11. Hukuk Dairesi 2016/7630 E. , 2018/878 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2016/7630 E. , 2018/878 K.
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasında görülen davada.....Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/02/2016 tarih ve 2010/122-2016/83 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/02/2018 günü hazır bulunan davacı vekil.... ile davalı ... veki....ile dahili davalı temsilcisi Emrah Selçuk dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının ...ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalının ortağı olduğu şirketteki .... hissesini 29/03/2005 tarihli noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile 19.500 TL karşılığı kendisine devrettiğini ve bedelini nakden aldığını ancak, hisse devrinin pay defterine işlenmesi taleplerinin yerine getirilmediğini ve hisselerin müvekkili adına pay defterine yazılmadığını ileri sürerek, davalının şirketteki 780 payının pay defterine müvekkili adına yazılması, talebin mümkün olmaması halinde uğranılan zarar karşılığı olarak şimdilik 100.000 TL’nin ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 431.668,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ile dahili davalı vekili, hisse devrinin şirket yönetim kurulu kararı ile kabul edilmediğini, anılan kararın şirket ana sözleşmesinin 7. maddesi ile TTK’na uygun olduğunu, davacının hisse devir sözleşmesinden sonra 5 yıla yakın bir süre boyunca hisselerin adına pay defterine kaydı ile ilgili bir talepte bulunmadığını, şirket ile ilgilenmediğini bu nedenle iyiniyetli olmayıp, tazminat isteminin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nin 491 ve 492. m. kapsamında nama yazılı payların ancak şirket onayı ile gerçekleşebileceği, 04.12.2010 tarihli şirket yönetim kurulu kararında ise, işbu davaya konu olan ...- ... arasında 29.03.2005 tarihli hisse devir sözleşmesinin kabul edilmediği, devre muvafakat verilmediği, pay defterine işlenmemesine yönelik karar alındığı, kanunen pay satışının deftere işlenmesine yönelik aranan şartın sağlanmamış olması, pay devrine yönelik yapılan sözleşmenin hükümsüz kalması ve TTK ile şirket esas sözleşmesinin yönetim kuruluna vermiş olduğu bu yetkiyi kullanması nedeniyle şirket ve davalı ...'un hak ve nesafet kuralları gereği sorumluluğu doğmayıp, tazminata mahkum edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
-/-
Dava, devralınan anonim şirket hissesinin şirket defterine kaydedilmesi, aksi halde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mülga 6762 sayılı TTK'nin 418/1 madde ve fıkrasında, şirketin devir keyfiyetini ana sözleşmede düzenlenen sebeplerle pay defterine kayıttan imtina edebileceği düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, sebep gösterilmeksizin dahi kayıttan imtina edilebileceği şartının ana sözleşmeye konulmasının mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan yasal düzenleme uyarınca, anonim şirketlerde pay devri olgusunun diğer pay sahiplerini beklenmedik veya istenmeyen durumlarla karşı karşıya bırakmasını önlemek amacıyla ana sözleşmeye, nama yazılı hisse senetlerinin devrini kısıtlayan veya tamamen yasaklayan hükümler konulabilir ki bu hükümler “bağlam” meydana getirirler ve bu tür senetlere de bağlı nama yazılı senet denir. Davacı tarafça hisse devralınan şirketin ana sözleşmesinin '' Hisse senetlerinin Nevi ve Devri '' başlıklı 7. maddesinde de bu türden bir bağlam kuralı öngörülmüş olup, şirket yönetim kuruluna hisse devrini sebep göstermeksizin reddetme yetkisi tanınmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacının, 29/03/2005 tarihli hisse devir sözleşmesiyle davalıdan hisseleri devraldığı ancak şirket yönetim kurulunun 04.12.2010 tarihli kararı ile işbu hisse devrinin TTK'nin 418. maddesi çerçevesinde ana sözleşmenin 7. maddesinin verdiği yetkiye istinaden kabul edilmemesine, hissenin devrine muvafakat verilmemesine ve bu hisse devrinin ortaklar pay devrine işlenmemesine yönelik karar alındığı, anılan kararın yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu, bu itibarla hisse devir sözleşmesinin akim kaldığı anlaşılmakla birlikte, davalı ...'un hisse devir sözleşmesinin varlığına ve devredilen hisselerin bedelinin ödendiğine yönelik iddia karşında anılan vakıaları inkar etmeyen savunması da nazara alındığında davacının davalı ...'a yönelik tazminat isteminin de reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasında görülen davada.....Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/02/2016 tarih ve 2010/122-2016/83 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/02/2018 günü hazır bulunan davacı vekil.... ile davalı ... veki....ile dahili davalı temsilcisi Emrah Selçuk dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının ...ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalının ortağı olduğu şirketteki .... hissesini 29/03/2005 tarihli noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile 19.500 TL karşılığı kendisine devrettiğini ve bedelini nakden aldığını ancak, hisse devrinin pay defterine işlenmesi taleplerinin yerine getirilmediğini ve hisselerin müvekkili adına pay defterine yazılmadığını ileri sürerek, davalının şirketteki 780 payının pay defterine müvekkili adına yazılması, talebin mümkün olmaması halinde uğranılan zarar karşılığı olarak şimdilik 100.000 TL’nin ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 431.668,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ile dahili davalı vekili, hisse devrinin şirket yönetim kurulu kararı ile kabul edilmediğini, anılan kararın şirket ana sözleşmesinin 7. maddesi ile TTK’na uygun olduğunu, davacının hisse devir sözleşmesinden sonra 5 yıla yakın bir süre boyunca hisselerin adına pay defterine kaydı ile ilgili bir talepte bulunmadığını, şirket ile ilgilenmediğini bu nedenle iyiniyetli olmayıp, tazminat isteminin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nin 491 ve 492. m. kapsamında nama yazılı payların ancak şirket onayı ile gerçekleşebileceği, 04.12.2010 tarihli şirket yönetim kurulu kararında ise, işbu davaya konu olan ...- ... arasında 29.03.2005 tarihli hisse devir sözleşmesinin kabul edilmediği, devre muvafakat verilmediği, pay defterine işlenmemesine yönelik karar alındığı, kanunen pay satışının deftere işlenmesine yönelik aranan şartın sağlanmamış olması, pay devrine yönelik yapılan sözleşmenin hükümsüz kalması ve TTK ile şirket esas sözleşmesinin yönetim kuruluna vermiş olduğu bu yetkiyi kullanması nedeniyle şirket ve davalı ...'un hak ve nesafet kuralları gereği sorumluluğu doğmayıp, tazminata mahkum edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
-/-
Dava, devralınan anonim şirket hissesinin şirket defterine kaydedilmesi, aksi halde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mülga 6762 sayılı TTK'nin 418/1 madde ve fıkrasında, şirketin devir keyfiyetini ana sözleşmede düzenlenen sebeplerle pay defterine kayıttan imtina edebileceği düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, sebep gösterilmeksizin dahi kayıttan imtina edilebileceği şartının ana sözleşmeye konulmasının mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan yasal düzenleme uyarınca, anonim şirketlerde pay devri olgusunun diğer pay sahiplerini beklenmedik veya istenmeyen durumlarla karşı karşıya bırakmasını önlemek amacıyla ana sözleşmeye, nama yazılı hisse senetlerinin devrini kısıtlayan veya tamamen yasaklayan hükümler konulabilir ki bu hükümler “bağlam” meydana getirirler ve bu tür senetlere de bağlı nama yazılı senet denir. Davacı tarafça hisse devralınan şirketin ana sözleşmesinin '' Hisse senetlerinin Nevi ve Devri '' başlıklı 7. maddesinde de bu türden bir bağlam kuralı öngörülmüş olup, şirket yönetim kuruluna hisse devrini sebep göstermeksizin reddetme yetkisi tanınmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacının, 29/03/2005 tarihli hisse devir sözleşmesiyle davalıdan hisseleri devraldığı ancak şirket yönetim kurulunun 04.12.2010 tarihli kararı ile işbu hisse devrinin TTK'nin 418. maddesi çerçevesinde ana sözleşmenin 7. maddesinin verdiği yetkiye istinaden kabul edilmemesine, hissenin devrine muvafakat verilmemesine ve bu hisse devrinin ortaklar pay devrine işlenmemesine yönelik karar alındığı, anılan kararın yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu, bu itibarla hisse devir sözleşmesinin akim kaldığı anlaşılmakla birlikte, davalı ...'un hisse devir sözleşmesinin varlığına ve devredilen hisselerin bedelinin ödendiğine yönelik iddia karşında anılan vakıaları inkar etmeyen savunması da nazara alındığında davacının davalı ...'a yönelik tazminat isteminin de reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...