11. Hukuk Dairesi 2018/5835 E. , 2019/8323 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2018/5835 E. , 2019/8323 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/09/2017 tarih ve 2009/950 E- 2017/617 K. sayılı kararın davacı vekili ile davalılar ... ve şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 04/10/2018 tarih ve 2017/1201 E- 2018/1013 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı şirket ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 03.12.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalılar Bera Holding A.Ş. (Eski unvanı Kombassan Holding A.Ş.), Bera Holding A.Ş. (Eski unvanı Kombassan İnşaat Tarım Tic. A.Ş.), ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin birikimini istediği zaman geri alabileceği ve yüksek oranda kâr getirecek bir yatırıma dönüştürmek için davalılara belge karşılığı 82.410,00 EURO yatırdığını, ihtiyacı nedeniyle ödediği parasını talep etmesine rağmen paranın ödenmediğini, davalıların başlangıçta istendiği an paranın iade edileceği vaadinde bulunduklarını, davalıların dolandırmak kastıyla hareket ettiğini, bu durumun SPK raporlarında açıkça anlatıldığını, yatırdığı para karşılığında müvekkiline ve diğer mağdurlara sadece ortaklık durum belgesi veya tahsilat makbuzu verildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin esasında ortaklık değil kredi anlaşması niteliğinde olduğunu, davalıların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun hareket etmediğini, hukuka aykırı olarak hisse senetlerini izinsiz halka arz ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 82.410,00 EURO karşılığı 164.820,00 TL'den şimdilik 6.500,00 TL'nin ödendiği tarihten itibaren ticari faiziyle davalılardan tahsili, davalılar ile geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında müvekkili tarafından davalıya verilen 38.102,57 EURO karşılığı toplam 118.117,96 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, 7.128,00 TL'nin 6.500,00 TL'sine dava tarihinden itibaren yıllık %27 ve değişen oranlarda avans faizi, bakiye 628,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı ... ve şirket vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İsitinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar ... ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise, kısmen kabulü ile Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11/09/2017 tarih, 2009/950 E- 2017/617 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının, davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, alacak davasının kısmen kabulü ile, 76.205,14 TL'nin 6.500,00 TL'sine dava tarihi olan 24/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %27 ve değişen oranlarda hesaplanacak avans faiziyle, bakiye 69.705,14 TL'nin de dava tarihi olan 24/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, bölge adliye mahkemesince de davalılar ... ve şirket vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'nun 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ''31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun'un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu'nun 11. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re'sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı şirket ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, bozma nedenine göre duruşma vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dairemiz çoğunluğunun bozma düşüncesine dayanak teşkil eden 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile Sermaye Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 4. madde, kanaatimizce, her şeyden önce, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve maddede öngörülen karar alma hakkıyla birlikte ele alındığında Anayasa’nın 36. maddesinde hükme bağlanan hak arama hürriyetini ihlal eden bir yasal düzenlemedir.
Öte yandan, söz konusu hüküm, yine Anayasa’nın 9. maddesindeki yargı yetkisinin bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağına ilişkin hükme, kanun maddesinin kamuoyunca bilinen ve sınırlı sayıdaki sermaye şirketi ile ve bu şirketler aleyhine açılan davalarla ilgili olduğu düşünülecek olursa Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi kapsamındaki 10/4. maddesi ile yasama meclisinin bir devlet organı sıfatıyla bu ilkeye uygun hareket etme zorunluluğuna ilişkin 10/5. maddesine, yine Anayasa’nın 35. maddesinde belirtilen ve kişinin temel hak ve hürriyetleri kapsamındaki mülkiyet hakkına ve bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılacağına ilişkin hükme aykırı olduğu gibi, buradan hareketle, devletin, kişinin temel haklarını hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan engelleri kaldırmaya çalışması gerekmesine karşın hak arama ve mülkiyet hakkının kullanımının önüne geçen bir düzenleme olarak ortaya çıkmış bulunması nedeniyle Anayasa’nın 5. maddesine, keza düzenlemenin kişinin temel hak ve özgürlükleri kapsamındaki hak arama ve mülkiyet hakkının özüne dokunan niteliği gözetildiğinde Anayasa’nın 13. maddesine, Anayasa’nın 138/3. maddesinde görülmekte olan somut davalarla ilgili olarak yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili görüşme dahi yapılamayacağı hükme bağlanmış iken dava hangi nedenle açılmış olursa olsun verilecek kararın ve hatta yargılama giderlerinin dahi ne şekilde hükme bağlanacağının düzenlenmiş olması nedeniyle söz konusu hükme de aykırı düşmektedir.
Her ne kadar Anayasa’nın 167. maddesinde devletin para, kredi, sermaye piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alacağı öngörülmüş ise de, alınacak bu tedbirlerin herhalde Anayasaya aykırı bir kanuni düzenleme yoluyla gerçekleştirilmesi düşünülemeyecek olup aksinin kabulü Anayasa’nın başlangıç hükümlerine açıkça aykırı düşecektir.
Tüm bu nedenlerle, çoğunluk kararının dayanağı yasa hükmünün, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi uyarınca itiraz yoluyla iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması ve buradan çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumuzdan çoğunluğun bozma düşüncesine katılamıyoruz.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön