11. Hukuk Dairesi 2019/1374 E. , 2019/8288 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2019/1374 E. , 2019/8288 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA


Taraflar arasında görülen davada Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 31/10/2018 tarih ve 2017/74-2018/468 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı şirket yetkilisi tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete % 50 pay sahibi olduğunu, diğer paydaş ... ile birlikte şirketi ayrı ayrı tek başına temsil ve imza yetkisine sahip müdürleri olduklarını, davalı şirketin İzmir'in çeşitli bölgelerinde kat karşılığı inşaat sözleşmeleriyle iş yaptığını, başarılı ve güven duyulan bir şirket olduğunu, ancak ...'in imza yetkisini kötüye kullanarak şirket adına tescili gereken taşınmazların bir kısmını kendi adına tescil ettirdiğini, bu konuda tapu iptal ve tescil davası açtıklarını, yine ...'in şirket aracını kendisinin kurduğu diğer bir şirkete devrettiğini, şirketin malvarlığını azaltıcı eylemlerde bulunduğunu ileri sürerek davalı şirketin haklı nedenle feshine, şirketi temsile yetkili ...'in temsil yetkisinin TTK'nın 630/2.maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi ...; Mavişehir Yapı Otomotiv Petrol Gıda Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti'yi kendisinin kurduğunu, şirket adına kayıtlı olan aracın rehinli olması ve üzerine haciz gelmemesi için kurmuş olduğu bu şirkete devrettiğini, davalı şirket ve bir kısım arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmelerini kendi kurduğu şirkete noterde devrettirdiğini, ancak ruhsat alınamadığı için yapılan bu sözleşmelerin geçersiz olduğunu, bir kısım taşınmazları kendi adına tescil ettirdiği gibi davacının da aynı şekilde kendi adına taşınmazlar geçirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK'nın 636. maddesinde öngörülen haklı sebebin gerçekleştiği, fesih yerine duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir alternatif çözümün davacı ortağın ortaklıktan çıkarılması olduğu, bu doğrultuda davacının ayrılma payının hesaplanabilmesi için başta şirketin yasal defterleri ve mizan olmak üzere diğer belgelerin incelenmesi gerektiği, ancak şirkete ait ticari defter belge ve bilgilerin mahkemeye ibraz edilmediği, şirketin aktif ve pasiflerinin gerçek değeri tespit edilmeden davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasının ya da diğer uygun çözümlerin tespitinin mümkün olup olmadığının belirlenemeyeceği, davalı şirketin taraf olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin önemli bir kısmına hiç başlanmadığı, başlanan bir kısım projelerin de yarım kaldığı, bu projelere ilişkin herhangi bir faaliyetin tespit edilemediği, bu açıklamalar ışığında şirketin feshi yerine alternatif bir çözümün mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket yetkilisi temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, yargılamanın devamı sırasında davalı şirket yetkilisi ...’in davalı şirketi temsil ve idare yetkileri kaldırılarak yerine kayyım heyeti atanmıştır. ... tarafından davalı şirket adına verilen temyiz dilekçesinin, verildiği tarih itibariyle de şirketi temsil ve idare yetkisinin kayyım heyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bir davada karar temyiz etme hakkı kural olarak tarafların ve onun kanuni temsilcilerine ait bir haktır. Bu durumda ... davalı şirket adına temyiz isteminde bulunamayacağından ve işbu davada ...’e husumet yöneltilmediği gibi ... aleyhine de bir karar verilmediğine göre ... tarafından yapılan temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket yetkilisi ...’in temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlere davacı vekilin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirket yetkilisine iadesine, 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön