11. Hukuk Dairesi 2016/14717 E. , 2018/5785 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../07/2016 tarih ve 2015/476-2016/239 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ....08.2014 tarihinde '...' ibareli, 38.sınıftaki hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2014/66543 numaralı başvurusunun Markalar Dairesi tarafından 556 sayılı KHK'nın 7/a, c maddesi uyarınca re’sen reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin ret kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunduğunu, ... tarafından işaretin anlamı ve oluşturduğu genel algı itibariyle ayırt edici olmadığı, vasıf bildirici olması ve ticaret alanında herkesin kullanımına açık adlandırma olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin a ve c bendi hükümler uyarınca reddine karar verdiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, işaretin “...” değil “...” ibareli olduğunu, marka olabilme vasfının olduğunu, bu nedenlerle ... kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, '...' ibaresinin sunulan ilan hizmetinin 38.sınıfta yazılı hizmetler aracı kılınarak umuma aktarılacağı şeklinde bir vasfına işaret ettiğini, bu yönden herkesin kullanımına açık olduğunu, marka algısı yaratmadığını, işaretin başvuru kapsamındaki reddedilen hizmetleri başka teşebbüslerinkinden ayırt etme koşulunu sağlayamayacağını, 556 sayılı KHK’nın 7.maddesinin a ve c bendi hükümleri uyarınca reddine dair kararın hukuka uygun bulunduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 'ilansahibi' ibaresinden müteşekkil işaretin, başvuru kapsamında yer alan 38.sınıftaki anılan mal ve hizmetleri için somut olarak ayırt edicilik vasfı bulunmadığı, 556 sayılı KHK7’nın 7/a-c-d bentlerine aykırılığı gerekçesiyle red kararı verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/09/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, ... Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanın '....' ibaresinin 38. sınıftaki radyo-televizyon yayın hizmetleri, haberleşme hizmetleri, haber ajansı hizmetleri için 2014/66543 sayılı tescil başvurusu, Markalar Dairesi tarafından 556 sayılı KHK'nın 7/1-a ve c bentlerine dayanılarak reddedilmiş, davacının yaptığı itiraz ise ... tarafından verilen ........2015 sayılı karar ile kabul edilmemiş, bunun üzerine eldeki işbu dava açılmıştır.
Mahkemece, başvuru konusu ibare, öncelikle 556 sayılı KHK'nın 7/1-c maddesi çerçevesinde incelemeye tabi tutulmuş, ibarenin tescil talebinde bulunan sınıftaki hizmetler bakımından tanımlayıcı, tasvir edici, jenerik nitelikte olduğu sonucuna varılmakla, bununla ilintili olarak anılan KHK'nın 7/1-a maddesi uyarınca ayırt edici vasıfta da bulunmadığı kanısıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Kanımca, başvuru kapsamındaki hizmetlerin alıcı ve yararlanıcısı olan ortalama dikkate sahip kişilerin marka başvurusuna konu ibare üzerindeki zihinsel faaliyeti, karar gerekçesinde işlendiğinden çok daha basit temeller üzerinde oluşacaktır. Bu anlamda, kararın gerekçesinde yer verilen tüm kuramsal açıklamalar yerinde olmakla birlikte somut olaya uygulanmasında hataya düşüldüğü, ...ma Hukukuna ait bir deyimle ifade etmek gerekirse, '... ... ...', aşırı tartışma nedeniyle somut olaya ilişkin gerçeğin gözden kaçırıldığı görüşündeyim. Bu çerçevede, başvuru konusu ibare, ayırt edici nitelik taşıması nedeniyle marka olarak tescil edilemeyecek işaretlerden olmadığı gibi aynı zamanda tescil başvurusunda bulunulan hizmetler için doğrudan ve hatta dolaylı olarak tanımlayıcı ve/veya jenerik bir içerik veya nitelik taşımamaktadır. Yeri geldiği ve bu yolda davacı yanca belgesi sunulduğu üzere, denilebilir ki, davacı adına hemen hemen aynı
tarihlerde yapılan başvuru üzerine ... tarafından 38. sınıfta tescil edilen 'ilanburada' ibaresi, aynı bakış açısıyla, anılan sınıftaki hizmetler bakımından çok daha yoğun bir tanımlayıcı özellik taşımakta olup dava konusu ... kararı bu açıdan da çelişkili durmaktadır. ... kararında bu konuda tatmin edici bir açıklamaya yer verilmemiştir. 'Her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde incelenmesi' ilkesi sadece marka hukukuna ait bir ilke olmadığı gibi kurumsal çelişkilerin geçiştirilmesi için söylenmiş soyut ve basmakalıp bir söz bütünü de olmamalıdır.
Tüm bu nedenlerle, 556 sayılı KHK'nın 7/1-a ve c bentlerine dayalı ... kararının iptal edilmesi görüşünde bulunduğumdan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesindeyim.
11. Hukuk Dairesi 2016/14717 E. , 2018/5785 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat