11. Hukuk Dairesi 2016/8793 E. , 2018/13 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2016/8793 E. , 2018/13 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/12/2015 tarih ve 2014/1688-2015/1171 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan 18.06.2012 tarihli ticari nitelikli kredi kullandığını, kredinin erken kapatılması sırasında müvekkilinden haksız olarak 19.936,36 TL erken ödeme cezası adı altında ücret tahsil edildiğini, müvekkilinden haksız ve mesnetsiz olarak erken ödeme cezası adı altında alınan ücretin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, sözleşmede yer alan erken ödeme cezası alınacağına dair maddenin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu ileri sürerek en az 19.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 18.06.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme gereğince davacının ticari kredi kullandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 36/6. maddesinde borcun tamamının vadeden önce kapatılması halinde davacının erken ödeme cezası ödeyeceğine dair düzenleme yer aldığını, davacıdan alınan erken ödeme cezasının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince % 23,67 oranındaki erken ödeme cezası oranının belirlendiği, ancak diğer bankalarca uygulanan oranlar ile karşılaştırılması suretiyle uygulanan ortalama oranın üzerinde kalan erken ödeme cezasının genel işlem koşullarında içerik denetimine ilişkin dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle geçersiz sayılabileceği, böylece diğer banka ortalamalarına göre 13.802,87 TL fazla erken ödeme cezası tahsil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.802,87 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, erken ödeme cezası adı altında tahsil edilen tutarın iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde kredi sözleşmesinin genel işlem şartları içerdiği gerekçesiyle diğer bankaların benzer krediler için uyguladığı emsal oranlar gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 18.06.2012 tarihli olduğu için sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olduğu ve 18.06.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin imza tarihi itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun'un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı gözetilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca, ...'nın 22. (6102 Sayılı ...'nın 20.) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup, dava konusu kredi davalının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı olup, tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırmış oldukları ve sözleşmede açıkça belirtilen erken ödeme cezası oranının kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı bankanın maliyet kaybını gidermeye yönelik olduğu, bu oranın sonradan doldurulduğu yönünde dosyada mevcut bir delilin de olmadığı gözetildiğinde sözleşmede öngörülen %23,67 oranının taraflar için bağlayıcı olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 18.06.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde erken ödeme cezasının %23,67 olarak kararlaştırıldığı, davacının bu krediyi kullandığı ve kredinin erken ödenmesi üzerine davalı bankanın davacıdan %14,67 oranında erken ödeme cezası tahsil ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/12/2015 tarih ve 2014/1688-2015/1171 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan 18.06.2012 tarihli ticari nitelikli kredi kullandığını, kredinin erken kapatılması sırasında müvekkilinden haksız olarak 19.936,36 TL erken ödeme cezası adı altında ücret tahsil edildiğini, müvekkilinden haksız ve mesnetsiz olarak erken ödeme cezası adı altında alınan ücretin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, sözleşmede yer alan erken ödeme cezası alınacağına dair maddenin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu ileri sürerek en az 19.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 18.06.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme gereğince davacının ticari kredi kullandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 36/6. maddesinde borcun tamamının vadeden önce kapatılması halinde davacının erken ödeme cezası ödeyeceğine dair düzenleme yer aldığını, davacıdan alınan erken ödeme cezasının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince % 23,67 oranındaki erken ödeme cezası oranının belirlendiği, ancak diğer bankalarca uygulanan oranlar ile karşılaştırılması suretiyle uygulanan ortalama oranın üzerinde kalan erken ödeme cezasının genel işlem koşullarında içerik denetimine ilişkin dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle geçersiz sayılabileceği, böylece diğer banka ortalamalarına göre 13.802,87 TL fazla erken ödeme cezası tahsil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.802,87 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, erken ödeme cezası adı altında tahsil edilen tutarın iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde kredi sözleşmesinin genel işlem şartları içerdiği gerekçesiyle diğer bankaların benzer krediler için uyguladığı emsal oranlar gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 18.06.2012 tarihli olduğu için sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olduğu ve 18.06.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin imza tarihi itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun'un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı gözetilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca, ...'nın 22. (6102 Sayılı ...'nın 20.) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup, dava konusu kredi davalının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı olup, tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırmış oldukları ve sözleşmede açıkça belirtilen erken ödeme cezası oranının kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı bankanın maliyet kaybını gidermeye yönelik olduğu, bu oranın sonradan doldurulduğu yönünde dosyada mevcut bir delilin de olmadığı gözetildiğinde sözleşmede öngörülen %23,67 oranının taraflar için bağlayıcı olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 18.06.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde erken ödeme cezasının %23,67 olarak kararlaştırıldığı, davacının bu krediyi kullandığı ve kredinin erken ödenmesi üzerine davalı bankanın davacıdan %14,67 oranında erken ödeme cezası tahsil ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.