11. Hukuk Dairesi 2017/2017 E. , 2018/8162 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2017/2017 E. , 2018/8162 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23/02/2017 tarih ve 2016/125-2017/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin kendi adına tescilli “...” ve “...” ibareli markalarıyla faaliyet gösterdiğini, davalının “...” markası ile faaliyet göstermesinin tüketiciler nezdinde iltibas yaratacağını, müvekkilinin tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek davalı tarafından marka haklarına vaki tecavüzün durdurulmasını, haksız rekabetin tespitini, men'ini ve ref'ini, “...” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinini, “...” ibaresinin davalı şirketin tabelalarından, broşürlerinden, kataloglarından, her türlü belge ve doküman ve formlarından, yazışmalardan, kaşe ve sair tanıtım materyallerinden çıkartılarak, silinmesini, silinemeyecek halde ise imha edilmesini, tescilli marka haklarına tecavüz oluşturan davalı şirket adına tescilli '....tr' adlı alan adından “...” ibaresinin terkinini ve internet sitesindeki her türlü reklam ve tanıtım faaliyetlerinin durdurulması ve “...” ibaresinin internet sitesinden çıkarılmasını karar özetinin masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 17/02/2005 tarihinde “...” unvanı ile ... Ticaret Odasında tescil edilerek kurulduğunu, “...” markasının müvekkili adına 35. ve 38. sınıfta tescilli olduğunu, davacı ile faaliyet alanlarının farklı olduğunu, davacı adına tescilli “...” markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü istemli açtıkları davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; davacının tescilli markasını, davalının alan adı ve ticaret unvanı olarak markasal anlamda kullandığı, davalının kullandığı “...” ibaresi ile davacının tescilli “...” ve “...” markaları arasında ayniyete yakın benzerlik olduğu, orta dikkatli tüketicinin markaları karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davacının markasının ayırt edici unsurunun davalının ticaret unvanında ayırt edici unsur olarak kullanıldığı, faaliyetlerinin de davacının, hakkında hükümsüzlük kararı verilen ürün ve hizmetler haricindeki ürün ve hizmetlere benzer oluşu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, davalının www..... com alan adlı web sitesi içeriğinde davacı markalarının tescil edildiği malların tanıtımının yapıldığı, ... markası ile cihaz onarımı duyurusunda bulunulduğu, davalı eyleminin davacının tescilli ... markası kapsamındaki 'video kameraları, lensler ve bunların aksesuarları ile kılıflar' ürünleri bakımından ve ... markası kapsamındaki 'kesintisiz güç kaynağı, harici siren beslenmesi, flaşör ve ses kartı' ürünleri bakımından marka hakkına tecavüz oluşturduğu kabul edilmiştir.
Ancak, davalı tarafça yukarıda sayılan ürünler üzerinde bir uğraş ve markasal kullanımının bulunmadığı, iştigal alanının ses, görüntü ve ışık sistemleri olduğu savunulmuştur.
Bu durumda, davalının web sitesinde duyurusu yaptığı faaliyet alanında kalan eyleminin davacı markaları kapsamındaki yukarıda sayılan mallar ile aynı ya da benzer olup olmadığının belirlenmesi hakimin hukuki bilgisi dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. O halde, mahkemece içlerinde marka vekilininde bulunduğu ve yukarıda sayılan mal ve hizmetler konusunda uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden görüş alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile marka hakkına tecavüzün tespit, men ve ref'ine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Ayrıca, uyuşmazlık tarihinde yürürlükteki 556 sayılı KHK 9. ve 61. maddelerinde marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı olarak ticaret unvanındaki klavuz sözcüğün terkin edilebileceğine dair bir hüküm mevcut değildir. Bu durumda, mahkemece 6762 sayılı ... 56. vd. maddelerine dayalı bir değerlenndirme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu '...' sözcüğünün davalı ticaret unvarından terkinine verilmesi de isabetli değildir.
3-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan bozma sebepleri çerçevesinde bir araştırma yapılmaksızın ve davalının web sitesi içeriğinde davacı ile aynı ya da benzer alanlarda ticari faaliyette bulunup bulunmadığı ve bu durumun haksız rekabette yol açıp açmayacağıda tartışılmaksızın, sadece alan adlarındaki '...' sözcüklerinin aynı olması nedeniyle alan adı kullanımının önlenmesine karar verilmesi de doğru görülmediğinden temyiz eden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2), (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23/02/2017 tarih ve 2016/125-2017/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin kendi adına tescilli “...” ve “...” ibareli markalarıyla faaliyet gösterdiğini, davalının “...” markası ile faaliyet göstermesinin tüketiciler nezdinde iltibas yaratacağını, müvekkilinin tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek davalı tarafından marka haklarına vaki tecavüzün durdurulmasını, haksız rekabetin tespitini, men'ini ve ref'ini, “...” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinini, “...” ibaresinin davalı şirketin tabelalarından, broşürlerinden, kataloglarından, her türlü belge ve doküman ve formlarından, yazışmalardan, kaşe ve sair tanıtım materyallerinden çıkartılarak, silinmesini, silinemeyecek halde ise imha edilmesini, tescilli marka haklarına tecavüz oluşturan davalı şirket adına tescilli '....tr' adlı alan adından “...” ibaresinin terkinini ve internet sitesindeki her türlü reklam ve tanıtım faaliyetlerinin durdurulması ve “...” ibaresinin internet sitesinden çıkarılmasını karar özetinin masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 17/02/2005 tarihinde “...” unvanı ile ... Ticaret Odasında tescil edilerek kurulduğunu, “...” markasının müvekkili adına 35. ve 38. sınıfta tescilli olduğunu, davacı ile faaliyet alanlarının farklı olduğunu, davacı adına tescilli “...” markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü istemli açtıkları davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; davacının tescilli markasını, davalının alan adı ve ticaret unvanı olarak markasal anlamda kullandığı, davalının kullandığı “...” ibaresi ile davacının tescilli “...” ve “...” markaları arasında ayniyete yakın benzerlik olduğu, orta dikkatli tüketicinin markaları karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davacının markasının ayırt edici unsurunun davalının ticaret unvanında ayırt edici unsur olarak kullanıldığı, faaliyetlerinin de davacının, hakkında hükümsüzlük kararı verilen ürün ve hizmetler haricindeki ürün ve hizmetlere benzer oluşu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, davalının www..... com alan adlı web sitesi içeriğinde davacı markalarının tescil edildiği malların tanıtımının yapıldığı, ... markası ile cihaz onarımı duyurusunda bulunulduğu, davalı eyleminin davacının tescilli ... markası kapsamındaki 'video kameraları, lensler ve bunların aksesuarları ile kılıflar' ürünleri bakımından ve ... markası kapsamındaki 'kesintisiz güç kaynağı, harici siren beslenmesi, flaşör ve ses kartı' ürünleri bakımından marka hakkına tecavüz oluşturduğu kabul edilmiştir.
Ancak, davalı tarafça yukarıda sayılan ürünler üzerinde bir uğraş ve markasal kullanımının bulunmadığı, iştigal alanının ses, görüntü ve ışık sistemleri olduğu savunulmuştur.
Bu durumda, davalının web sitesinde duyurusu yaptığı faaliyet alanında kalan eyleminin davacı markaları kapsamındaki yukarıda sayılan mallar ile aynı ya da benzer olup olmadığının belirlenmesi hakimin hukuki bilgisi dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. O halde, mahkemece içlerinde marka vekilininde bulunduğu ve yukarıda sayılan mal ve hizmetler konusunda uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden görüş alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile marka hakkına tecavüzün tespit, men ve ref'ine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Ayrıca, uyuşmazlık tarihinde yürürlükteki 556 sayılı KHK 9. ve 61. maddelerinde marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı olarak ticaret unvanındaki klavuz sözcüğün terkin edilebileceğine dair bir hüküm mevcut değildir. Bu durumda, mahkemece 6762 sayılı ... 56. vd. maddelerine dayalı bir değerlenndirme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu '...' sözcüğünün davalı ticaret unvarından terkinine verilmesi de isabetli değildir.
3-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan bozma sebepleri çerçevesinde bir araştırma yapılmaksızın ve davalının web sitesi içeriğinde davacı ile aynı ya da benzer alanlarda ticari faaliyette bulunup bulunmadığı ve bu durumun haksız rekabette yol açıp açmayacağıda tartışılmaksızın, sadece alan adlarındaki '...' sözcüklerinin aynı olması nedeniyle alan adı kullanımının önlenmesine karar verilmesi de doğru görülmediğinden temyiz eden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2), (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.