11. Hukuk Dairesi 2016/9829 E. , 2018/2339 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2016/9829 E. , 2018/2339 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2014/129-2016/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalının 98/018842 sayılı “...” ibreli markasının 3 ve 5. sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden tescilli oluğunu, ancak bu markayı kullanmadığını, müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ileri sürerek 556 sayılı KHK'nin 14. maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, markanın kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davadan geriye doğru beş yıl içerinde dava konusu markayı tescilli olduğu 3 ve 5. sınıflarda kullandığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve 98/018842 sayılı “...” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2014/129-2016/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalının 98/018842 sayılı “...” ibreli markasının 3 ve 5. sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden tescilli oluğunu, ancak bu markayı kullanmadığını, müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ileri sürerek 556 sayılı KHK'nin 14. maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, markanın kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davadan geriye doğru beş yıl içerinde dava konusu markayı tescilli olduğu 3 ve 5. sınıflarda kullandığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve 98/018842 sayılı “...” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.