beri çalıştığının sabit olduğunu, bu nedenle davacının talep hakkının hak düşürücü süre kapsamına girebileceğine dair bilirkişi görüşüne katılmadıklarını, davacının çalışması devamlı olduğu için 1999 yılından önceki döneme ait davacının çalışmaları hak düşürücü süre kapsamında kalmadığını, bu nedenle 01.09.1999 tarihinden önceki çalışmalarının hak düşürücü süre kapsamında değerlendirilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının bilirkişi raporunun en son sonuç kısmında belirtildiği gibi 10.03.1993 ile 02.07.2004 tarihleri arasında 3991 gün davalı iş yerinde çalıştığı ve bunun 3135 günlük kısmının kuruma bildirilmediği doğru bir tespit olduğundan kuruma bildirilmeyen bu günlerde davacının davalı iş yerinde çalıştığının sabit olduğunu, İstinaf Mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu ileri sürerek... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2018/1992 E. 2019/652 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanun'un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun'un 86. maddeleridir. 506 sayılı Kanun'un 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Somut davada; davacı 10.03.1993 ile 02.07.2004 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığının tespitini talep ettiği, davacının 1030076 sicil numarasıyla davalı şirket adına tescilli işyerine girişine ilişkin 01.09.1999 giriş tarihini içeren imzalı işe giriş bildirgesi mevcut olup; 01.09.1999-05.04.2001, 05.07.2001-02.03.2002 ve 20.05.2002-02.07.2004 tarihleri arası dönemlerde toplam 886 günlük sigortalılık bildirimi bulunduğu gibi; 17.03.1997-06.09.1997 tarihleri arası dönemde, 1027348 sicil numaralı dava dışı Selçuklu Halı Ltd. Şti. işyerinden sigortalılık bildiriminin bulunduğu belirlenmiştir.
Dosya kapsamında beyanlarına başvurulan komşu işyeri tanıklarının davacının, davalı iş yerinde iddia ettiği çalışmaları husunda bilgi sahibi olmadıkları, yine dinlenen bordro tanıklarının beyanlarının ise hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, mahkemece işyerinin 01/07/1997 tarihi itibariyle kapsama alındığı dikkate alınarak bu tarih sonrası re'sen araştırma yapılarak bu döneme ilişkin re'sen belirlenecek bordro tanıkları dinlenmeli, bildirim öncesi dönem bakımından ise varsa deliller toplanıp ayrıca davanın açılış tarihine göre hakdüşürücü süre yönünden inceleme yapılarak, talep konusu dönem irdelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurularının kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Bölge Adliye
Mahkemesi :... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı ve taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davalı şirkete ait işyerinde, 10.03.1993-02.07.2004 tarihleri arası dönemde kesintisiz ve sürekli olarak geçtiği iddia edilen çalışma süresinin tespiti talep edilmiştir.
II-CEVAP
...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi; şirketlerine ait işyerinde 01.09.1999 tarihinde ilk kez çalışmaya başlayan davacının, iki kez çıkışının ve kısmi çalışması yanında, 17.03.1997 tarihinde başka işyerinden bildiriminin bulunduğunu beyanla; çalışma süresi eksiksiz bildirilen davacı tarafından açılan davanın reddi gereğini savunmuştur.
... vekili; davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini; ayrıca, davanın kamu düzenine ilişkin niteliği ve konuya ilişkin Yargıtay içtihatları gözetilerek yapılacak araştırma ve inceleme sonucu toplanacak kanıtlar uyarınca reddine karar verilmesi gereğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; 'Davanın kısmen kabul, kısmen de reddi ile;
1-3400016129377 sigorta sicil numaralı davacı ...'in, 1030076.45.01 iş yeri sicil numaralı davalı işveren ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak, devamlı ve kesintisiz şekilde 01/09/1999 - 02/07/2004 tarihleri arasında ...'na bildirilen günlerin yanı sıra;
1999 yılı 3. Dönem 65 gün,
2000 yılı 1. Dönem 30 gün,
2000 yılı 3. Dönem 20 gün,
2001 yılı 1. Dönem 55 gün,
2001 yılı 2. Dönem 100 gün,
2001 yılı 3. Dönem 37 gün,
2002 yılı 1. Dönem 94 gün,
2002 yılı 2. Dönem 80 gün,
2002 yılı 3. Dönem 80 gün,
2003 yılı 1. Dönem 60 gün,
2003 yılı 2. Dönem 80 gün,
2003 yılı 3. Dönem 80 gün,
2004 yılı 1. Dönem 75 gün,
2004 yılı 5. Ay 15 gün ve 2004 yılı 6. Ay 15 gün olmak üzere toplam 886 gün süreyle asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,' karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
...Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 1-a) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) Davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle; ...Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin, 19.07.2018 tarihli, 2014/22 E., 2018/114 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına;
2- Davanın reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyizinde; davacının resmi kayıtlarda 01.09.1999 tarihinde davalı iş yerinde sigortalı olarak gösterilmeye başlanmış olması davacının önceki çalışmalarını etkilemediğini, davacının davalı iş yerinde 1993 yılından beri çalıştığının sabit olduğunu, bu nedenle davacının talep hakkının hak düşürücü süre kapsamına girebileceğine dair bilirkişi görüşüne katılmadıklarını, davacının çalışması devamlı olduğu için 1999 yılından önceki döneme ait davacının çalışmaları hak düşürücü süre kapsamında kalmadığını, bu nedenle 01.09.1999 tarihinden önceki çalışmalarının hak düşürücü süre kapsamında değerlendirilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının bilirkişi raporunun en son sonuç kısmında belirtildiği gibi 10.03.1993 ile 02.07.2004 tarihleri arasında 3991 gün davalı iş yerinde çalıştığı ve bunun 3135 günlük kısmının kuruma bildirilmediği doğru bir tespit olduğundan kuruma bildirilmeyen bu günlerde davacının davalı iş yerinde çalıştığının sabit olduğunu, İstinaf Mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu ileri sürerek... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2018/1992 E. 2019/652 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanun'un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun'un 86. maddeleridir. 506 sayılı Kanun'un 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Somut davada; davacı 10.03.1993 ile 02.07.2004 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığının tespitini talep ettiği, davacının 1030076 sicil numarasıyla davalı şirket adına tescilli işyerine girişine ilişkin 01.09.1999 giriş tarihini içeren imzalı işe giriş bildirgesi mevcut olup; 01.09.1999-05.04.2001, 05.07.2001-02.03.2002 ve 20.05.2002-02.07.2004 tarihleri arası dönemlerde toplam 886 günlük sigortalılık bildirimi bulunduğu gibi; 17.03.1997-06.09.1997 tarihleri arası dönemde, 1027348 sicil numaralı dava dışı Selçuklu Halı Ltd. Şti. işyerinden sigortalılık bildiriminin bulunduğu belirlenmiştir.
Dosya kapsamında beyanlarına başvurulan komşu işyeri tanıklarının davacının, davalı iş yerinde iddia ettiği çalışmaları husunda bilgi sahibi olmadıkları, yine dinlenen bordro tanıklarının beyanlarının ise hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, mahkemece işyerinin 01/07/1997 tarihi itibariyle kapsama alındığı dikkate alınarak bu tarih sonrası re'sen araştırma yapılarak bu döneme ilişkin re'sen belirlenecek bordro tanıkları dinlenmeli, bildirim öncesi dönem bakımından ise varsa deliller toplanıp ayrıca davanın açılış tarihine göre hakdüşürücü süre yönünden inceleme yapılarak, talep konusu dönem irdelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davalı ...Yün İplik ve Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... vekilinin istinaf başvurularının kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.