11. Hukuk Dairesi 2016/13196 E. , 2018/34 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2016/13196 E. , 2018/34 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/01/2016 tarih ve 2012/376-2016/11 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda çalışan personelin 2009 yılı Haziran ayına ilişkin emekli kesenek ve prim tutarlarının 30.06.2009 tarihinde ... hesaplarına aktarılması gerekirken süresinde talimat verildiği halde 02.07.2009 tarihinde aktarıldığını, gecikmenin ... hesaplarındaki blokeden kaynaklandığını, bloke nedeniyle otomatik aktarımının yapılamadığının bildirildiğini, gecikme nedeniyle müvekkilinin ...'ya toplam 47.952,72 TL gecikme zammı ve gecikme cezası ödemek zorunda kaldığını, ...'nın sorumluluğu için hakem sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde ayrıca dava açıldığını ileri sürerek 47.952,72 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gönderme emrinin 30.06.2009 tarihinde iletildiğini, ancak ödeme tipinin emekli kesenekleri şeklinde değil, havale şeklinde gönderildiğini, havale alıcısı ... hesaplarındaki bloke sebebiyle işlemin gerçekleştirilemeyip paranın Hazine hesabına aktarıldığını, 02.07.2009 tarihinde manuel işlem yapılarak paranın ...'nın blokesiz hesabına aktarıldığını, emekli keseneklerinin havale şeklinde değil ödeme tipi ile gönderilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ayrıca ... aleyhine hakem sıfatı ile asliye hukuk mahkemesinde açılan aynı konuya ilişkin davanın kabul edilerek 47.952,72 TL'nin ...'dan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu davada da dava konusu edilen 47.952,72 TL'nin ...'dan tahsiline karar verildiğinden aynı alacağın davalı Ziraat Bankasından istenmesinin mükerrerlik arz edeceği, davalı aleyhine de tahsil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından ...'ya ödenen gecikme zammı ve gecikme cezasının davalının işleminden kaynaklandığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, emekli kesenek ve primlerinin ... hesaplarına geç aktarılmasına, dolayısıyla gecikme zammı ve gecikme cezası tahakkukuna müvekkilinin değil davalı ve ...'nın sebep verdiğini ileri sürmüş, ... aleyhine hakem sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığını belirterek işbu davada da davalıdan tazmin talebinde bulunmuştur. Dava ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 51. maddesinde 'Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.' şeklinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 61. maddesi de 'Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.' şeklinde düzenlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından hakem sıfatıyla .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Hakem sayılı dosyası ile açılan davada, davanın kabul edilerek işbu davada da dava konusu edilen 47.952,72 TL'nin ...'dan tahsiline karar verilmişse de hükmolunan bu tutarın ...'dan tahsil edilip edilmediği dosya kapsamından belli değildir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından, dava konusu edilen tutarın ...'dan tahsil edilip edilmediğinin araştırılması, henüz tahsil edilmediğinin anlaşılması halinde 818 sayılı BK'nın 51. (6098 sayılı TBK'nın 61.) maddesi uyarınca davacının müteselsil sorumluların her birinden tazmin talep edebileceğinin nazara alınması, zarara davalı bankanın da sebebiyet verdiği iddia edildiğine göre davalı bankanın sorumluluğuna sebebiyet verecek bir işleminin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ...'dan tahsiline karar verilen alacağın davalı bankadan da istenerek mükerrer tahsilat yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/01/2016 tarih ve 2012/376-2016/11 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda çalışan personelin 2009 yılı Haziran ayına ilişkin emekli kesenek ve prim tutarlarının 30.06.2009 tarihinde ... hesaplarına aktarılması gerekirken süresinde talimat verildiği halde 02.07.2009 tarihinde aktarıldığını, gecikmenin ... hesaplarındaki blokeden kaynaklandığını, bloke nedeniyle otomatik aktarımının yapılamadığının bildirildiğini, gecikme nedeniyle müvekkilinin ...'ya toplam 47.952,72 TL gecikme zammı ve gecikme cezası ödemek zorunda kaldığını, ...'nın sorumluluğu için hakem sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde ayrıca dava açıldığını ileri sürerek 47.952,72 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gönderme emrinin 30.06.2009 tarihinde iletildiğini, ancak ödeme tipinin emekli kesenekleri şeklinde değil, havale şeklinde gönderildiğini, havale alıcısı ... hesaplarındaki bloke sebebiyle işlemin gerçekleştirilemeyip paranın Hazine hesabına aktarıldığını, 02.07.2009 tarihinde manuel işlem yapılarak paranın ...'nın blokesiz hesabına aktarıldığını, emekli keseneklerinin havale şeklinde değil ödeme tipi ile gönderilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ayrıca ... aleyhine hakem sıfatı ile asliye hukuk mahkemesinde açılan aynı konuya ilişkin davanın kabul edilerek 47.952,72 TL'nin ...'dan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu davada da dava konusu edilen 47.952,72 TL'nin ...'dan tahsiline karar verildiğinden aynı alacağın davalı Ziraat Bankasından istenmesinin mükerrerlik arz edeceği, davalı aleyhine de tahsil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından ...'ya ödenen gecikme zammı ve gecikme cezasının davalının işleminden kaynaklandığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, emekli kesenek ve primlerinin ... hesaplarına geç aktarılmasına, dolayısıyla gecikme zammı ve gecikme cezası tahakkukuna müvekkilinin değil davalı ve ...'nın sebep verdiğini ileri sürmüş, ... aleyhine hakem sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığını belirterek işbu davada da davalıdan tazmin talebinde bulunmuştur. Dava ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 51. maddesinde 'Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.' şeklinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 61. maddesi de 'Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.' şeklinde düzenlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından hakem sıfatıyla .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Hakem sayılı dosyası ile açılan davada, davanın kabul edilerek işbu davada da dava konusu edilen 47.952,72 TL'nin ...'dan tahsiline karar verilmişse de hükmolunan bu tutarın ...'dan tahsil edilip edilmediği dosya kapsamından belli değildir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından, dava konusu edilen tutarın ...'dan tahsil edilip edilmediğinin araştırılması, henüz tahsil edilmediğinin anlaşılması halinde 818 sayılı BK'nın 51. (6098 sayılı TBK'nın 61.) maddesi uyarınca davacının müteselsil sorumluların her birinden tazmin talep edebileceğinin nazara alınması, zarara davalı bankanın da sebebiyet verdiği iddia edildiğine göre davalı bankanın sorumluluğuna sebebiyet verecek bir işleminin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ...'dan tahsiline karar verilen alacağın davalı bankadan da istenerek mükerrer tahsilat yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.