11. Hukuk Dairesi 2016/6784 E. , 2018/606 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2016/6784 E. , 2018/606 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/04/2016 tarih ve 2015/315-2016/325 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Ekim 2000 dönemine ait SSK prim ödemeleri için 516,59 TL'yi davalı banka şubesine yatırdığını, ancak mükellef sicil numarası yanlış yazılmak suretiyle söz konusu meblağın dava dışı bir firmanın SSK prim tutarı olarak ödendiğini, banka tarafından durumun düzeltilmemesi nedeniyle müvekkilinin o döneme ait prim borcunu 09.10.2007 tarihinde 3.439,01 TL olarak yeniden ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, anılan meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, durumun öğrenilmesini müteakip düzeltilmesi amacıyla SSK'ya yazı yazıldığını, ancak cevap alınamadığını, 19.09.2006 tarihi itibariyle davacının SSK'ya borcunun bulunmadığını, davacının 09.10.2007 tarihinde yaptığı ödemenin sebebinin anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin İstanbul ve Ankara'da kuruma kayıtlı 2 işyerinin bulunduğu ve bu işyerlerinin farklı sicil numaralarının olduğu, davacı şirketin İstanbul’da kayıtlı işyeri çalışanlarının sigorta primlerini banka aracılığı ile 30/11/2000 tarihinde ödediği ve SGK'nın cevabi yazısı ile bu hususun doğrulandığı, Ankara’daki işyerinin sicil numarasının ise farklı olduğu, bu işyeri için 2000/10 ayına ait ödemenin 09/10/2007 tarihinde cezalı olarak yapılmış olduğu, anapara, gecikme zammı ve diğer vergilerle beraber 3.439,10 TL olarak ödendiği, yine davalı bankanın 09/10/2007 SSK Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğüne yapmış olduğu müracatta, şube müşterilerinden davacının 2000 yılı Ekim ayına ait 516,587,924 TL'lik SSK ödemesinde sehven mükellef sicil numarasını yanlış girerek dava dışı başka bir firmanın prim borcunun yatırıldığının bildirildiği, bankanın sicil numarasını hatalı yazması nedeniyle mükerrer ödemenin meydana geldiği, SGK'ca davacı tarafa mükerrer ödeme nedeniyle iade yapılmadığı, bankanın hatalı işlemi nedeniyle davacının 3.402,87 TL fazla ödeme yapmak sureti ile zarara uğradığı gerekçesiyle bu miktar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 115,84 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/04/2016 tarih ve 2015/315-2016/325 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Ekim 2000 dönemine ait SSK prim ödemeleri için 516,59 TL'yi davalı banka şubesine yatırdığını, ancak mükellef sicil numarası yanlış yazılmak suretiyle söz konusu meblağın dava dışı bir firmanın SSK prim tutarı olarak ödendiğini, banka tarafından durumun düzeltilmemesi nedeniyle müvekkilinin o döneme ait prim borcunu 09.10.2007 tarihinde 3.439,01 TL olarak yeniden ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, anılan meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, durumun öğrenilmesini müteakip düzeltilmesi amacıyla SSK'ya yazı yazıldığını, ancak cevap alınamadığını, 19.09.2006 tarihi itibariyle davacının SSK'ya borcunun bulunmadığını, davacının 09.10.2007 tarihinde yaptığı ödemenin sebebinin anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin İstanbul ve Ankara'da kuruma kayıtlı 2 işyerinin bulunduğu ve bu işyerlerinin farklı sicil numaralarının olduğu, davacı şirketin İstanbul’da kayıtlı işyeri çalışanlarının sigorta primlerini banka aracılığı ile 30/11/2000 tarihinde ödediği ve SGK'nın cevabi yazısı ile bu hususun doğrulandığı, Ankara’daki işyerinin sicil numarasının ise farklı olduğu, bu işyeri için 2000/10 ayına ait ödemenin 09/10/2007 tarihinde cezalı olarak yapılmış olduğu, anapara, gecikme zammı ve diğer vergilerle beraber 3.439,10 TL olarak ödendiği, yine davalı bankanın 09/10/2007 SSK Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğüne yapmış olduğu müracatta, şube müşterilerinden davacının 2000 yılı Ekim ayına ait 516,587,924 TL'lik SSK ödemesinde sehven mükellef sicil numarasını yanlış girerek dava dışı başka bir firmanın prim borcunun yatırıldığının bildirildiği, bankanın sicil numarasını hatalı yazması nedeniyle mükerrer ödemenin meydana geldiği, SGK'ca davacı tarafa mükerrer ödeme nedeniyle iade yapılmadığı, bankanın hatalı işlemi nedeniyle davacının 3.402,87 TL fazla ödeme yapmak sureti ile zarara uğradığı gerekçesiyle bu miktar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 115,84 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.